Esnaf ve Sanatkarlar Hasar Tespit Raporu Genel Toplantı Çıktısı-1
Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği’nin Ahi Enstitüsü ile birlikte “ Anadolu’nun Ahisiyiz, Üreten Türkiye’nin Hizmetindeyiz” Projesi kapsamında düzenlenen “Esnaf ve Sanatkarlar Hasar Tespit Raporu Genel Toplantısı’na Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği Onursal Başkanı Erol Korkut, İstanbul Tekel ve Gazete Bayileri Odası Başkanı Ferihan Karasu, İstanbul Kamyoncular Esnaf Odası Başkan Vekili İhsan Temel, İstanbul Deniz Kara Büfecileri Esnaf Odası Başkanı Mustafa Şimşek, İstanbul Şoförler Esnaf Odası Başkanı Cem Sert katıldı.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT:
Değerli arkadaşlarım, değerli katılımcılar, Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği’nin düzenlediği, Dünya Esnaf ve Sanatkarlarının hasar tespit genel toplantısına hepiniz hoş geldiniz. Toplantımıza esnafımızın pandemi döneminde yaşadıkları hasarları görüşeceğiz. Toplantıda her katılımcının 10’ar dakikalık konuşma süreleri mevcuttur. Daha sonra toplantımıza katılan üyelerimizden de görüş ve sorularını bekliyoruz. Üyelerimizin görüşlerini ve sorunlarını başkanlarımız konuşurken chat kısmında yazarak iletilebilir. Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneğinin bünyesinde İçişleri Bakanlığı’nın Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, Ahilik Enstitüsü de arasında bulunduğu bir camiadır. Bu camia. Esnaf ve sanatkarın yüz tutmuş, artık kapanmaya, mesleki odalarının kapanmasına ve yapılabilecek bütün hizmetler, şöyle ifade etmek istiyorum, ne yapabiliriz ne edilebilir, esnaf ve sanatkarın ne yapması lazım, projelerimiz bu şekilde hazırlanıyor. Bu projelerde sizin de katkınızın olmasını istiyoruz ve sizlerin de bu projelerin içinde bulunmasını istiyoruz. Şuan Türkiye’deki Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinden, bütün Oda Başkanları buraya çok sıcak bakıyorlar. Bu projelerin uygulanması ile ilgili sizin esnaf ve sanatkar olarak pandemide özellikle yaşadığınız her şeyin ortaya çıktığı durumları burada aksettirmenizi, röntgenini çekmek istiyoruz. İlerleyen günlerde zaten sizi bilgilendirecekler. Ben bu duygularla hepinize çok çok teşekkür ediyorum. İlk konuşmayı İstanbul Tekel ve Gazete Bayileri Odası Başkanı Sayın Ferihan Karasu’ya vermek istiyorum.
İSTANBUL TEKEL-GAZETE BAYİLERİ ODASI BAŞKANI FERİHAN KARASU:
Hepinize bende merhaba diyorum. Böyle bir oluşumu çok önemsiyorum. 28 yıldır esnafım ve tezgahımda durmuş bir insanım. 20 yıldır da oda başkanı olarak bütün esnafın sorunuyla yakından ilgilenen, çözüm önerileri için çırpınan bir başkanım. Bu pandemi sürecinde herkes gibi bizim meslek camiamız da çok yaralandı. En önemlisi de uzun süreli kapanmalar ve hafta sonu kapanmalarda sevgili Mustafa abim de aynı camiada, maalesef bu kapanmalar bizi çok yaraladı ve yaralarımızı henüz sarabilmiş değiliz. Daha da üzüntü verici şey genelgeleri dahi yorumlayamadık. Bakkallar Odası, Büfeciler, Kuruyemişçiler gibi oda başkanlarıyla bu süreçte hep telefonlaştık. Bakkal, fırın, manav dendi ama bunun içinde Tekel bayileri var mıydı? Nace kodu olup ta bakkal gibi ya da büfe gibi, bakkal gibi açık olan meslektaşlarımız bakkalların içine alınmadı. Bu süreçte tekel bayileri cezalandırıldı işin açıkçası alkol satıyor olmaktan dolayı ya da adlarının tekel olmasından dolayı alkol satmayan bayilerimizde cezalandırıldı. Zor bir süreç yaşadık, bu süreçte elbette yaralar sarılacaksa