Afetler Karşısında Esnaf Ve Sanatkarın Hasar Tespit Raporu çevrimiçi Toplantısı Tespitler Öneriler

27 Temmuz 2023 18:53 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği 1128

Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği bünyesindeki Ahi Enstitüsü; İçişleri Bakanlığı Sivil toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile yürüttüğü “Ahilik Töresi Afet Bilinci Güvenli Millet, Güvenli Devlet” başlıklılar projesi kapsamında "Afetler Karşısında Esnaf Ve Sanatkarın Hasar Tespit Raporu” başlığında yapılan çevrim içi toplantıda yapılan konuşmalar, tespitler ve öneriler.

 

 

 

MODERATÖR   

•Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı    Gazeteci/Yazar  FEHMİ ÇALMUK

 

                                                       KATILIMCILAR:

•Türkiye Berberler Kuaförler Ve Güzellik Salonları İşletmecileri Federasyon Başkanı TESK Denetim Kurulu Üyesi     BAYRAM KARAKAŞ

 

• Akhisar Lokantacılar, Tatlıcılar ve Köfteciler Odası Başkanı/ TESK Esnaf Kadın Kurulu Üyesi  PINAR GÖREN

 

•Ankara Kantinciler Odası Başkanı BAYRAM ŞAHİN

 

•Bartın Kahveciler ve Şerbetçiler Esnaf Odası Başkanı AYHAN TEPE

 

•Diyarbakır Terziler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı SANİYE ATMACA

 

•Şanlıurfa Lokantacılar Köfteciler Ve Tatlıcılar Odası Başkanı MEHMET ŞAFAK

 

 

 

 

KONUŞMALAR

 

 

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Aafetler karşısında esnaf ve sanatkârın hasar tespit raporu. Şimdi tekrar değerli federasyon başkanımız bayram Karakaş ’tan başlayacağız. Şimdi şöyle esnaf ve sanatkârlar toplumda etkilenen en temel kesimden biri 1: kendi mağdur oluyor, mağdurluğu bir tarafa bir de hizmet üretiminde var olduğu için insanlar esnaf ve sanatkardan hizmet bekliyor yani kendi acısına, kendi üzüntüsüne, kendi kaybına bakmadan hizmetini devam ettirmek zorunda bunun için bizim belki çok hazır ve nazır olarak bir acil ekibimizin çok dinamik bir şekilde olması lazım. Ben AFAD’a sordum o güne kadar AFAD’da depreme karşı, sele karşı herhangi bir eğitimden esnaf ve sanatkarımız geçti mi diye, ne yazık ki esnaf ve sanatkarlara yönelik böyle bir çalışma yapılmamış, biliyorsunuz ki esnaf ve sanatkarlar kendi dükkanının yıkıldığına bakmadan bir fiil depremde insan canını kurtarmaya, yaralıları tedavi ettirmeye, ikincisi kurtardıkları insanların ailesinin de iaşesine bakmaya, hatta onların bakım hizmeti gibi, berberlik, kuaförlük hizmeti gibi, yemek, lokanta hizmeti gibi, elbise hizmeti gibi, kantin hizmeti gibi bir çok imkanı vermek durumundalar onun için 2. Bölümde değerli bayram Karakaş  başkanım afetler karşısında esnaf ve sanatkârın hasar tespit raporunu çıkartmamız gerekirken bölüm başlıklarına neler koymalıyız, nasıl bir tablo var önünüzde başkanım buyurun.

 Türkiye Berberler Kuaförler Ve Güzellik Salonları İşletmecileri Federasyon Başkanı TESK Denetim Kurulu Üyesi BAYRAM KARAKAŞ:

Hasar tespit raporu hazırlanırken özellikle acil eylem planında bu küresel krizlerin yaşandığı afetlerde esnaf ve sanatkarın eğitimden geçtikten sonra öncelik olarak nasıl ki departmanlarını AFAD olarak hazırlattırıyorlarsa, Kızılay olarak hazırlattırıyorlarsa bizimde esnaf ve sanatkarımızın hasar tespit raporunda öncelikli olan meslek dalları, öncelikli olan hizmet dalları, öncelikli olan iş makineleriyle birlikte motorize ekiplerin önceliğinin derecelendirilmesinin gerekliliğini içişleri bakanlığıyla birlikte yapmamız lazım. Ne bu, tır şoföründen, iş makineleri operatörlerine kadar, Türkiye şoförler ve otomobilciler federasyonu bağlı, kepçesinden aranjörüne kadar bizler bilinçlendirilmek ve önceliği olan eğitimleri alarak bu hasar tespit raporuna girmek zorundayız. Bu iş makineleri çalışırken bunların aş ocaklarıyla nasıl özellikle Türkiye’de ilkinin başlatıldığı Sivas esnaf odaları Birliği, Sivas lokantacılar odası Türkiye’de herkese günlerce ücretsiz, sınırsız yemek verdiler, aşevi kurdular. Bunlar gibi bazı bölgeleri, Türkiye’yi 7.  Bölgeye bölmemiz gerektiğini bu 7 bölgenin içerisinde illerle birlikte motorize ekibin, gıdanın ve insan gücünün inşaat sanatkar ustasından, çatı tamir onarımına kadar olan her şeyin bu rapora girmesinin önceliğinin olduğuna ben inanıyorum eğer ki bu öncelikler raporlara geçerde AFAD’a tanınan imkan, Kızılay’a tanınan imkan, Ahi Enstitüsü’nün hazırlayacağı rapor içişleri bakanlığıyla birlikte hazırlanır da düzgün hedeflerine ulaşırsa yarın biz İzmir’de yedek parça bekleyip de Gaziantep’te fırıncılar federasyonu olarak ekmek üretiminin fırın bozarak zorlanmadan çözmemiz gerektiğine inanıyorum niye bir bölge güneydoğu Anadolu’daki 15-16 tane ile, Ege 15-16 tane ile, Marmara ona keza, biz asrın felaketine depremden, yangından, selden bahsettik ama bilim adamları planlamalarında sürekli öncelikleri neydi, Marmara’da büyük bir deprem bekleniyor. Değerli arkadaşlar tamam Adıyaman’a ulaşıldı, Hatay’a ulaşıldı,

Elbistan’a ulaşıldı, Gaziantep’e ulaşıldı. Selde de Bartın’a ulaşıldı, Giresun ulaşıldı, Ordu’ya ulaşıldı, Marmara bölgesindeki sıkıntılı yerlere ulaşıldı Kozan’da orman yanıyor oraya ulaşıldı, Marmaris’te orman yanıyor oraya ulaşıldı ama İstanbul depremini, İstanbul’da olacak sel felaketine, İstanbul’da olacak yangın felaketini düşünemiyorum bile, neden.

 

 

 Türkiye Berberler Kuaförler Ve Güzellik Salonları İşletmecileri Federasyon Başkanı TESK Denetim Kurulu Üyesi BAYRAM KARAKAŞ:

