Kadınların Ekonomiye Katkısını, Kadın Esnaf Başkanları değerlendirdi
Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği ve Ahi Enstitüsü’nün düzenlediği Kadın Esnaf ve Sanatkarların Üretim ve İstihdamdaki Rolü adlı çevrimiçi toplantıya, İstanbul Sahne Perde Film Eğlence Yerleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkası Terlan Kaya, Tüm Güzellik Uzmanları Güzellik Salonu İşletmecileri ve Eğitimcileri Derneği Başkanı Kevser Gülcan Topçu, Diyarbakır Terziler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Saniye Atmaca ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Meral Güler katıldı. Moderatörlüğünü usta gazeteci yazar Fehmi Çalmuk’un yaptığı toplantıda Türkiye’deki kadın esnaf ve çalışanların yaşadıkları zorlukları, eğitim sisteminin eksikleri ve istihdam konuları konuşuldu.
Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği ve Ahi Enstitüsü’nün düzenlediği Kadın Esnaf ve Sanatkarların Üretim ve İstihdamdaki Rolü adlı çevrimiçi toplantıya, İstanbul Sahne Perde Film Eğlence Yerleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkası Terlan Kaya, Tüm Güzellik Uzmanları Güzellik Salonu İşletmecileri ve Eğitimcileri Derneği Başkanı Kevser Gülcan Topçu, Diyarbakır Terziler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Saniye Atmaca ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Meral Güler katıldı. Toplantıda Türkiye’deki kadın esnaf ve çalışanların yaşadıkları zorlukları, eğitim sisteminin eksikleri ve istihdam konuları konuşuldu.
Kadın esnafların oranı son 5 yılda %5’ten %30’a çıktı!
Hedeflerinin üretim faaliyetinde bulunup kadın istihdamını artırmak olduğunu, açılan tekstil merkezleriyle birlikte de kadın istihdamının arttığını olduğunu söyleyen Diyarbakır Terziler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Saniye Atmaca, sıkıntı yaşayıp mağdur olan birçok kadının da olduğunu ancak bu yüzden gerekli eğitimleri alıp, üretime yaparak kadınların kendi ayakları üstünde durmasının önemini vurguladı. Diyarbakır’da son 5 yıldaki kadın esnaf sayısının gelişiminin boyutunu anlatan Atmaca: ’’Diyarbakır da son 5 yıl içerisinde kadın esnaf sayısının %50 artmış olduğunu biliyoruz. Eski veriler ile kıyaslanınca %30larda bundan 5 yıl önce kadın esnaf sayısının oranı %5 iken şu an %30larda, bir artış söz konusu. Kadınlara teşvikler arttı bunların daha da artmasını ve kadınların kolayca bu teşviklere ulaşıp daha rahat bir şekilde kendiişlerini kurmayı düşüneceklerdir.’’ dedi.
’’Diyarbakır özellikle bir kadının yaşayabileceği en rahat şehir’’
Diyarbakır’ın geçmişteki terör olaylarından dolayı akıllarda kötü kaldığını ancak son dönemlerde ciddi gelişmeler kaydedildiğini söyleyen Atmaca:’’ Diyarbakır özellikle bir kadının yaşayabileceği en rahat şehir diyebilirim. Özellikle kadına büyük bir değer var bizim şehrimizde mesela toplu taşıma araçlarında bir erkeğin oturduğu yerde kadının ayakta durması mümkün değil. Kadına her zaman bir saygı vardır ve her zaman ön plandadır. Aile içerisinde çevrede de kadına büyük bir değer var. Diyarbakır’da tek kadın esnaf başkanıyım 42 oda var, yönetim dahi sekreterler bile birkaç kişi haricinde hepsi erkek, her gittiğimiz yerde Saniye Hanım kadın başkanımızdır, ön sıralar Saniye Hanım’a Saniye Hanım bizim çiçeğimizdir, önemlidir ve değerlidir şeklinde iltifatlarla verilen değeri hissetmek çok güzel ve gurur verici.’’ dedi.