hasar tespiti nasıl yapılacak bilemiyorum. Zaten hibe de verilmemişti bizim meslektaşlarımıza, ondan da yararlanamadık. Gazete bayileri hiç yararlanamadı. Bir katkı sunacaksak ben varım, çalışmaya da devam ederim, belki istatistik çalışmalar yapmamız gerekebilir. Ama bunu meslek grubumuzdaki diğer odalarla yapmamız gerekir. Bu süreçte kapatan kaç tane işyeri vardı ve bu işyerleri ne kadar kapalı kaldı, zararları nedir, yaralarını sarabildiler mi, en önemlisi de kredi kullanamadılar, ötelenen krediler maalesef yüksek faizlerle tekrar yüklendi 6 ay sonra ve kredi ödemeleri daha yüksek bir rakam oldu faiziyle birlikte. O kredileri de ödemekte zorlanıyorlar, faizler düşürülebilirdi, kredi süresi uzatılabilirdi. Mesela 6 ay öteledilerse 6 ay uzatabilirlerdi gibi birçok çözüm önerileri olabilir. Ben Ferihan Karasu olarak ne kadar katkı sunabiliyorsam memnuniyetle sunmaya hazırım.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT: Şimdi konuşmalarını yapmak üzere İstanbul Kamyoncular Esnaf Odası Başkan Vekili Sayın hsan Temel Bey buyurun.
İSTANBUL KAMYONCULAR ESNAF ODASI GENEL BAŞKAN VEKİLİ İHSAN TEMEL:
Herkese merhaba, ben İstanbul Kamyoncular Esnaf Odası Başkan Vekili İhsan Temel. Ancak burada kamyoncu esnafının ya da taşımacı esnafının sorunlarıyla ilgili bilgi sunarken tabi bir yanımızı da belirtmek istiyorum. Ben aynı zamanda kooperatifler şeklinde taşıma yapan kurumların dikey örgütlenmesinin en üst noktasında Merkez Birliği Başkan Yardımcılığı da yapıyorum. Dolayısıyla hem kooperatifler şeklinde taşıma yapan hem de bireysel taşıma yapan bütün esnafın sorunlarının ortak sorunlar olduğunu düşünüyorum. Ve bu konuda da Türkiye Taşımacı esnafının dünden gelen biz 2 senelik pandemi döneminin yarattığı etkileri değil Cumhuriyet döneminde başlayan ve taşımacı esnafının dünden bugüne olan sorunlarının da bu olanak bize verildiği için buradan seslendirmeyi ve Türkiye gündemine taşımayı düşünüyorum. Bu olanağı yarattığınız için de Sayın Başkanım başta siz olmak üzere bu programa emeği geçen herkese de teşekkür ediyorum. Bu konuda ki girişimi yaptıktan sonra müsaade ederseniz konuya daha değişik bir açıdan yaklaşmak istiyorum. Çünkü burada bizim dile getireceğimiz sorunların Türk taşımacılığının da sorunları olduğunu belirtmiştim. Türkiye’de taşımacılık ve taşımacılık içinde taşımacılığın meydana getirdiği unsurlara baktığımızda taşımacılığın ağır şekilde karayolu ağırlıklı yapılmasının bir hata olduğunu düşünüyorum. Halbuki Türkiye Cumhuriyetinin 10. Kuruluş yılının nutkunda ulusumuzun kurucusu, kurucumuz değerli Atatürk bu ülkeyi demir ağlarla ördüğünü ifade ederek bir sevinci bir başarıyı paylaşmıştı. Giderek onu takip eden yıllar içinde Türk taşımacılığının dünyanın da etkisiyle karayolu ağırlıklıya dönüşmesi, Türk taşımacılığının geleceğini de etkilemiştir. Bugün yabancı ülkelerde yani kalkınmış ülkelerde taşımacılık modları dediğimiz yani karayolu taşımacılığı, havayolu taşımacılığı, denizyolu taşımacılığı, raylı ve boru sistemleri ile yapılan taşımalar arasında bir uyum, bir ahenk ve o ülkenin kendi gerçeklerini yansıtan rakamlar vardır. Bizde ise bu rakamlar havayolu ve denizyolu ile taşımacılık 1,2 -1,3 seviyesine ancak çıkıyor ve %80- %98 yolcu taşımacılığı ve yük taşımacılığının karayolu ile yapıldığı görülüyor. Belki karayolu taşımacılığının bir noktadan diğer noktaya taşınmasında alternatif olarak kabul edilmesinde bazı haklı nedenler vardır inkar etmiyorum. Ama bu kadar