Eğer ki Sayın Çalmuk bu raporlar düzgün hazırlanmadığı taktirde biliyorsunuz dünyanın başkenti olarak adlandırılan ve Türkiye’nin en büyük metropolü olan İstanbul kitlenecek, neyle kitlenecek? Bilinçsiz bir toplumuz hepimiz araca biniyoruz bir yere gitmeye çalışıyoruz oraya ne vidanjör girecek ne itfaiye girecek ne arozöz girecek ne çalışacak ekipleri sevk edebileceğiz, kitlenecek. Onun için valilikler kanalıyla ve Kızılay’ı nasıl bilinçlendiriyorlarsa, AFAD’ı nasıl bilinçlendiriyorlarsa raporlamada, hasat tespit raporunda esnaf ve sanatkarları da bölgeler olarak, Marmara bölgesinde kaç tane teşkilat var, kaç tane oda var, kaç tane ulaşabileceğimiz nokta var, bunları az önce dediğimiz gibi akademisyen kadrolarla, akademisyen insanlarla bölgesel valilikler nezdinde, ahi teşkilatı olarak Ahi Enstitüsü’nü Türkiye odalar borsalar Birliği ve TESK olarak bu yapının içerisinde fiilen olmak ve o bölgelerdeki insanları en azından ekmek nasıl üretilir, en azından ağır taşıtlar, tır operatörleri, kepçe operatörleri nasıl bir şekilde sevk edilebilir ben bunlar nasıl öncelik olabilir kod1, kod2, kod3 hastanelerde nasıl veriliyorsa deprem anında böyle bir büyük metropol de veya farklı illerde öncelik ney, bir taraftan enkaz kaldırılırken veya da bir taraftan yangına müdahale edilirken, ya da sele müdahale edilirken bunların öncelikli ihtiyaçlarıyla birlikte bölgedeki esnaf teşkilatının afet bilinç toplantılarıyla hasar tespit raporlarıyla öncelik haline getirilip ben iddia ediyorum normal vatandaştan ziyade akut gibi, arama kurtarma gibi dünyanın tüm ülkelerin gelip bize yardım ettiğinde esnaf ve sanatkarımızın da nasıl esnafın ışığı sönmesin sözü Türkiye’de tuttuysa esnafın kapısı açıldı, Malatya’da insanlar hayat kurmaya başladı, Hatay’da hayat kurmaya başladı, Adıyaman’da hayat kurmaya başladı ama konteynırla, ama sağlam binaların ardında ekmekleri üreterek, hayalet şehirde ili kurtararak kısır döngülerle bununla birlikte öncelik ney ekmek üretiliyor mu, evet su temin ediliyor mu lokantalarda yemek aşevleri kuruldu mu evet bunları taşıyacak bunları servis edecek ve bunların önceliğini öne çıkaracak raporlara dipnot olarak düşünülmesi gerektiğine inanıyorum bu çalışma ya öncülük yaptığınız için ahilik enstitüsü başkanı olarak sayın Çalmuk ve ekibine şükranlarımı sunuyorum bunlar da dipnot olarak afata verilen öncelik Kızılay’a verilen öncelikle esnaf ve sanatkârın afet bilinç toplantısı ile birlikte hasar tespit raporlarıyla bir noktada onlarla entegreli çalışma özverisine sahip olacağı inancındayım unutmadık arkadaşlar İstanbul’dan 50 tır Sivas’tan 30 tır Konya’dan 40 tır Ankara’dan 70 tır diye duydunuz televizyonlarda kurumsal medyada yerel medyada ama bunlar nereye gitti nasıl dağıtıldı nasıl insanlara ulaştırıldığı ile alakalı hep kafalarda soru işareti oldu bunların olmaması için şimdi hayır sever vatandaşımız veya iş adamımız veyahut ta Ahi Enstitüsü olarak bir tır suyu gönderiyorsun su hedefine ulaşmadan sokakta köşe başlarında indirilerek gide de eğer koordineli olursa bölgesel toplantılara kodu bir kodu iki kod  üç kod verildiği an insanlar taşın altına elini sokacaksa karşılama ekibi benim gönderdiğim tırı da karşılar senin gönderdiğin vidanjörü de karşılar seni gönderdiğin itfaiye ekibini de karşılar ve hedefine ulaşır. Ama biz yok halen daha ahbap çavuş ilişkisi ile kısır döngüsü içinde körü körüne yapacağımız işlerle devam edersek bize demek ki asrın felaketi diye adlandırdığımız Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu kapsayan problemimiz demek ki bir şey öğretmedi derim. Batı Karadeniz ve doğu Karadeniz’in sel felaketi bize bir şey öğretmedi derim güneyimizde egemizde ve güneydoğu Anadolu’nun belli bir kısmında yanan ormanların bize demek ki bir şey öğretmediğini söylerim.  Kozan günlerdir yanıyor belen Hatay belen günlerdir yanıyor demek ki biz bir şeyi hala daha acil eylem planı ile birlikte afet bilinci ve hasar tespit raporlarını hazırlanmış bir şekilde sorun çözüm odaklı bir çalışmanın yapılmadığını artık şiar edeni kendi kendine dizlerimize vurarak dövünürüz diyorum bunlara mahal kalmamaksızın Sayın Çalmuk, iç işleri bakanımız da valilikler üzerinden Türkiye yedi bölge, yedi bölgenin esnaf liderleriyle bir araya getirilerek ama her vali toplantısında nasıl Afat’ta insanlar yetiştirilebiliyorsa nasıl Kızılay bölge toplantılarına yapabiliyorsa biz de ahi enstitüsü Türkiye sanatkarlar konfederasyonu ve Türkiye odalar borsalar Birliği olarak yedi bölge toplantılarıyla bu acil eylem planına ve hasar tespit raporlarını düzgün yaparsak doğru duvar yıkılmaz diyor ve bu güzel zamanı ama bu programları yaptığınızdan dolayı size yönetim denetim kurumları adına size saygısız şükranlarımı sunuyorum

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Çok sağ olun başkanım teşekkür ederim değerli katılımcılar ben afata şöyle bir başvuru yaptım Türkiye’nin 81 ilinden birkaç gruba ayırıp buradan belirlenmiş isimlere afet eğitimi yapılması konusunda eğitimi yaparız ama konaklamalarını iaşelerine yol masraflarını karşılayamayız diye cevap gelince elimiz kolumuz bağlandı. Ama hala bu konuda bir çalışma yapmayı planlıyorum şimdi değerli başkanım şimdi esnaf ve sanatkâr afet hasar tespit raporu dersek neler söyleyebiliriz efendim.

 Akhisar Lokantacılar, Tatlıcılar ve Köfteciler Odası Başkanı/ TESK Esnaf Kadın Kurulu Üyesi  PINAR GÖREN:

Teşekkür ederim iyi dileklerinize Fehmi Bey.

İnşallah hepimizin hayırlı, bereketli, bol kazançlı işleri olsun. Esnafımızın da şanslılarımızın işleri de inşallah. Hasar tespitiyle ilgili sadece afetlere bunu bağlarsak birazcık yetersiz kalmış olabiliriz Fehmi Bey. Biliyorsunuz ki çok ciddi bir gıda enflasyonu yaşıyoruz. Ben lokantacı olarak direkt kendi üyelerim üzerinden gitmek istiyorum. Deprem döneminde de yine bir gıda enflasyonu vardı ve gerçekten deprem bölgelerine ulaştırılacak gıda yardımları normaline, iki yıl öncesine göre kat kat fazlaydı maddi olarak. O yüzden bizler AFAD ve Kızılay aracılığıyla temin edilecek yerleri bulamadığımız için hiç değilse kendi gıda ürünlerimizi dağıtma imkânı ve kendimiz bir şekilde insanlara hiç değilse sıcak çorba olarak yedirip içirerek göstermek istedik. Hasar tespitinde tabii ki deprem bölgelerinde de yine sel ve diğer bütün afetlere uğramış olan esnafımızın öncelikli işi kendi kazanını kaynatmak, kendi işlerinin devamını sağlamak. Bir de biliyorsunuz ki bunlar ustalık isteyen, maharet isteyen bazı meslek grupları var. Gerçekten o usta gittiğinde yerine koyamayacağınız meslek grupları var.  Bunu sadece maddi zarar olarak çerçevelendiremeyiz. Bunun geleneksel de bir hasarı var. Yeni nesille aktarılamayacak bir iş olarak da gerçekten nesli tükenmekte olan ustalıklarla bezeli meslek gruplarımızda da var. Keçecilik olabilir, madeni zanaatkarlık olabilir, lokantacılıkta da zira coğrafi lezzetler ustaların ismiyle anılır. Ustaların ustalıklarıyla hayatlarına devam ederler. Sadece maddi hasarlar değil depremde ya da can kayıplarıyla verdiğimiz usta kayıplarında da biz bunları yaşıyoruz. Aynı zamanda asrın felaketi diye nitelendirdiğimiz deprem bölgesinde iş yerleri yıkılan, özellikle Hatay bölgesinde biliyorsunuz ki gurme turizmi. Antep lezzetin başkenti yine aynı şekilde Urfa ve Adıyaman da dükkanları yıkılan ve orada artık barınamayacak ustalarımız aynı zamanda bir iş yükü olarak da ortaya çıktı. Bizler şehrimize, kendimize gelenleri bir şekilde kendi meslek dallarında yönlendirmeye çalıştık ama mesleki bir hasar da var. Sadece maddi hasar konteynıra yerleşmek, evini kaybetmek değil. Burada mesleki hasarlar var. Bence bunların çatı kuruluşlar tarafından tek tek mesleki anlamda not edilmesi gerek Fehmi Bey. Ben bunu çok önemsiyorum. Ahilikten bahsediyorsak eğer sadece maddi kayıplarımızı değil manevi ve geleneksel kayıplarımızı da hasar raporu altına almalıyız. Esnafımızın tenceresini, ben kendi meslek dalımızdan örnek veriyorum ama terzilikte de atıyorum dikiş makinesinin başında olup tenceresini kaynatacak ya da atıyorum bakkallıkta küçük bir rafında gıda ürünlerini satacak ya da ne bileyim kahvehanelerle ilgili iki masa koyup bir çayını kaynatabilecek sisteme hemen acilen getirilmesi gerekiyor. Esnafın sokaktan çekilmesi toplumsal bazı olayları da körüklüyor. Yani esnaf bugün devletin, memleketin çimentosu. Devletin memleketin anahtarı, sokak lambası. Esnaf bu memleketin garantörü bir yerde. Sen çocuğunu sokağa saldığında esnafa kolayca anahtarını bırakabiliyorsun, çocuğunu emanet edebiliyorsun. Tabi artık bu günümüzde küçük şehirlerde daha fazla, büyük şehirlerde yok ama büyük şehirlerde bile bir mahallede faaliyet gösteren bakkalın, lokantacının, terzinin, kahvehanenin inanın o toplumsal hayat üzerinde düzenleyici bir etkisi var. Esnafı afetlerden sonra toplumsal hayata kanalize edemezsek toplumun yapısı da böylelikle bozulur. Bence toplumsal hasar anlamında maddi hasarlardan daha da yerine konulamaz dertler, sıkıntılar çıkar. Tabii ki satın alım gücü ve girdi maliyetlerinin çok fazla yükselmesi hem deprem bölgelerinin hem de ülkemizin çoğu yerindeki esnafını derinden etkiledi. Belki deprem sonrası kaynaklı maddi hasarların içerisine bunlar da gelebilir çünkü insanlar mal varlıklarını, depoladıkları ürünleri kaybettiler ve yenilerini de çok yüksek fiyatlardan koyarak başladılar işlerine bu da çok ciddi maddi bir hasar.