Sektörün yüzde 90’ı kadın esnaf
Güzellik salonu sektörünün yüzde 90’ının kadın esnaftan oluştuğunu, bu durumun avantajları olduğu gibi dezavantajlarının da olduğunu dile getiren Tüm Güzellik Uzmanları Güzellik Salonu İşletmecileri ve Eğitimcileri Derneği Başkanı Kevser Gülcan Topçu: ‘’ Maalesef ki sektör eğitim almayan, eğitimi yetersiz olan, yıllar öncesinde kuaföre verelim güzellik salonuna verelim meslek öğrensin, okumuyor diye çıraktan yetiştirilen bir sektör olaraktan ortaya çıkmış fakat şimdi üniversitemiz var liselerimiz var özel okullarımız var eğitimle birlikte devam ediyoruz.’’ dedi.
Güzellik sektöründe üniversitelerde hala çok eski müfredatlarla devam ettiğini, mezun olan gençlerin uzman olarak mezun olması gerekirken, pratikte çok eksik kaldığını, en başta üniversite hocalarının eğitilmesi ve müfredatın değişmesi gerektiğini söyleyen Topçu: ’’Fikir var, kapasite var, eğitim var organizasyon, her şey var fakat bizi destekleyen bir güce ihtiyacımız var. İnsana dokunduğumuz için mutlaka eğitimin güncellenmesi gerekiyor bu güncellenme için de mutlaka bir kanun hazırlanması kanun çıkarılması bunun zorunlu hale getirilmesi gerekiyor herkesin salon açmasına herkesin bu hizmeti vermesine müsaade edilmemesi gerekiyor. Yani tek yalnız başımıza bu bahsettiğim konular maalesef ki tek başımıza yapılacak şeyler değil oda dernek başkanıyım oda başkanı olsam da tek başıma yapabileceğim bir şey değil daha büyük daha üst mevkilerin bizim bu fikirlerimize destek vermiş olması gerekiyor.’’ dedi.
‘’5 yıl ruhsatsız devam eden güzellik salonları kuaförler var bunlara müdahale edilmiyor’’
Sektörde çok fazla sıkıntı olduğunu ve bu sıkıntılardan dolayı mesleki itibar kaybı yaşadıklarını söyleyen Topçu, ruhsatsız çalışan güzellik salonlarıyla ve odaların oy kaybetmemek için bu konudaki vaatlerini yerine getirmediğini iddia etti:’’ Esnaf odaları ama her seçim öncesi bir vaatte bulunuyorlar, ‘ruhsatsız iş yerlerini kapattıracağız’ diye ama maalesef toplum olaraktan oyla geldikleri için kendi oy kaygılarından kaynaklı imaj kaybetmek korkusuyla ruhsatsız iş yerleri hala açık. 5 yıl ruhsatsız devam eden güzellik salonları kuaförler var hiçbir şekilde bunlara müdahale edilmiyor.’’ Açıklamalarında bulundu.
‘’Sahne sanatları karanlıkta el avıyla dünyadaki çağdaşlara yetişmeye çalışıyor’’
Sahne sanatlarının meslek kodları listesinde olmayışını ve sahne sanatlarının tek bir başlık altında toplanmasını eleştiren İstanbul Sahne Perde Film Eğlence Yerleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Terlan Kaya:’’ Bir yönetmelik, bir koordinasyon kurulu kararı birçok mesleği yok sayabiliyor Sahne Sanatları İhtisas Odasıyız ama Kültür Bakanlığı özel proje desteklerini ticaret odası üyesine veriyor. Ülkemizde sahne sanatları, karanlıkta el avıyla dünyadaki çağdaşlara yetişmeye çalışıyor. Tiyatro ile ilgili yaptığımız çalışmada tiyatronun tanımını 47 başlık altında yaptık. Tiyatronun oluşması için 47 başlık altında topladığımız meslek kolunun bir araya gelmesi gerekiyor. Tiyatronun yapımcısı, oyuncusu, yönetmeni, bestecisi vs. olmazsa hiçbir şekilde tiyatro çıkaramazlar. 47 başlıkta meslek kolu var peki sinema, film yapımcılığı, bale ve opera bunun neresinde diye sormak gerekiyor.’’ dedi.