ağırlıklı olarak ülkemizin kuruluşunun 10 yılında demir ağlarla örülmekle iftihar ettiğimiz taşımacılığın, 100.yılını kutlayacağımız 2023 yılında %98-96-95 karayolu ile yapılmasını anlatmanın ve bu konuda övünç payı çıkartmanın hiç de gereği yoktur. Yanlış yapılmıştır diye düşünüyorum. Her ne kadar son yıllarda denizyolunun ve havayolunun taşımacılığa önemli bir katkısını sunmak üzere desteklenmesi ve yine alanlarının açılması ve özellikle de yolcu taşımacılığının havayoluna yönlendirilmesi aslında sevinçle karşılanması gereken bir olgu diye bakıyorum. Şimdi bunun yanında Türkiye’de karayolu ile yapılan taşımacılığın unsurlarına bakacak olursak, Türkiye’deki özellikle yük taşınması ki bizim alanımız o, ülkemizdeki araç sayısı Avrupa ülkelerinin tamamının araç sayısından fazladır. Ve Türkiye’de aşağı yukarı 1milyon 200 bin üzerinde ticari yük taşıma aracı mevcuttur. Ve Sayın Ulaştırma Bakanı Binali Bey’in ifadesiyle de bu araçlardan 300 bini atıl kapasiteyi oluşturmaktadır.
Geliyorum 1. soruna, halledilecek birinci sorun, ton-km fiyat tarifelerinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından mutlaka yayınlanması gerekmektedir. Bu kadar atıl kapasiteli bir sektörün taşıma ücretlerinin pazarlık usulüyle belirlenmesi, taşıyanın ne verirse kabul etmesi sonucunu getirmektedir. Taşımacıların bu sonucu kabul etmesi zorunluluğundan kurtarmamız gerekir. Bu nedenle Ulaştırma Bakanlığında çalışmasının yapıldığını bildiğimiz taşıma fiyatlarının alt sınırlarının yeniden belirlenmesi çalışmalarının mutlaka Ulaştırma Bakanlığınca acilen ilan edilmesi gerekmektedir. O da yetmez, taşıma fiyatlarının alt sınırlarının çünkü daha öncede iki sefer yayınlanmasına rağmen denetimsizlik nedeniyle tutturulamayan fiyat tarifelerinin gerekli denetimlerinin Ulaştırma Bakanlığının elemanlarıyla yapılması ve bu ülkede bu fiyatların kabul edilmesini sağlamak gerekir. Kamyoncu esnafının en önemli kurtuluşlarından biri bu olur diye düşünüyorum.
Sayın Başkanım, bunun ötesinde pandeminin ve pandemiyi takip eden ekonomik sıkıntılarla geldiğimiz noktada kamyoncu esnafının en büyük sorunu akaryakıt fiyatlarının son 3 ayda %300 artmış olmasıdır. Akaryakıt fiyatları 7 liradan 22 liraya çıkmıştır. Biz akaryakıt içerisindeki Özel Tüketim vergisinin derhal kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü Özel Tüketim Vergisi arttıkça KDV’de artıyor. Yani bir tüketim vergisi KDV’nin de artması bu etkiyi yaratıyor. Özel Tüketim Vergisi taşımacılıkta, ticari taşımacılıkta olmaması gerekir. Bunu da biz talep ederken akaryakıt fiyatlarının yeniden belirlenmesini değil, biz her yıl maliyeye verdiğimiz beyannamelerle gelir ve giderimizi gösteriyoruz. Gelir beyannamesi veriyoruz, bu beyannamede hesaplanan bu işin yapılmasındaki akaryakıt fiyatlarından Özel Tüketim Vergisinin düşülerek ona göre bizim vergimizin hesaplanmasını ve sübvanse edilmesini istiyoruz. Yani biz akaryakıt fiyatları taşımacılara şu kadara verilsin demiyoruz. Bu belki istismara açık bir alandır ama denetlenebilir bir alandır. Bu nedenle taşımacılarımızın bu yükten kurtarılması gerekir. Çünkü taşımacılarımız %32 gider payı olan akaryakıtın dışında diğer girdilerinde %150-%200 zamlandığını biliyoruz. Bırakın onu evdeki ekmek bile %300 zamlanmıştır bugün. Taşımacının elindeki para da %300 azalmış gibi gözüküyor.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT: Şimdi konuşmalarını yapmak üzere İstanbul Şoförler Odası Başkanı Cem Sert, buyurun.