İnşallah çok kısa sürede TESK bünyesinde de TOBB bünyesinde de içişleri bakanlığı bünyesinde de ahilerimizle, esnaflarımızla gönüllü olarak kurulabilecek hem sağlık hem giyim hem yedirme içirme ve eğitim faaliyetlerini gönüllülükle yapılabilecek bir çatı kurulabilir inşallah. Bunun öncülüğünü yaparsanız bizde elimizden gelen, gereken desteği size veririz. Esnafım ve teşkilatım adına inşallah faydalı işlerde buluşuruz efendim.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Çok teşekkür ederim pınar hanım, değerli başkanım. Şimdi tabii ki işin ekonomik yönü olunca Ankara kantinciler esnaf başkanımız bayram bey, aynı zamanda çok iyi bir mali müşavir, hesap kitabı çok iyi biliyor. Hasar tespit raporu dediğimiz zaman can kaybı, mal kaybı ama bunun da geri onarılmasına ilişkin bir yapı var. Afetler oldu ilk hafta ülkenin her yerinden afet bölgelerine yardımlar yapıldı. Peki, 1 ay sonra, 2 ay sonra, 6 ay sonra oradaki insanlar ne yapıyor, esnaf zanaatkar ne yapıyor diye dönüp bakmamız lazım koordine etmemiz lazım. Bununla ilgili de acil eylem planında dönemsel, yakın zaman orta vade ve uzun vadede plan yapmamız lazım. Bayram bey siz esnaf ve sanatkarın afetler karşısında hasar tespit raporuna ilişkin ne söylersiniz efendim? Buyurun.

 Ankara Kantinciler Odası Başkanı BAYRAM ŞAHİN:

Teşekkür ederim Fehmi Bey. Az önce cümleleriniz arasından bir kelimeyi seçerek başlamak istiyorum konuşmama. AFAD’a esnaf eğitimi ilgili bir soru sorduğunuzu ve bununla ilgili neler yapılacağı ya da bir çalışma yürüttüğünüzü söylediniz. Bunu çok önemsedim ben bu çalışmanızı.

Aslında bütün temel sorun buradan kaynaklanıyor. Öncelikle bütün esnaf kesiminin bu afet durumuna karşı bir eğitimden geçmesi gerekiyor ki teşkilata bağlı odalarında kendi alanlarında gıda, giyim, kurtarma, bunlarla ilgili koordine edilecek eğitimlere tabii tutulması gerekiyor. Bizim kendi açımızdan baktığımız zaman kamu binalarının içerisinde olduğu için okul kantinleri kaç üyemizin, kaç esnafımızın işsiz kaldığını veya tahmini ne kadar süreyle işsiz kalacağını hesaplayabiliyoruz. İlk bölümde de söyledim yaklaşık 25-30 okul binası yıkıldı 83 ağır hasarlı bina var bunlar da yakılacak. Bizim geçmişte yaptığımız çalışmalarda, milli eğitim bakanlığında yaptığımız çalışmalarda okul aile Birliği yönetmeliği ve okul kantini kira sözleşmelerinde afet durumlarında kantincilerle ilgili ve neler yapılacağıyla ilgili haklarını ekletmiştik. Okul kantinleri, bina yıkıldı zaman, afet durumlarında, sel durumlarında eğer çalışamaz pozisyonuna geçiyorsa orada sözleşmelerin dondurulması, kira ödenmemesi, işte bütün hukuki düzenlemeleri hemen hemen sağlamış durumdayız biz. Devamında da bu deprem olayında da milli eğitim bakanlığında oda olarak yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda milli eğitim bakanlığı deprem bölgesinde yıkılan kantinlerle ilgili eylül ayına kadar kira alınmaması ve devamında açılan okullarda da biliyorsunuz çok büyük bir kitle deprem bölgesini terk etmiş durumda. Bu insanların Ankara’ya benim bildiğim kadarıyla 250.000 depremzede vatandaşımız yerleşti. Bunlarla ilgili kira düzenlemeleri yapılmasıyla ilgili yayınladı bizde burada Ankara’da büyük şehir belediyesine müracaat ederek depremzede öğrencilerin indirimli ürün almaları veya maddi katkı sağlamak amacıyla çalışmalar yürüttük şu an deprem bölgesinde asıl yapılması gereken şeyin şu olduğunu düşünüyorum. Tabi orada bütün kentler yıkılırken sadece kantin olarak bakmak istemiyorum olaya bütün esnaf ve sanatkarımız da hem maddi hem manevi olarak da sağ kalanlar için söylemek istiyorum onlar da yıkıldılar. Bunlar nasıl ayağa kalkacak? Esnaf ve zanaatkarımız nereden destek alacak?  Raflarını nasıl dolduracak? Maddi kayıplarını nasıl giderecek?  Bunlara bir düzenleme yok. Aslında geçmişte bunun çalışmaları yapılmaya başlanmıştı, altyapısı oluşmuştu. Biliyorsunuz bir esnafın ahilik sandığı kurulmasıyla ilgili çalışması vardı. Pandemi sürecinde uzatıldı. Bunun acilen hayata geçirilmesi selde, depremde, yangında hasar gören, ağır hasara uğrayan iş yerlerimizin, esnafımızın bu sandıktan destek alarak yeniden ayağa kalkması sağlanması gerekiyor.

Tabi AFAD ve AFAD koordinesinde konfederasyonumuzla birlikte bütün esnaf ve zanaatkarı içine alarak bu deprem bölgesinde bütün yıkılan binalar ve kaybettiğimiz esnaf ve zanaatkarımız için de yerinde bir tespit yapılması gerekiyor. Evet kendi ölçüsünde odalar olarak bizler de bunlara katkı sağlamaya çalıştık. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor ama bunun sürdürülebilir olması gerekiyor. Az önce söylediğiniz gibi insanlar yardım götürdü, bir defa yardım etti. Orada konteynıra yerleştirdi ama bu insanların yaşaması, hayatını devam ettirmesi, tezgahlarını yeniden kurması, kaybettikleri personelin yerine yenilerini istihdam etmesi. Bunlar bir günde iki günde değil, bir yılda iki yılda bile aşılabilecek bir sorun değil. Bunun sürdürülebilir olması için tespit raporunu çok daha detaylandırarak kılcal damarlarına kadar ne kadar hasar ve belirli bir plan dahilinde ne kadar sürede iyileştirileceğiyle ilgili çalışma yürütülmesi gerekiyor. Ben bunu kantinler adına evet size anlatabilirim ama kantinler tabi kamu binasının içinde olduğu için çok kolay anlatırız ama bir lokantanın, bir terzinin oradaki hasarlarını düşündüğümüz zaman bunları yeniden ayağa kaldırmak, ihya etmek için çok uzun soluklu ve sürdürülebilir çalışmalar yapılması gerekiyor. Sizin öncülüğünüzde inşallah, AFAD da çok önemsedi bu çalışmanızı. Biz de elimizden ne gelirse yapmak isteriz, katkı sağlamak isteriz. Esnafın afetlerle ilgili eğitime tabii tutulması hakikaten mihenk taşı gibi olacak. Çok teşekkür ediyorum çalışmanız için.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Çok sağ olun. Şimdi ben dünyanın ikinci savaş muhabirliği eğitim modülünü yazan bir kişiyim. Anadolu ajansı haber akademisini kurduğumda, orada Ortadoğu’da ve dünyada ikinci olarak savaş muhabirliği eğitim merkezi yaptık. Burada olağanüstü hallerde görev yapan gazetecilerle ilgili bir simülasyon yapmıştık. Deprem, sel, yangın, terör çatışması. Yani biz terör bölgesindeki çatışmayı da yapıyı da afetler içinde saymalıyız. Neden? Kepengi kapanıyor, dükkânı yanıyor. Afet bölgesi ilan edilir bir hafta on gün. Peki şu anda bana yazanlar var. Bodrum’da esnaf var elektrik kesiliyor,

Orman yangını var, elektrik kesiliyor. Bakkalın içinde jeneratör çalışmıyor. Elektrik jeneratörü bitiyor. Buzdolabında yiyecek var bunlar gidiyor. Bizim tüm bu şeylere yarın olacakmış gibi hazırlık yapmamız lazım. Ayhan bey biraz önce seste bir problem vardı. Bartın kahveciler ve şerbetçiler esnaf odası başkanı Ayhan tepe. Sizde sel felaketi oldu her an ansızın gelebilecek bir sel felaketi var. Buna karşı da tedbir almak lazım. Kahveci esnafını temsilen de buradasınız. Hem kendi bölgeniz adına hem afet bölgesi adına esnaf zanaatkarın hasar tespit raporuna ilişkin ne söylersiniz? Bu konuda esnaf ve zanaatkarların toplumsal rolü konusunda da neler söylersiniz?