‘’Tiyatro turnelerinde neden Asya’ya ya da Avrupa’ya turneler yapılmasın? Bu potansiyele fazlasıyla sahibiz’’
Eksikliklerle ilgili yazı yazdıklarını anca çözüme ulaşamadıklarını söyleyen Kaya:’’ Bizim sektörde %50’nin üzerinde kadın istihdamı var. Tiyatrolara yoğun ilgi var, film sinema sektörü de aynı şekilde. Yapısal sorunlar var bunları aşarsak sektör kendi içinde %100 artış sağlayacak hem istihdamda hem de büyümede. Dünyanın merkezinde olan bir ülkeyiz sahne sanatlarında film dışında bizim ihracatımız yok. Dünyanın her tarafına filmleri ihraç ediyoruz hem Asyalı hem Avrupalıyız, tiyatro turnelerinde neden Asya’ya ya da Avrupa’ya turneler yapılmasın? Bu potansiyele fazlasıyla sahibiz.’’ şeklinde konuştu.
‘’Her zaman gerçekten emek veren kadınlarız, her zaman mücadele ediyoruz’’
Günümüzde neredeyse bütün sektörlerde erkeklerin egemen olduğunu söyleyen Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Meral Güler: ‘’Ben ilk başladığımda 85 yılıydı. Okulu bitirdikten sonra başladım bu mesleğe, iki yıl da master yaptım yurtdışında bile bu cihazın satışını yapan kadın yoktu. Benim Türk olduğuma inanmıyorlardı ilk başladığımda, yani Türkiye’yi o kadar geri görüyorlardı. Bizler her zaman gerçekten emek veren kadınlarız her zaman mücadele ediyoruz her konuda. İster işveren olsun, ister çalışan olsun veya herhangi bir işte, hani evde emek gösteren kadınlara ev işçileri diyoruz, çünkü onlar da çocuklarına bakıyorlar yaşlılarına bakıyorlar her türlü çalışmayı göğüslüyorlar hatta daha bile zor ben öyle düşünüyorum. Bir çalışan kadın hiç olmazsa işe gidince bırakıyor evi. O yüzden hep emekçiyiz, her zaman bu işin içerisindeyiz, mücadele ediyoruz, onun için birbirimize destek olmalıyız.’’ dedi.
GDO’lu gıdalara ve gıdalarda kanserojen maddelerin kullanımında dünya ülkelerinin kısıtlamalara gittiğini ancak Türkiye’de kısıtlamanın olmadığını ve denetimin eksik kaldığını vurgulayan Güler, bütün dünya GDO’lu ve kanserojen ürünleri kısıtlarken Türkiye’de bunların denetiminin olmadığını söyledi. Kimyacı olduğunu ve kimya analiz cihazları ithal ettiklerini söyleyen Güler: ‘’Tarım müdürlüklerine, gıda kontrol laboratuvarlarına bu cihazları veriyoruz, Diyarbakır, Gaziantep ve Kahramanmaraş’a yolluyoruz, antep fıstığında var mesela çok analiz yapılıyor inanın bizde limitleri o kadar yüksek ki biz hayret ediyoruz. Yani bu cihaz yurtdışından alınmış adam gelmiş yurtdışından limitini ayarlamış 0.3 diye bizde 3 yapılıyor, cihaz şaşırıyor bu kadar yüksek olmasına, bazen analiz bile yapılamıyor o yüzden bu denetimler olsa bile, Türkiye’de sorumsuzca yapılan uygulamalardan hepimiz şikayetçiyiz.’’ şeklinde konuştu.
4+4+4 sistemi tamamen Türkiye’den kaldırılmalı
Türkiye’deki eğitim sistemini de ele alan Güler, 4+4+4’ün kaldırılması gerektiğini, her 4’ten sonra öğrenci sayısının azaldığını ve ara eleman bulmanın zorluğundan bahsedip, meslek okullarının, meslek yüksekokullarının yapılanarak açılması gerektiğini söyledi. Üniversiteden mezun olan kişilerin de iş bulamadıkları için bu işleri eğitimsiz olarak yapmak zorunda kaldıklarını söyleyen Güler, bu yüzden ara okulların da açılması gerektiğini söyledi.
Birinci Bölüm Videosu için tıklayınız
İkinci Bölüm Videosu için tıklayınız