İSTANBUL ŞOFÖRLER ESNAF ODASI CEM SERT:
Sayın Başkanım merhaba, Ben İstanbul Şoförleri Esnaf Odasının Başkanıyım aynı zamanda bu meslekte 3. Kuşak bir ailenin ferdiyim. Bizim için en önemli olan bu şoförlük mesleği maalesef mesleksizlerin mesleği haline girmiş olması. Yapmış olduğumuz bazı projeleri maalesef yetkili makamlara sunduk ama bir türlü başarı sağlayamadık. İnşallah sizin bu yapmış olduğunuz toplantı bize bir nebze olsa yardımcı olur ve bizim söylemiş olduğumuz bu şoförlük mesleği çok önemli bir meslek. Biliyorsunuz ki kişinin doğduğundan ölümüne kadar hizmet eden meslek dalı şoförlük mesleğidir. İnsan doğumunda hastaneye götürülür, vefat ettiğinde ebediyete ayrılması için yine bir şoför tarafından taşınır. Ama İstanbul’da bu ticari araçlarda çalışan insanlar bu mesleği geçici olarak yapıyorlar bu da bazı evrakların, önceden kullanılan bazı belgelerin ortadan kalkmasından kaynaklanıyor. Ticari taşıt kullanma belgesi vardı, şimdi bunun biraz daha geliştirilmişi olan Mesleki Yeterlilik Belgesi var ama aranmadığı için bizim halkımız burada duyarsız oluyor. Ben bu konuyu sizin de aracılığınızla bir an önce yetkililere ulaştırmak isterim. Ben hayata geçtiğinde İstanbul halkının daha iyi hizmet alacağı inancı içerisindeyim.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT:
Cem çok teşekkür ediyorum. Bundan sonra yapılacak toplantılarda İstanbul Şoförler Esnaf Odası Başkanı olarak, deneyimli bir Başkan kardeşimiz olarak mutlaka bu sorunlara yardımcı olacağız. Bundan hiç endişen olmasın. Bu toplantılar devam edecek. Katılımın için çok çok teşekkür ediyorum, başka söylemek istediğin bir şey var mı?
İSTANBUL ŞOFÖRLER ESNAF ODASI CEM SERT:
Benim için en önemlisi bu konu, bu konuyu gerçekten hayata geçirirsek, medyada belki izliyorsunuzdur, siz de şoför bir babanın evladısınız, siz de bu camia içinde yetişmiş bir kişisiniz. Geçmişte şoför efendiler vardı, tekrar bu şoför efendilerin hayata geçmesi için elimizden gelen bütün imkanlarımızı kullanmayı arzu ediyoruz, sizin de katkılarınızla.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT:
İnşallah, hep beraber bu işin altından kalkacağımıza inanıyorum. Fehmi Bey var, Fehmi Çalmuk, Dünya Esnaf ve Sanatkarların da Başkanı, usta gazeteci kendisi, esnaf ve Ahi Evran ahi kültürünün tamamen Türkiye’de yaygınlaşması için büyük bir çalışma yapan, özellikle İçişleri Bakanlığı projeleri içinde Valilikler arası çalışmalar yapan arkadaşımız, bugün rahatsız, göz ameliyatı geçirdi. İlerleyen günlerde mutlaka ve mutlaka sizlerle bir araya gelerek, taşımacı esnafıyla bir araya gelerek bu sorunların altından gelmesi için İçişleri Bakanlığımızla elimizden gelen bütün gayreti göstereceğimize inanabilirsiniz.
İSTANBUL ŞOFÖRLER ESNAF ODASI CEM SERT:
Sayın Bakanımla bu konuyu zaten kendisini eski dönemden tanıma sebebiyle bir imkanımız oldu, durumu izah ettim, o da bu işe çok sıcak baktı. Ama tabi bu pandemi dönemi başlayınca o birazcık ötelenmiş oldu. Sizin de katkılarınızla Sayın İçişleri Bakanımızın bu konuya sıcak bakması neticesinde, bizim de üzerimize düşen vazifeyi yaparak hayata geçireceğimize inanıyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT:
Çok teşekkür ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum çalışmalarınızda, özellikle senin bu başarılı çalışmalarını iyi bilen ve takdir eden bir abinim.Şimdi değerli Başkanım Mustafa Şimşek, vatandaşla her gün yüz yüze olan ve her dakika karşı karşıya olan bir mesleğin duayenisiniz. Sizin de bu pandemi döneminde yaşamış olduğunuz olaylarla ilgili bu büfeci esnafı, özellikle deniz ve kara büfeci esnafı olarak beklentileriniz neler, ne yapmak istersiniz, projelerinizi anlatırsanız memnun olacağım. Buyurun Başkanım.