Bartın Kahveciler ve Şerbetçiler Esnaf Odası Başkanı AYHAN TEPE:

Öncelikle bizlere bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum kıymetli başkanım.  Malumunuz afetlerin her biri bir yıkım. Bu yıkımların her biri insanları toplumdan, yaşamdan, normal düzenden uzaklaştıran durumlar. Böyle durumlarda esnaf ve zanaatkarımıza ben hem bireysel anlamda rol düştüğünü hem de kurumsal anlamda rol düştüğünü düşünüyorum. Bireysel anlamda düşen rolü zaten bizim ahilik geleneğimiz, kültürümüz bunu uygun bir şekilde davranışlarla kendini gösteriyor. Münferit olumsuz durumlar olsa da genel anlamda ben o konuda iyi olduğumuzu düşünüyorum. Benim burada dile getirmek istediğim en önemli husus kurumsal anlamda üzerimize düşen rolü yerine getirmekte yaşadığımız zorlukları dile getirmek istiyorum çünkü demin program esnasında benim ilimde selden dolayı hasar tespitlerle ilgili mesaj geldi. Gelen mesaj da aynen ifade şu hasarın 50 bin TL altı olanları ödeme yapıldığı, 50 bin TL üzerinde olanlara ise daha sonra bilgilendirme yapılacağı şeklinde. Ben esnaf temsilcisi olarak kurumsal anlamda bu tespitin nerede yapıldığına şu anda müdahil değilim. Müdahil olunmadığı takdirde burada kamu yararının da gerçekten hakkaniyetli bir şekilde faydalanılıp faydalanılmadığı konusunda çelişkilerim var çünkü Bartın son iki yıl içerisinde iki felaket yaşadık biz.

Birinci felaketteki gördüğümüz eksikliklerini aynı şekilde ikincisinde yaşanmaması adına önerimizi dile getirsek de bunun yerine gelmediğini söyleyebilirim. Bunun sebeplerinden bir tanesi de malumunuz bizim yasamızda ne kadar esnaf ve zanaatkarı ilgilendiren hususlarda oda mütalaasına başvurulması komisyonlara temsil çağırılması yazsa da ama yasada “katılımı zorunludur” ifadesinin yeterli gelmediğini hatta bunun “katılımı sağlanması zorunludur” şeklinde bir kanuna ihtiyaç duyulduğunu. Geçen ay ilimde yine insan hakları ve eşitlik kolunun toplantısı vardı. Orada da dile getirdim böyle bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Yaşanan bu tür olumsuz durumlarda kurumsal anlamda ahilik teşkilatının, odalarımızın müdahil edilmesi bu süreçleri daha verimli olmasını ve daha az hasarla atlatılmasını, kamu kaynaklarının da daha verimli kullanmasında fayda sağlayacaktır diye düşünüyorum. Kamu otoritenin bu ülkede siz de biliyorsunuzdur, baskın olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu baskınlığın giderilmesi odaların da bu süreçte şeye entegre olabilmesi için yasada iyileştirme yapılmasına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Genel anlamda diğer başkanlarımın her söylediklerine ben de katılıyorum başkanım. Sorunuz varsa, sorunuzun üstünden gidersek daha iyi olur diye düşünüyorum.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar Fehmi ÇALMUK:

Değerli başkanım çok teşekkür ediyorum. Şimdi tekrar Diyarbakır’a gelelim. Diyarbakır terziler esnaf ve zanaatkarlar odası başkanı saniye atmaca hanımefendi. Şimdi biz bir esnaf ve zanaatkarın hasar tespit raporu yaptığımız zaman bunun bir maddi yönü var. Şimdi biz niyeyse rakamsal boyutunda hem üst çatı kuruluş hem de illerden. Mesela rakamsal rapor yazdığımız zaman şöyle bir sıkıntıyla karşılaşıyoruz üye sayımız ne kadar 3 bin ile 4 bin arası diyor. Şu ne kadar 10 bin ile 20 bin arası diyor örnek olarak. Bu rakamın arasında 10 bin fark var. Üye sayısı arasında bin fark var rakamsal boyutta ulaşabildiğimiz nokta bu. İkincisi bizim etkinlik anlamında hani esnaf ve zanaatkarlar huzurun temini bakımından pınar başkanım biraz önce söyledi toplumsal bir rolü var. Biz itiraz eden, bu konularda itirazını kamuoyunda dillendiren bir çatışma ortamının tarafı olmadığımız için bizi rahatça ikna edebilirler rahatça bu konuda görüşlerimizi bertaraf edebilirler diye düşünüyorum. Afetten dolayı canımız gidiyor malımız gidiyor ama toparlanma sürecimiz 6 ayı geçmesine rağmen hala gerçekleşemedi. Biraz önce sayın Tepe’nin de belirttiği gibi. 50 bin lira maddi kaybı olanların tazmininin karşılandığı söyleniyor. Herhangi bir çay ocağında bile eğer afetten dolayı bir hasar varsa bu hasarın 50 binin çok üstünde olduğunu herkes bilir. Masası sandalyesi her şeyiyle beraber hasarın çok olduğunu şey de bilir. Esnaf ve zanaatkar masasının bu konuda biraz etkin olması gerektiğini düşünüyorum.

Bartın Kahveciler ve Şerbetçiler Esnaf Odası Başkanı AYHAN TEPE:

 Sayın başkanım. Bir noktayı düzeltebilir miyim? Ben yanlış aktardım herhalde. 50 bin TL altı olan hasarın ödemesinin yapıldığını, 50 bin TL üzeri olanların daha sonra yapılacağını, incelemeden sonra. Orada bir yanlış anlaşılma oldu.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Toplumsal kesimimizin hasarının 50 bin liranın altında olması çok mümkün değil daha üstüdür ama bu konuda aciliyet resmeden nokta şu; siz derhal işletmeye açılmalısınız. Kendi geçiminiz ve size bağlı çalışan istihdam ettiğiniz, üretim sağladığınız kesimin de istihdamı ücreti bakımından bunu sağladınız.  Dükkanınız kapalı olduğu zaman çalışanlarınıza maaş vermiyorsanız eğer ayrı bir konu ama onların sizin elinize baktığını görmek durumundayız. Bakın biz geçen sefer çevrimiçi bir toplantı yaptık. Sosyal güvenlik açısından esnaf ve zanaatkarlarla ilgili raporu yayınladık. Bana bakanlık dedi ki Fehmi ilk defa elimize derli toplu ve esnaf ve zanaatkarın mağduriyetini belirten bir rapor geçti dedi. İnşallah bu toplantıdan sonra da böyle olabilir. Saniye hanım buyurun efendim.

Diyarbakır Terziler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı SANİYE ATMACA:

Merhaba başkanım. Hasar tespit raporu dediğimiz zaman zaten bu hasarı tespit etmemiz mümkün değil. Maddi rapor çıkarmamız mümkün değil. Bunun maddi yönü bir yana manevi boyutu da çok büyük. Manevi raporu biz nasıl çıkarabiliriz? Maddi olarak evet esnaflarımız işinden oldu.

Birçok esnaf iş yerini kapattı. Depremde hayatını kaybetmiş olmasa dahi iş yeri hasar gördü ve aylarca iş yeri kapalı kaldı ve işletmeler eşyalarını depolara yerleştirmek zorunda kaldı.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Affınıza sığınıyorum bölmek istiyorum. Birçok esnaf dediğimiz zaman saniye başkanım. Eğer bizim esnaflarımız sayın başkanlarımız mesela bu deprem felaketinden mesela bizim bin tane esnafımız zarar gördü, bin esnafımız dükkanını kapattı. Bizim şurada şu kadar zararımız oldu diye basın toplantısında, bülteninde, televizyon konuşmasında toplumun önünde açık reel olarak rakamsal boyutta verirse bizim etkinliğimiz daha fazla olacağı düşüncesindeyiz.

