Temelinde eğitim- öğretim olan Ahilik kurumu adeta bir insan okuludur. Yüzyıllardan beri süregelen bir gelenek olan ahilik, insanı merkeze alan bir medeniyet projesidir.
Kökü ata topraklarına Hünkar Ahmet Yesevi’ye dayanan Ahilik tüm dünyanın örnek alması gereken bir değer konumundadır. Bir çok Avrupa ülkesinin “kalite standartı” adı altında yürüttüğü çalışmaların üstünde, esnaf ve sanatkarımızın yüzyıllardır sürdürdüğü “ahilik anlayışı” yaşatıldığı çarşı, pazarlarda, dükkanlarda ancak ve ancak adaleti, kaliteli üretimini ve müşteri memnuniyetini öngörür. Kimilerinin küçük görmesine aldırmadan helal kazanmak için emek harcayan, alın teri döken ve kendisini günümüz değimiyle güncelleyen Ahilik anlayışı ile nerede bir işletme, zanaat sunulsa bilin ki orada bir üretim, bir dayanışma vardır. Osmanlı’yı yüzyıllardır ayakta tutan, yeni toprakların fethine zemin hazırlayan bu anlayıştır.
Asırlardır, helal kazanmak ve helal lokma yemek isteyenlerin buluştuğu tek bir nokta var: ahilik. Burası helal kazanmanın yeridir. Emek isteyen ancak helal lokma yiyebilmenin vicdani rahatlığını hissedebildiğimiz bir yerdir. Burada insani tüm değerler bulunur. Burada birlik ve beraberlikle aşılan zorlu yollar vardır. Cumhurbaşkanımızın değimiyle Beş’ten büyük olan dünya’da ahilik bir sorumluluktur
Bizler öyle bir çatının altında toplanıyoruz ki ne sadece eğitim öğretim ne de ticaret, kazanç yapalım. Bizler, insanın eğitilmesine esnaflık mesleğinde terbiye olmasına katkı sağlarken ticaretimizi yapıp geçimimizi sağlıyoruz. Hem de ülkemize katkı sağlamış oluyoruz. Bu çatı altında bulunan herkes aslında birer hizmet eridir. Herkes elinden gelen işi yaparken vatanına hizmet ederek bu kutlu sevdanın bir parçası olmuştur. Olmaya da devam edecektir.