İSTANBUL DENİZ KARA BÜFECİLERİ ESNAF ODASI MUSTAFA ŞİMŞEK:
Şimdi öncelikle bu programı yapan, getiren, elini taşın altına koyan değerli büyüğüm Erol Korkut Beyefendiye, bütün kurumlara, hizmet anlamında çalışanlara şahsım ve grubum adına teşekkür ederim. Bu programlar eğer ülkemizde sık sık yapılırsa, esnafın sorunları sık sık dile getirilse en azından şunu başarırız diye düşünüyorum. Kendi aramızda bile olsa kendi sorunlarımızı nasıl çözeriz diye birbirimize faydalı oluruz. Şimdi sizin sorduğunuz pandemi döneminde büfeciler ile ilgili neler oldu. Biliyorsunuz ki pandemi dönemi bütün dünyada herkesi etkilediği kadar bizim ülkemizi de etkiledi. Ne yazık ki olmasaydı çok daha güzel olurdu ama maalesef bu hastalığı yaşadık halen de devam ediyor. İnşallah bundan sonra bu hastalık ülkemizden gider bizde rahata kavuşuruz.
Şimdi pandemi döneminde bizim büfeci esnafımızın yaşadığı sorunlar, bütün kuruluşlar zarar gördü ama biz biraz daha farklı etkilendik. Sebebi de şu, biz gıda sektörüyüz yani ayaküstü işte dönerdi, sandviçti, hamburgerdir, köftedir gibi mamulleri insanlara anında sunup bir nevi sokak lezzeti veriyoruz. Pandemi dönemi olunca insanlar korktu, büfelerden alışveriş yapamadı doğal olarak, bu bakımdan etkiledi. Ama bu zaman içerisinde geçtikten sonra şimdi yavaş yavaş rayına oturuyor. Elbette ki ülkemizde enflasyon biraz yükseldi, fiyatlar pahalı oldu bunlar yaşandı. Yaşanmasaydı daha iyiydi ama bizlerde bu fiyatlardan, enflasyonun yükselişinden elbette ki zararlar gördük. Ama kar zarar ortaktır derler ticarette, bir takım riskler olacaktır. Bir de bizim büfecilerimizin sorunu, yeni açan dükkanlarla alakalı, ruhsat almakta zorluk çekiyoruz. Şimdi alkollü bir büfe açılırsa camiye 500 metre ya da 1 km gibi şartnameler var. Ama alkol satmayan büfe de olsak onunla ilgili de baya zorluklar çekiyoruz. Bir ikincisi 5 metrekare yerde büfe açıyoruz ama bir masa, sandalye koyuyoruz oraya diyorlar ki siz büfe değilsiniz, lokantasınız diyorlar. Bizleri, benim üyemi lokantaya zorluyorlar. Sonra gidiyoruz belediyeye, diyoruz ki biz lokantacılara gittik, aldık, kartımızı, belediye diyor ki siz burada lokanta açamazsınız. Niye, 5 metrekare ya da 8 metrekare, sana ben büfeci ruhsatı veririm diyor. Bakın şimdi çelişkiye, bir taraftan lokantaya giriyor diyecek, bir taraftan da büfeci ruhsatı verecek. Yani bu ne oluyor, birleşik esnaflara giriyor, ihtisas odaları hafif kalıyor. Halbuki üye ihtisas odasına yani bağlı olduğu mesleğin odasından hizmet alır. Bir başka odadan birleşik esnaflardan hizmet alabilir ama bizim kadar ihtisas odaları kadar hizmet veremezler. Tabi zaman içinde biz kurumlarla, federasyon, konfederasyonla görüşüyoruz ama adım atamıyoruz, ayaklanamıyoruz. İyi ki böyle bir program yaptınız da şimdi bunu dile getiriyoruz.