Diyarbakır Terziler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı SANİYE ATMACA:

 Burada rakam belirtmemiz de çok mümkün değil çünkü kayıt dışı olan esnafların sayısı da çok fazla. Kayıt dışı olanların, hiçbir kaydı olmayanların iş yerlerinde hasar görmesi, iş yerlerinin zarara uğraması ve makinalarının işletmelerinin terziler ve atölyeciler için konuşuyorum ben. Yıkılan iş yerlerinin bulunması ve o makinalarının, teçhizatlarının enkaz altından çıkarılamaması da maddi ciddi anlamda sıkıntılar yaşattığını ve bu sorunların aylarca devam ettiğini ve bu sorunların bir şekilde çözülmesi gerektiğiyle alakalı biz görüşmeler de yaptık ama şimdi biz esnaflara çok fazla ne kadar dokunabiliriz zaten bütçe anlamında mümkünatı yok bunun ama devlet desteği bizim esnafların en büyük talebi. Bizden herhangi bir destek sunulması. İş yeri yıkılan v yıkılmakta olan veya hasarlı olan dairelere, iş yerlerine 15 bin lira taşınma masrafı adı altında ödeme yapıldı. O ödemeyi alanlar iş yerlerini veya evlerini depolara falan bir yerlere yerleştirdiler. Aynı sıkıntıyı ben de yaşadım çünkü benim eşyalarım hala depoda. Taşımak zorunda kaldım. Evim yıkılmadı az hasarlıydı benim evim ve ev sahibim evden çıkardı çünkü kız kardeşi Hatay’daydı evi yıkılmıştı. Kız kardeşine evini verdi ve ben ciddi anlamda konut sıkıntısı var az önce de belirttiğim gibi yani ev bulmak mümkün değil. Kiralık ev bulmak mümkün değil. Kirada olan daireler de fahiş fiyatta. Esnafın bu kiraları ödeyebilmesi mümkün değil. O yüzden ben geçici olarak bir ev bulana kadar kardeşimin yanına yerleştim bu süreci böyle atlatmaya çalıştım ve benim durumumda olan binlerce insan var Diyarbakır’da. Ben bunu derinden yaşayan biri olarak söylüyorum. Esnaf olarak da ciddi sıkıntılar yaşadık ve hala devam ediyor. Şu an iş yeri kurmak da büyük bir risk çünkü personel maaşlarının yükselmesi, asgari maaşın yükselmesi, SSK primlerinin yükselmesi, BAĞ-KUR primlerinin yükselmesi, kira fiyatlarının yükselmesi derken esnafın biraz da gözünü korkuttu. Esnaf geliriyle giderleri karşılayamadığı için birçok esnaf iş yerlerini kapatmak zorunda kaldı. Bundan dolayı dediğim gibi yani sadece hasar iş yerlerinin yıkılması, eşyalarını taşınması bir yere yerleştirilmesi, işsiz kalması değil. Bu anlamda personel eksikliği de yaşandı çünkü iş yerleri kapatılan veya kapatmak zorunda kalan veya maaşlarını, sigorta primlerini ödeyemeyen esnaflar personel çıkarmaya başladı şu an devam eden esnaflar da sadece günü kurtarmaya çalışıyor. Ben kendi mesleğim adına söylüyorum, kendi esnaflarımız adına söylüyorum çünkü bize gelen sorunlar en çok bu yönlü. Maddi sıkıntılar bir yana manevi sıkıntılar da hala devam etmekte. Esnafların bu süreci ne kadar sürede ne kadar uzun bir zamanda atlatır bilemiyorum ama bunun telafisi, düzeltmesi zor gibi görünüyor uzun zaman esnafın dişini sıkması gerektiğini düşünüyorum. Başkanım sorunuz var mı?

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Şanlıurfa’dan değerli Mehmet şakak başkanım, Şanlıurfa lokantacılar köfteciler ve tatlıcılar oda başkanımız, şimdi başkanım siz hasar tespit raporuyla ligi esnaf ve zanaatkarın afetler karşısında bu raporla ilgili ne söylersiniz? Sizde bu sel felaketinde dükkân gitti. Dükkân kullanılamaz halde, istihdam var üretim yapılacak malzeme gitti, depoları su oldu depo su altında kaldı ama lokantasında çalışanın da ücretini işletme sahibi olarak esnaf zanaatkar olarak ödemek zorunda.

Her ne kadar palyatif önlemler alınsa da SSK primleri, BAĞ-KUR primleri veya esnaf kredileri ertelense de 6 ay sonra esnaflarımız bunlarla karşı karşıya kalmış oldular. Buyurun efendim.

Şanlıurfa Lokantacılar Köfteciler Ve Tatlıcılar Odası Başkanı MEHMET ŞAKAK:

 Sayın başkanım teşekkür ederim. Bizim esnafımız yani lokantacılar ve kahveciler olarak pandemiden bu yana sıkıntıları vardır. Bizim Şanlıurfa’da hasar tespit komisyonları çıktı, ben de komisyondaydım. Ondan sonra sel oldu ve seldekileri verdiler. Atıyorum benim yanımdaki bir bina hasarlı olduğu için devlet benim dükkânı açmama müsaade etmiyor. Diyor ki “bu bina üzerine yıkılır o yüzden açmam.” Benim 10 tane personelim var. Ben burada boş oturuyorum. Bana çözüm de bulunamadı ve o da yetmez gibi bizim bu konuda esnafımız çok mağdurluk yaşadı. Bizim vergilerimizin %10 girdisi var şu an itibariyle %1 girdisi %10 çıkışı var. Bizde un fiyatları düşük, piyasada un fiyatları düşük. Yalnız fabrikada un fiyatları çok yüksek. Bunu devletin çözmesi gerekiyor.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Mehmet bey bir ses koptu galiba.

Buyurun Mehmet Şakak bey.

Değerli katılımcılar bu konuştuğumuz konular üzerine eklemek istediğiniz hususlar varsa onları da alalım. Yavaş yavaş çevrimiçi toplantımızı nihayete erdirelim. Biz bu konuda bir daha çevrimiçi toplantı yapacağız orada da zat-ı alanizi görmek bizim için büyük bir keyif. Biz orada finans, üretim ve istihdam açısından da afette yaşanan sorunları birebir ele almayı düşünüyoruz. Şimdi biraz daha toplumsal yönü o toplantıya hazırlık bakımından. Ben sırayla tekrardan…

Bayram başkanım sizden başlayalım. Bayram Karakaş  başkanım gelene kadar. Böyle son sözümüz olsun hem konuşmacılara katkınız olması bakımından hem de bizim bu çalışmalarda dikkat etmemiz gereken hususlar bakımından ne buyurursunuz efendim?

 

 Ankara Kantinciler Odası Başkanı BAYRAM ŞAHİN:

Evet, toplantının son bölümünde biraz da esnaf ve zanaatkarın yaşadıkları hasarlara karşı sigorta konusuna değinmek istiyorum. Maalesef burada bizim hem teşkilattaki oda yönetimlerinin gerek bu bu konuda çalışma yürütmemesi, diğer taraftan da esnafımızın biraz kaderci olması mı diyelim, her şeyi kadere bırakmasıyla ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. İş yeri sigortasıyla ilgili maalesef ülkemizde çok büyük eksiklikler var. Bizde bile, okul kantincilerinde bile sigorta şirketleriyle anlaşarak sel, yangın, hırsızlık gibi durumlara karşı sigorta yapılmasıyla ilgili toplu anlaşmalar yapıp, üyelerimizi bilgilendiriyoruz ama burada çok, az önce söylediğim gibi, ihmalkarlık var. Bu konuda konfederasyon veya içişleri bakanlığının bir düzenleme yaparak hem maliyetleri düşürüp hem zorunluluğun bir tedbir olarak öne çıkması gerektiğini düşünüyorum. Şu an düşünün bir deprem gerçekleşti ve binlerce esnaf ve zanaatkar belki iş yerlerini kaybetti. Yaşamlarını yitirenleri saymıyorum. İş yerleriyle ilgili konuşmak istiyorum. Onlara Allah rahmet eylesin ama sonuçta geride kalanları var bu insanların ve çok büyük maddi kayıpları var. Bu maddi kayıplara karşı Dask’ta olduğu gibi, deprem sigortasında olduğu gibi iş yeri sigortalarıyla ilgili bir bilinçlendirme, bir eğitim ve bunu belirli bir zorunluluğa getirerek. Belki esnaf sandığında olduğu gibi iş yeri sigortasıyla ilgili esnaf ve zanaatkarlarla ilgili bir düzenleme yapılarak belirli belki vergiden, belki beyannameden, belki KDV’den fon oluşturarak hasar Gören esnaf ve zanaatkarların zararlarını belirli küçük limitlere gidermeye çalışmak yerine tamamen ihya edip, ayağa kaldıracak boyutta ödemeler yapılmasının güzel olacağını, bu konuyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yine esnaf sandığının acilen hayata geçirilmesi gerekiyor. Bir de esnaf ve zanaatkar sadece, tabi ki örnek veriyorum işte Bartın’da az önce duyduğunuz gibi insanların çalışan insanları var. Bu insanlar kapandığı zaman, iş yerleri kapandığı zaman geçici süreyle de olsa çalışanlarına ücret ödeyemiyor. Ödeyemediği halde bu insanların sigorta primleri ki bunlar küçük esnaf ve zanaatkarlar için çok büyük rakamlar ortaya çıkarıyor bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor. Yine Mehmet şakak başkanımın dediği gibi KDV ile ilgili %1 ‘le alıyor bir lokanta %10’ la KDV. Bu hiç adil değil tabi bu da esnaf ve zanaatkarımızın kaldı ki deprem bölgesi yani hadi Ankara’yı bunun dışında tutalım, İzmir’i bunun dışında tutalım ama deprem bölgesi esnaf ve zanaatkarımız için bu vergi ve yasal düzenlemelerin koruyucu ve oradaki esnaf ve zanaatkarı ayağa kaldıracak şekilde, mağdur etmeyecek şekilde belirli süreler, o afet sona erinceye kadar vergilerden muaf tutulması gerekiyor. Şimdi vatandaşın, düşünün Mehmet başkanımın bir üyesinin dükkânı tamamen sel basmış, yok olmuş ama KDV beyannamesi vermek zorunda. Ertelemekle bu çözüm olmuyor. Sonuçta omuzlarında o yükü devam ettiriyorsunuz. Erteleme bir fayda getiremiyor. Bunlarda muafiyetlerin sağlanması gerekiyor. Söyleyeceklerim bu kadar çok teşekkür ediyorum, çok önemli bir toplantıydı.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Bayram başkanım esnaf kredilerinde de aynı durum var, ertelendi. Zaten depremde, afette mağdur olan esnaf 6 ay sonraya ertelenen borcu ödemekte, o borcun borcunu, borcun faizini ödemekte zorluk çekiyor. Nihayet bu son zamanlardan sonra o da arttı, iyice beli büküldü. Bunu gerçekten müktesebata uygun şekilde, kuş bakışı bakmak yerine, daha planlı, daha metodolojik bakmamızın esnaf ve zanaatkarlar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çok teşekkür ederim. Şimdi pınar başkanım…

 Akhisar Lokantacılar, Tatlıcılar ve Köfteciler Odası Başkanı/ TESK Esnaf Kadın Kurulu Üyesi  PINAR GÖREN:

Buyurun Fehmi Bey.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

TESK’in kadınlar kurulu üyesisiniz. Biz kadın esnafların sayılarının artmasını çok temenni ediyoruz ama deprem bölgesinde veya afet bölgesinde kadın esnafların da durumu çok aciliyet resmediyor çünkü şöyle kendi mağduriyetinize bakmadan hizmet üretmek zorundasınız. Lokantanız yıkılsa bile sizden insanlar o ihtiyaçlarını gidermek için kapınıza gelecekler. Belki Urfa’dan Mehmet şakak bey iyi bilir Urfa’da kebapçımız vardı milletvekilliği de yaptı. “Fehmi Bey lokantam yıkılsa Allah korusun ben gaz yağı tenekesini keser sokakta Adana şiş yapıp satar, yine ekmeğimi kazanırım.” diyordu ama insanların her halükârda sizden, hizmet sektöründen beklentileri var. Pınar başkanım son olarak neler söylemek istersiniz?

 

 Akhisar Lokantacılar, Tatlıcılar ve Köfteciler Odası Başkanı/ TESK Esnaf Kadın Kurulu Üyesi  PINAR GÖREN:

Öncelikle kadın esnaf tabii ki afette ya da pandemi ve pandemi dışında getirdiği ekonomik şartlarla boğuşurken şununla da boğuşmak zorunda kalıyor. Kadın, esnaflık yapabilmek için tabii ki ailesinden, önce evlatlarından ayıracağı vakitten de fedakârlık yapmış oluyor. Dükkânı yıkılmış, sel basmış ya da ekonomik olarak zorlanmış olan kadın zaten çocuğunun emeklerinden, kendi birikimlerinden, faydalı olmak için yaptığı işlerden aynı zamanda evladına ayırdığı zamandan ya da evladına ayıracağı o kaliteli vakitten de vazgeçmiş oluyor. O yüzden kadın esnafın burada ayrıca bir mağduriyeti var. Annelikten kaynaklı o vicdani sorumlulukları ve normal toplumsal sorumlulukları da var kadın esnafımızın. Belki KOSGEB aracılığıyla sadece kadın esnafa hibe edilebilecek ya da desteklenebilecek Avrupa Birliği projeleriyle birazcık daha kadın esnaf özendirilebilir ya da kadın esnafın esnaflık yapabilmesini kolaylaştırmak amacıyla pozitif ayrımcılık yapılabilir gibi düşünüyorum. Afet bölgelerinde zaten kadınlarımızın birçoğunu ben Hatay’da gözlemlediğim kadarıyla gıda işiyle ya da gıda üretim işleriyle ilgilenen hanımefendilerdi. Onların hem dükkanları hem de kendi emekleriyle yaptıkları birikim de orada heba oldu. Onların ayağa kalkabilmesi için belki kadın esnafımızın güçlendirilmesi kadın esnafımızın kurslarla programlarla ya da hibe programlarla birazcık daha adapte edilmesi gerekiyor. Kadını erkeği yok gerçekten bu dönemde esnaf olarak kalabilenin heykelini dikmek lazım diyorum ben her yerde. Gerçekten çok zor, çoğu zaman gideri gelirinin iki katı oluyor ama yine de esnaf gönüllülükle dayanarak. Hadi bir gün daha diyerek devam ediyor. Lokantacılar için biliyorsunuz KDV ile ilgili geçen haftalarda açıklama yaptım. Hem yerelde hem de ulusalda sesimi duyurmaya çalıştım. Lokantacı esnafının %1’le aldığı KDV sırtında %10 olarak yük kaldı. Pandemi döneminden beri zaten pandeminin o ağır şartları kalktı ama KDV yükü hala kalkmadı. Ben burada asıl gerekliliğin bir esnaf bakanlığı kurulması gerektiğine inanıyorum Fehmi Bey.

İnşallah sizlerde moderatörlüğünü yaptığınız siyasi programlarda bunu dile getirirsiniz. Belki içişlerine bağlı esnaf yapılanması küçük olarak da kurulabilir. Hem esnafın acil perakende piyasasının çıkarılması ya da esnafa uygulanan yasanın güncellenmesi acilen gerekmektedir. Burada TESK’e de çok fazla iş düşüyor. Ben TESK’in geri planda kaldığını inanıyorum. Her fırsatta bunu da söylüyorum kendilerine. Hatta bir TESK denetim kurulu üyemiz de var, lütfen ona da sorun. Bu konuda sadece söylem anlamında kalıyor, eylem anlamına bir türlü geçemiyor. Tabii ki siyasi nedenler seçim dönemi, ülkenin sürekli seçim gündemine yoğunlaşmış olması esnafın derdinin de önümüze gelen siyasiler tarafından dinlenip ötelenmesini sağlıyor. Yanımıza bizim şimdi genel seçimlerde, her partiden milletvekili adayları ya da iktidar partisinden de muhalefet partisinden de şu dönemdeki milletvekilleri geldi biz her gelen milletvekiline problemimize de anlattık. Girdi anlattık. Enflasyonla mücadele edemediğimizi de anlattık ve her halükârda ticaret bakanlığının bünyesinde zaten çok fazla iş var. Yani genel olarak tüccara yönelik ya da büyük şirketlere yönelik kanunlar, kurallarla birazcık daha adapte oluyorlar. Esnaf birazcık daha geri planda kalıyor. O yüzden acilen hem yönetimde hem idari anlamda esnaf perakende piyasasının çıkarılması esnafın derdinin, sorununun ilgili bakanlıklarla, ilgili genel müdürlüklerle aciliyetle ele alınması gerekiyor. Bana bu şansı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum teşkilatım adına, sektörüm adına. Bütün oda başkanlarıma da selamlarımı iletiyorum. Tanıştığıma çok memnun oldum.

 

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Çok sağ olun. Saniye Hanım siz zat-ı alinizin son sözlerini alalım efendim buyurun.

 

 Diyarbakır Terziler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı SANİYE ATMACA:

Teşekkür ederim Fehmi başkanım. Böyle verimli bir toplantı ayarladığınız için de çok teşekkür ediyorum bu arada arkadaşlarımızla da tanışmış olduk bu vesileyle. Diyarbakır’dan herkese sevgiler gönderiyorum. Şimdi bizim mesleğimiz sadece esnaf değil zanaatkardır. Türkiye geneline baktığımız zaman mesleki eğitim ve istihdam arasında ilişkinin oldukça zayıf olduğunu görmekteyiz. Yani bir yandan meslek mezunları iş piyasasının talep ettiklerine uyum sağlayamazken diğer yandan meslek lisesi mezunları, diğer yandan da eleman açığı bulunmakta. Bu arz ve talebin uyumsuzluğundan kaynaklanan sorunun çözümü burada zanaatkarlara düşmekte. Zanaatkarların fonksiyonu baya bir önemli özellikle terzilik sektöründe ben ekonomik sıkıntılarla alakalı esnafın sorunlarını çözme açısından ben şöyle düşünüyorum; sadece biz devlet desteği vs. Konusunda sorun değil bizimki esnafa faizsiz sunulması gereken kredilerle alakalı sıkıntılarımız var. Mesela deprem bölgesi olarak Diyarbakır iline bir yıl ertelemeli 250 bin TL esnaf kredisi sunulmuştu. Seçim sonrasında bir süre sonra bu krediler iptal edilip ağır derecede hasar alan bölgelere devredildi. Yani Diyarbakır Urfa Adana gibi bazı illere verilecek olan finansman daha ağır şiddette atlatan bölgelere nakledildi. Burada esnafımız baya bir sıkıntı yaşadı çünkü depremde hasar görmüş alan sıkıntı yaşamız olan esnafımız başvuru yapmıştı. Teminatlarını ve kefillerini vs. Gereken evraklarını da sunmuştu. Kredinin onaylanması beklenirken sonrasında bir sürprizle karşılaşıldı ve krediler iptal edildi. Yani bizim esnaf ve kefaret kooperatifinin sunduğu esnafa verilecek krediyi 500 bin TL’lik krediyi 400 bin lira ’ya düşürüldü ve faiz oranı da yükseldi. Bu tabii ki finansman desteği bekleyen esnafları ciddi anlamda bir sorunla karşılaştırdı bu durumda. Şu an zaten herhangi finansman olmadığı için esnaf kredilere de ulaşamamaktan bununla ilgili ciddi sorun yaşamakta. Bununla ilgili bir çözüm ve çözüm önerisi sunulursa tabii ki biz esnaf açısından en azından nefes alacağız diye düşünüyorum. Öyle bir beklentisi var esnaflarımızın.