Bir de çalışma saatlerinin kısalığı döneminde yani şimdi şöyle düşünün saat 10’a kadar alkol satışı var büfelerde, turizmcilerde de şimdi öyle, daha evvelden 1’e 2’ye kadar yapılıyordu. Biz büfede alkol satışını servis olarak yapmayız yani Coca Cola gibi alışveriş yaparsın, veririz gider. Yani büfenin önünde ya da herhangi bir yerinde alkol açılıp içilmez, bira içilmez. Dolayısıyla bu satışın bizde tekel marjı çok cüzidir. Sigarada 3,7 tekelde 6,5 birada 8’i bulur falan. Yani bu dükkanların ayakta kalabilmesi için uzun dönem açık olmaları lazım eğer bunların satış alanını kısıtlar, saatlerini kısıtlarsanız o zaman satış yapamazlar. O büfelerde ayakta durmakta zorlanırlar. Böyle de bir sıkıntımız var. Bunun dışında da elbette ki kalite faktörleriyle de şimdi hep şikayetler oluyor, ama bu hep olacak, zaten serbest tarifeye geçildikten sonra insanlar istediği fiyatı koyuyor. Biz tarife yapmıyoruz, tarife isteyen üyelerimize, ne fiyat istiyorsun, bunu bunu, yazdır getir onaylattırıp geri ona veriyoruz. Dolayısıyla büfelerin açık kalması ve üstelik büfelerin çok faydalı da bir sektör olduğunu biliyoruz. Sebebi de şöyle, insanlar konuşacak zaman bulamazlar, halbuki büfeye geldiğinde sabah ve öğlen illa ki orada bir başkası olur. Kimisi siyasetten kimisi futboldan konuşur ama orada bir konuşma ahengi de var. Dolayısıyla insanları birbirine yaklaştırır. Büfenin böyle kültürel anlamda da bir hizmeti vardır. Büfelerin çoğalması, o çoğaldığı şehrin kültürünün yükselişi demektir. Turist gelir ona sorar, yabancı gelir ona sorar, yol gösterir, her türlü şekilde büfe sanki bir nefes gibi yaşayan şehirde bir ihtiyaçtır. Ben öyle düşünüyorum ve şunu da söylüyorum. Herkese en iyisini en güzelini yapmaya çalışıyoruz. Ben çalışıyorum ama ne kadarını yapabiliyorum onu bilmiyorum. Ama hep şunu söylerim, şimdi bunu dinleyen illaki bizim üyelerimizde vardır. Bir dükkanın yanına 2. dükkanı rekabet için açmayın. Hiç kimse kimsenin kısmetini alamaz. Sizler iyi olacaksınız, bende iyi olacağım, sizin çocuğunuz üniversite mezunu olacak, benim çocuğumda üniversite mezunu olacak. Kimisi mühendis olacak kimisi bakırcı olacak, kimisi büfeci, kimisi lokanta, böyle birbirini terazide tutacak hizmetler. Eğer ülkede herkes mühendis olursa hep inşaatçı olur öbür işleri yapan adam kalmaz. Dolayısıyla meslek okullarına çok önem verilmeli ve turizm okullarında mezunlar çoğaltılmalı, büfe sektörüne, gıda sektörüne, alışveriş sektörüne, e bunlar yapılırsa Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bunlar ders kitabı olarak konulursa eğer turizm okullarına yetişemiyorsa bunun çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ben 60 yılını bu mesleğe veren bir kişi olarak ta üyelerime faydalı olmayı ibadet olarak kabul ediyorum. Çünkü benim belli bir yaşım da var, 70 küsur yaşındayım. İnsanlara faydalı olmak en büyük ibadetlerden biridir. Ben faydalı olunca bana teşekkür ediyorlar, Başkan sağ olsun diyorlar, ben onur ve gurur duyuyorum. Yani şunu demek istiyorum ben, tekrar onu söyleyeyim, herkesin iyi olması lazım, insanlar birbirine sevecen gözle bakması lazım. Mesela bizim derneklerimizde, teşkilatlarımızda Erol Başkanım çok iyi bilir, çok farklı farklıdır. Bizim o teşkilatımız altı buzdur, üstünde de dans etmek çok kolay olmaz. O bakımdan yani dansları herkesin bilmesi lazım. Dolayısıyla herkes o dansı güzel yaparsa seremoni güzel olur, bakış güzel olur. Öyle değil mi değerli Başkanım? İşte böyle bir imkanda verdiniz bana, beni buraya layık gördüğünüz için sizlere ve Erol Başkanıma da sevgilerimi saygılarımı, zaten çok sevdiğim saydığım bir insandır, beni buraya getirende odur zaten. Onun ricası bile benim için emirdir. Teşekkür ediyorum, Sürçü lisan ettiysem af ola, görüşmek üzere.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT: Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, çok nazik ve faziletli bir konuşma yaptınız. Hakikaten bu mesleğin duayenisiniz, ben sizi çok iyi biliyorum. Bu mesleği sizin ellerinize bıraktık, esasında siz Türkiye’ye başkan olabilecek kapasiteye sahipsiniz, kendi isteğinizle olmuyorsunuz. Tabii ki Türkiye’ye sahip olmak yalnız Federasyon Başkanlığıyla olmaz, bu yapılan toplantılarla inşallah Türkiye’deki esnafımıza yani büfeci esnafına çok faydalı olacak. İnşallah projelerde de görüşeceğiz zaten devamlı sizinle aktivitelerde bulunulacak. Ben duygularla size çok çok teşekkür ediyorum. Sağ olun katılımınız için diğer bir konuda yine çok sevdiğim İhsan Temel var, kendi fikirlerine çok saygı duyduğum, senelerce beraber çalıştık. Hakikaten vermiş olduğu fikirlerle kamyoncu esnafına bugüne kadar çok büyük hizmeti oldu. Özellikle sigorta üzerine daha çok ağırlıklı, ben esnaf Başkan Vekilim müsaade ederseniz bir 5 dakika daha İhsan Temel Başkanıma vermek istiyorum. Mustafa Başkanım sizin de mutlaka ekranda kalıp dinlemenizi istiyorum. Buyurun İhsan Bey.
İSTANBUL KAMYONCULAR ESNAF ODASI GENEL BAŞKAN VEKİLİ İHSAN TEMEL:
Müsaade ederseniz kaldığım yerden devam edeyim. Türkiye Taşıma sektörüne baktığımızda Türkiye’deki yük taşıma araçlarının genel araçlar içinde yaş oranı %14’e tekabül ediyor ve bu yaş, araçlar grubu içinde en yaşlı araçlar grubu. Fakat yük taşımasına baktığımızda da %14 içindeki yaş grubunun %25’i, 25 yaşın üzerinde yani yurtiçi eşya taşımasında yaşlı bir araç grubu var. bu araçların bugünden yarına yenilenmesi pek mümkün gözükmüyor. O nedenle de araçların yenilenmesini sağlamak üzere de taşımacı esnafına belli bir dönemi ödemesiz, düşük faizli ve uzun döneme yayılan bir kredi sistemi ile desteklenmesi gerekiyor. Her ne kadar bugün Halk Bankası vasıtasıyla esnaf kredisini 1milyon’a çıkarttıysak bile insanlara geri ödemesini yapamayacağı hasıl olup bu krediyi şimdiye kadar hiç isteyen çıkmamıştır. İnsanlar ellerindeki eski araçlarla yük taşımaya çalışıyorlar fakat bu da giderek esnafın genel yapı içerisinde kaybolmasına neden oluyor. Bu nedenle devletin mutlaka Türk Taşımacılığını geliştirmek için araçların yenilenmesini sağlayacak yeni modellerin bulunması gerekir diye düşünüyoruz. Bu konuda çalışmalarımız var, gerekli başvuruları yaptık. Zaten bu 1milyon liralık araç alım kredileri de bize destek amacıyla yayınlandı fakat dediğim gibi vadelerin uzatılması ödeme limitlerinin aşağı çekilmesi gerekir ki esnaf onu ödeyebilme kapasitesine gelsin. Pandemi döneminde taşımacı esnafı her şeyi göze alarak ülkemizde o pandeminin yarattığı bölgeler arası eşitsizliği gidermek ve tüketim mallarının bölgeler arasındaki salahiyetini geliştirmek üzere her şeyi göze alarak taşımacılığa devam etmiştir. Ve ülkemizde pandeminin etkilerinin azaltılmasına da katkı sunmuştur diye düşünüyoruz. Tabi biz kooperatifler şeklinde taşıma yapan kurumlarız. Ve biz büyük şehirlerde şehirlerarası taşıma yapan taşımacı esnafımızla da birlikteyiz. Biz artık şehirlerin trafiğinin de büyük yük taşıma araçları yüzünden sorun yaşamamasını istiyoruz. Bu nedenle özellikle İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir gibi şehirlerimizin giriş