Bu anlamda dediğim gibi bu toplantıyı sunmuş olduğunuz için teşekkür ederim. Sıkıntılarımızı, sorunlarımızı dile bu vesileyle getirdiğimiz için çok mutluyum. Diyarbakır’a mutlaka bekliyorum yolunuz düşerse ziyaretimize gelmenizi çok istiyoruz. Burada bir kapınız var. Çok sağ olun başkanım. Çok teşekkür ederim her şey için.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Sayın Ayhan Tepe başkanım. Konuşmacıları dinledik son olarak toparlayalım.

 

Bartın Kahveciler ve Şerbetçiler Esnaf Odası Başkanı AYHAN TEPE:

Başkanım genelde afet sonrası yapılması gerekenlerle ilgili bayram başkanım özetlemişti. Ben bir konuda eksikliği dile getirmek istiyorum. Her afetin kendine özgü hassas durumları oluyor. Bazı afet durumlarında çalışmalar yeterli gelirken bazı afet durumlarında lokal çalışma, özel çalışma yapılması gerekiyor. Mesela benim demin dediğim gibi bizde iki selde de aynı durum ortaya çıktı. Bir önceki selde genel çalışma, genel yapılanma yeterli gelirken bir sonraki selde aynı çalışma zor yetmesi hasıl oluyor. Bir de kredilerde mesela sel felaketi, selden etkilenen iş yerlerine…  Bu gelen düzenlemede selden etkilenen iş yerleri veya selden etkilenen esnaf diye tanımlama yapılıyor ama şimdi bu direkt selden etkilenmiş olanı kapsıyor mesela turizm bölgesi otel, pansiyon var.  Sel olan yerde ister istemez turizm etkileniyor. Burada 15 gün bile selden sonra denize girmek deniz kumlu geldiği için yasaklandığı zaman rezervasyon iptal ediliyor. Böyle bir durumda bu kapsamın da genişletilmesi gerekiyor. Selden etkilenen dendiği zaman direkt iş yerine giren değil girmeyenlerin de kapsama dahil edilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.  Ben böyle bir imkânı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Saygılarımı sunuyorum başkanım.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Çok sağ olun. Mehmet Şakak Bey Şanlıurfa’dan, evet, sevgili başkanım biraz önce sesler eksildi bir genel değerlendirmeyle sizin de son sözlerinizi alalım buyurun.

 

Şanlıurfa Lokantacılar Köfteciler Ve Tatlıcılar Odası Başkanı MEHMET ŞAKAK:

Teşekkür ederim sayın başkanım. Bu toplayı düzenlemenize ve bize katkı sunduğunuz için size ve ayriyeten ekibinize teşekkür ederim. Şimdi benim Şanlıurfa esnafının şöyle bir sıkıntısı var. Esnafın dükkânı hasar görmediği takdirde açamıyor. Açamamasının sebebi yanındaki yıkılacak binanın olması. Bundan dolayı bizim esnaf çok mağdur. Bu bir. İkincisi pınar hanım da sağ olsun dile getirdi. Diğer konuşmacı arkadaşlarım da dile getirdi.

Bizim esnafımızın mağduriyeti biz lokantacılar olarak fırıncılar olarak biz vergiye tabiyiz ama bizim mezat pazarında etlerimiz vergiye tabi değil un fabrikalarında fabrikalar vergiye tabi değil ondan dolayı bizim zarar ediyor devletin bir an önce konuya el atması lazım k yani dengeyi sağlama açısından şimdi un buğday fiyatları düşüktür ekmek yükselir fiyatlarımız keza her gün yükseliyor biz bu konuda vergiye tabi olduğumuz için esnafımızdan şikayet alıyoruz bizim paralarımız şöyle, girdi KDV lerimiz %1 , çıktı  KDV’lerimiz %10 dur bir de deprem bölgesi olduğumuz için bizim esnafımız çok sıkıntı çekiyor Allah bir daha böyle afetler Türkiye’ye göstermesin biz ahilik sanatında Osmanlı’dan kalma bir şiarımız  vardır. Osmanlı’da esnaf fazla gideceği zaman.

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Evet Mehmet Bey’in internet koptu Bayram Karakaş başkanım zati halinizin de bir genel değerlendirmesini alalım değerli konuşmacıları dinlediniz.

 

 Türkiye Berberler Kuaförler Ve Güzellik Salonları İşletmecileri Federasyon Başkanı TESK Denetim Kurulu Üyesi BAYRAM KARAKAŞ:

Öncelikle ahi enstitüsü olarak bu güzel projeye ev sahipliği yaptığınızdan dolayı afet bilinci afetle alakalı hasar tespit raporları ile alakalı emeğine yüreğine sağlık diyorum. Katılımcı arkadaşlarımı tüm paydaşlarını yürekten tebrik ediyorum güzel verimli karşılıklı yaptığımız bir toplantı oldu programı başından sonuna kadar dinledik az önce Ankara Kantinciler Odası Başkanımız sigorta ile bahsetmiş olduğu konuyla alakalı bugün TESK’te bir toplantı vardı onunla alakalı da iş yerlerinin de sigortalamalarıyla alakalı da 2-3 tane proje yürütülüyor önümüzdeki günlerde birlikte federasyon tarafından ilan edilecek duyulacak inanıyorum güveniyorum ve önümüzdeki süreç 2023 vizyonuna yakışır esnaf ve sanatkara yakışır lider ve lider Türkiye yakışır adımlar atılacağı inancıydı enflasyonun altında darboğazın bıçak kemiğe dayandığı bir dönem de esnaf ve sanatkarlarımızın da unutulmaması gerektiğine BAĞ-KUR emeklisiyle SSK emeklisi ile bölgelerdeki afette zarar Gören sel ile yangınıyla depremiyle özellikle şu senin başlatmış olduğun projede acil eylem planı da hasar tespit raporunda afat ve Kızılay’dan sonra esnaf teşkilatlarının TOBB ve TESK’inde Ankara sanayi odalarının da bu işin içerisinde olması gerekliliğine söylerken Türkiye berberler kuaförler güzellik salonu işletmecileri esnaf sanatkarları federasyon başkanı TESK denetim kurulu üyesi olarak camiamızın birlik beraberlik içerisinde tek ses tek yürek tek yumruk olması gerektiğine inanıyor bu zorlu günleri bu zorlu sürece hep birlikte aşacağınıza inanıyor hep birlikte saygı sevgi şükranlarımı sunuyorum 

 Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği/ Ahi Enstitüsü Başkanı  Gazeteci/Yazar FEHMİ ÇALMUK:

Ağzınıza sağlık Bayram Karakaş başkanım, Bayram Şahin başkanım, Saniye Atmaca başkanım. Ayhan Tepe başkanım, Mehmet Şakak bey başkanım, Pınar Gören Hanımefendi başkanım hepimize çok çok teşekkür ederim. Dünya Sanatkârlar Derneği Ahilik Enstitüsünün iki başlıkta yaptığı toplantıya katıldığınız teşekkür ederiz en yakın zamanda bu konuşmaları deşifre edip videolarda haber metinlerinde sizlere göndermeyi planladığımızı da belirtelim hepinize hayırlı günler dilerim efendim sağ olun.

SONUÇ

TESPİTLER ÖNERİLER:

-Esnaf ve Sanatkarların oluşturduğu Konfederasyon, Federasyon, Birlik, Odalar  AFAD VE Kızılay gibi Afet Koordinasyonunun içinde olmalıdır.

-Esnaf ve sanatkarımızın hasar tespit raporunda öncelikli olan meslek dalları, öncelikli olan hizmet dalları, öncelikli olan iş makineleriyle birlikte motorize ekiplerin önceliğinin derecelendirilmesinin gereklidir

-Afet durumlarında Esnaf ve Sanatkarlar kuruluşları Türkiye’de 7 bölgeye ayrılarak her kuruluşun  alanına göre kod uygulaması yapılmalıdır.

-Esnaf ve Sanatkar asrın felaketinin yaşandığı illere yetişti ancak İstanbul’da meydana gelen bir deprem de yaşanacak felaketi düşünemiyoruz:

-Afetler karşısında halen daha ahbap çavuş ilişkisi, kısır döngüsü içinde körü körüne işler yapılıyor. Asrın felaketinden ders çıkartmamız ger7ekiyor.

-Esnaf ve Sanatkarlar Afetlere karşı acilen eğitimden geçirilmelidir.

- Acil eylem planı ile birlikte afet bilinci geliştirilmeli ve hasar tespit raporları sorun çözüm odaklı bir çalışma ile ortaya konmalıdır.

-Deprem bölgesine gönderilen yardımları yaşanan gıda enflasyonu büyük ölçüde zarar verdi.

-AFAD ve Kızılay aracılığıyla temin edilecek yerleri bulunmadığı için esnaf ve sanatkar odaları  kendi yardımlarını kendisi dağıtmak zorunda kaldı.

-Afetlerde maddi hasarlardan daha önemlisi kaybettiğimiz ettiğimiz ustalar bulunmaktadır. Bu geleneksel unutulmaya yüz tutmuş sanatçılarımızın kaybı demektir. Ahilik geleneğinin yaşatılması konusunda afet bölgelerinde sıkıntılar yaşanmaktadır.

-İşyerlerini kaybeden esnaf ve sanatkarlar mecburen göçmek zorunda olduğu için  afet bölgelerinde mesleki hasarlar oluşmuştur. Çatı kuruluşlar tarafından hazırlanacak hasar tespit raporlarında tek tek meslek kodlarına göre envanter çıkarılması gerekmektedir.

-Afetlerde mal/ürün/stok kaybı yaşayan esnaf ve sanatkarımız yeniden işbaşı yaptığında yaşanan gıda enflasyonu karşısında çok yüksek fiyatlardan aldıkları ürünler ile karşılaştılar. Bu alım gücü azalan  afet bölgesi için ciddi bir ekonomik sorun haline gelmiştir. 

-Afetlerden sonra esnaf ve sanatkarlar toplumsal hayata kanalize edilemez ise çok ciddi toplumsal sorunlar yaşanacaktır.

-Esnaf ve sanatkarlar bağlı odalarında kendi alanlarında gıda, giyim, kurtarma, bunlarla ilgili koordine edilecek eğitimlere tabii tutulması gerekiyor.

-Milli Eğitim Bakanlığı deprem bölgesinde yıkılan kantinlerle ilgili Eylül 2023 ayına kadar kira alınmaması ve devamında açılan okulları da içeren düzenleme yapılmasına ilişkin  genelgesi çok nemli destek olmuştur.

-Ankara’da büyük şehir belediyesine müracaat ederek depremzede öğrencilerin indirimli ürün almaları veya maddi katkı sağlamak amacıyla çalışmalar yürütülmelidir.

-Pandemiyle birlikte sekteye uğrayan Esnaf Ahilik Sandığı kurulmasıyla ilgili çalışmalar hayata geçirilmelidir.

-Afetlerde ağır hasara uğrayan iş yerlerimizin, esnaf ve sanatkar Ahilik Sandığı’ndan  destek alarak yeniden ayağa kalkması sağlanabilirdi.

-Afetzede esnaf ve sanatkara yönelik yapılan hasar tespit raporlarının ve yapılan yardımların sürdürülebilir olması gereklidir.

-Mesleki eğitim ve istihdam arasında ilişki oldukça zayıf olduğunu görmekteyiz. Meslek lisesi mezunları iş piyasasının talep ettiklerine uyum sağlayamazken diğer yandan meslek lisesi mezunları, diğer yandan da eleman açığı bulunmakta. Bu arz ve talebin uyumsuzluğundan kaynaklanan sorunun çözümü burada sanatkarlara düşmektedir.

-Deprem bölgesi olarak Diyarbakır iline bir yıl ertelemeli 250 bin TL esnaf kredisi sunulmuştu. Seçim sonrasında bir süre sonra bu krediler iptal edilip ağır derecede hasar alan bölgelere devredildi. Yani Diyarbakır Urfa Adana gibi bazı illere verilecek olan finansman daha ağır şiddette atlatan bölgelere nakledildi. Bu illerdeki esnafımız baya bir sıkıntı yaşamaktadır.

-Esnaf ve kefaret kooperatifinin sunduğu esnafa verilecek krediyi 500 bin TL’lik krediyi 400 bin lira ’ya düşürüldü ve faiz oranı da yükseldi. Bu tabii ki finansman desteği bekleyen esnafları ciddi anlamda bir sorunla karşılaştı.

Esnaf ve sanatkarlar finansman olmadığı için esnaf kredilere de ulaşamamaktan bununla ilgili ciddi sorun yaşamaktadır. Esnaf ve sanatkarın nefes alması gerekmektedir.

-Şanlıurfa esnaf ve sanatkarı yanındaki yıkılacak binanın olması nedeniyle dükkanını açamıyor. Bu sıkıntının giderilmesi gerekmektedir.

-Lokantacılar ve fırıncılar esnaf ve sanatkarı vergiye tabi olmasına rağmen et mezatı ve un fabrikaları vergiye tabi değil. Vergi yükü esnaf sanatkarın belini bükmektedir.

-Esnaf ve sanatkarın %1 ile aldığı mal %10 vergiyle satması ağır vergi yükü getirmektedir. 

- Yaşanan afetlerin kendi özgü hassa durumları olduğu gözden kaçırılmaktadır. Her felaket sonrası Lokal ve özel çalışma yapılmalıdır.  

 -Selden etkilenen iş yerleri veya selden etkilenen esnaf diye tanımlama yapılıyor ama şimdi bu direkt selden etkilenmiş olanı kapsıyor. Turizm bölgesi otel, pansiyon kapsam içine alınmadığı için  turizm etkileniyor. Selden 15 gün sonra akıntı nedeniyle deniz kumlu olması gerekçesiyle yasaklanıyor. Bu nedenle rezervasyon iptal edilmesi mağduriyetlere yol açıyor.  Selden etkilenen dendiği zaman direkt iş yerine giren değil girmeyenlerin de kapsama dahil edilmesi gerekiyor.  

-Hasar tespit raporlarına kayıt dışı çalışan esnaf dahil edilemediği için rakamsal boyut çıkarılamıyor.

Deprem nedeniyle işyeri fiyatlarından önemli artış oldu. Bu konuda acilen düzenleme yapılması  gereklidir.

-Afet bölgelerinde yeni iş yeri kurmak/açmak büyük sorun haline gelmiştir. Esnaf ve sanatkar personel bulamamaktadır. Asgari ücretin yükselmesi, SGK primlerinin yükselmesi, BAĞKUR primlerini yükselmesi, vergilerin yükselmesi, kiraların yükselmesi bununla birlikte kiraların yükselmesi esnafı korkuttu.

-Afet bölgelerinde İş yerleri kapatılan veya kapatmak zorunda kalan veya maaşlarını, sigorta primlerini ödeyemeyen esnaf ve sanatkarlar personel çıkarmaya başladı. Esnaflar sadece günü kurtarmaya çalışıyor. 

-Afet bölgelerinde kadın esnaf ve sanatkarların dükkanları hem de kendi emekleriyle yaptıkları birikimleri hesaba oldu. Onların ayağa kalkabilmesi için belki kadın esnafımızın güçlendirilmesi kadın esnafımızın kurslarla programlarla ya da hibe programlarla adapte edilmesi gerekiyor. KOSGEB aracılığıyla hibe edilebilecek ya da desteklenebilecek Avrupa Birliği kadın esnaf özendirilebilir.

-Maddi kayıplara karşı DASK (deprem sigortasında) olduğu gibi iş yeri sigortalarıyla ilgili bir bilinçlendirme, bir eğitim ve bunu belirli bir zorunluluk getirilmelidir. Esnaf sandığında olduğu gibi iş yeri sigortasıyla ilgili düzenleme yapılarak, vergiden,  beyannameden,  KDV’den fon oluşturarak hasar gören esnaf ve sanatkarların zararlarını belirli küçük limitlere giderilmeye çalışılmalı.  Esnaf ve sanatkarlar ayağa kaldıracak boyuta getirilmelidir.

-TESK bünyesinde esnaf ve sanatkarın işyeri sigortasıyla ilgili çalışmalar başlatılmıştır.

 

 

Yorum Ekle

İlk Yorumlayan Siz Olun!
Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği'ne ait kurumsal bilgilerin, proje, çalışmalar ve etkinliklerin yer aldığı kurumsal web sitesi.

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği

Yukarı Öveçler Mah.1315 Cad. Can Apt No:7/1 ANKARA Dernek Kodu 06 141 169 Başkent VD 3220929794
06460 Çankaya / Ankara

Dernek Yazılımı: Medya İnternet™ - Dernek Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.