çıkışlarında yük boşaltma yani gelen malların boşaldığı, malların bütünleştiği veya parçalandığı alanların yaratılarak büyük yük taşıma araçlarının şehir trafiğine girmesini istemiyoruz. Bu nedenle lojistik köy alanları, lojistik kamyon köy dediğimiz bir projeyi geliştirerek Türkiye’nin gündemine sunduk ve Sayın Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı döneminde de rağbet bularak, Sayın Binali Yıldırım’ın da bu konuda desteğini aldık. Ancak ondan sonraki dönemlerde de bunu İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne de sunmamıza rağmen bugün sabah görüştüm, bir proje çalışması yapıldığını ve bu konuda da bizi çağırmak üzere bir program yaptıklarını öğrendik. Buna da çok memnun olduk. Ve biz kendi yaşadığımız şehirde, belki bizim hayat süremiz kısıtlı ama çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşayacağı bu şehirde kimsenin trafikten rahatsız olmasını istemiyoruz. Ve kendi şehrimiz İstanbul’a da katkı sunmak istiyoruz. Bu katkının da diğer şehirlere örnek olmasını istiyoruz. O nedenle bu çalışmayı da buradan dillendirmek imkanını verdiğiniz için ve diğer iki konuyu da. Tabi kooperatiflerin büyük sorunları var, örgütlenme yapımızın büyük sorunu var, yani Avrupa’da bir çekici 3 dorse ile mücadele ederken biz hala bir çekici bir dorse ile çalışmaya çalışıyorsak bu önümüzdeki süreçte daha yapacak çok işlerimiz olduğunu gösteriyor. Bu nedenle biz çalışmalarımıza devam ediyoruz ve bu çalışmalarında bu sistemlerle ülke geneline, kamuoyuna yansıması konusunda bize büyük olanaklar sağlayacaklarına inanıyoruz. Ve bunu gerçekleştirdiğiniz için de emeği geçenlere ve başta siz Sayın Başkanıma çok teşekkür ediyoruz, Allah yolunuzu açık etsin.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT:
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, bu toplantılarımız mesleki kuruluşlar tarafından yönetim olarak, komite olarak devam edecektir. Zaten sizi arayıp, bilgilendirecekler. Tüm konuşmalarınız zapt altına alınmıştır. Bu konuşmalardan sonra bir takım hizmetlerin yerine geleceğine inanıyorum ben, bu duygularla, Sayın Mustafa Şimşek Başkanıma, Cem Sert Başkanıma, Ferihan Karasu Başkanıma özellikle çok çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun, inşallah en yakın zamanda tekrar görüşmek üzere diyorum.
SONUÇVE ÖNERİLER:
- Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri tarafından kullanılan krediler ötelenmesi yüksek faizlerle tekrar yükseldi. Esnaf ve sanatkarlar kredileri de ödemekte zorlanıyorlar. Faizler düşürülebilir, kredi süresi uzatılmalıdır.
- Taşıma araçlarındaki fiyatların alt sınırlarının yeniden belirlenmesi çalışmalarının Ulaştırma Bakanlığınca acilen ilan edilmesi gerektiği söylenmiştir.
- Akaryakıt fiyatlarından Özel Tüketim Vergisinin düşülerek taşıma esnafının vergisinin öyle hesaplanmasını ve sübvanse edilmesi istenmektedir.
- Taşıma sektöründe kullanılan Mesleki Yeterlilik Belgesine daha çok önem verilerek sürekli ve düzenli bir denetim istenmektedir.
- Lokanta işletmesiyle büfecilerin arasındaki farkın net olarak belirlenmesi istenmektedir.
- Çalışma saatlerinin kısalığının yeniden düzenlenmesi istenmektedir.
- Taşıma araçlarının çok eskidiğini ve araçların yenilenmesini sağlamak içinde taşımacı esnafına belli bir dönemi ödemesiz, düşük faizli ve uzun döneme yayılan bir kredi sistemi ile desteklenmesi istenmektedir.
- Vadelerin uzatılması ödeme limitlerinin aşağı çekilmesi gerektiğini çünkü esnafın verilen kredileri ödeyebilmesi için bu istenmektedir.