Rapor-4 Türkiye’de Üretimin Arttırılmasında Esnaf Ve Sanatkârlık Yapan Geçici Koruma Statüsündeki Sığınmacıların Rolü

 

KATILIMCILAR:

-Dünya Esnaf Sanatkârlar Derneği Başkanı FEHMİ ÇALMUK

-İstanbul Bilumum Madeni Eşya Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Genel Başkanı CEVHER KARTAL

-Türkiye Kasaplar Besiciler Et ve Et Ürünleri Federasyonu Genel Başkanı OSMAN YARDIMCI

-Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı SERKAN BAKIRTAŞ

-Gaziantep Ayakkabıcılar Esnaf ve Sanatkârlar Odası Denetleme Kurulu Başkanı   MEHMET AKİF ERBALCI
 

SORUNLAR

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Şimdi değerli katılımcılar hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Bugün tabi ki enteresan bir gün iki tane federasyon başkanımızın Ankara’da tanınmış esnaf sanatkârımızın babasının cenaze törenine katıldı. Ali Karaca Bey ve Bayram Karataş Bey aflarını istediler. Gaziantep’ten Mehmet Emin İnce Bey de denetim kurulu başkanı katılacak onun yerine Gaziantep’te Sayın Mehmet Akif Erbalcı Bey şu anda ekranda. Osman Yardımcı Bey Türkiye Kasaplar Besiciler, Et ve Et Ürünleri Federasyonu Genel Başkanı. Genel başkanım tekrar hoş geldiniz. Birazdan da Serkan Bakırtaş Bey katılacak. Değerli başkanlarım bir de bizim çok değerli tecrübesiyle bizim bu esnaf sanatkâr teşkilatlarında yıllarını vermiş. İstanbul da iki tane birlik başkanlığında yeni olan İstanbul Bilimum Madeni Eşya Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliğinin Genel Başkanı Sayın Cevher Kartal başkanım da katıldı. Size bu alanla ilgili inanılmaz yaptıkları bir projeden bahsedecekler. Değerli katılımcılar ben projemiz hakkında zatı alilerinize bilgi vermek istiyorum. Biz Dünya Esnaf Sanatkârlar Derneği, Ahi Enstitüsü olarak, Kadın Erkek Ahinin Hedefi, Türkiye’nin Birliği Üretim İstihdam Seferberliği isminde bir proje yapmıştık. Bu projeler içinde bir çevrimiçi toplantılar serisi var. Bugün son toplantımızı yapıyoruz. O da Türkiye’de Üretimin Arttırılmasında Esnaf Ve Sanatkârlık Yapan Geçici Koruma Statüsündeki Sığınmacıların Rolü başlığında. Tabii ki sizin başkanı olduğunuz alanlarla ilgili Türkiye’de çok önemli bir alanı kapsayan esnaf ve sanatkârlarınız var ve bu alanda sığınmacı sorunu ile beraber ortaya çıkan, göçmen politikaları ile beraber ortaya çıkan da bir pozisyon var. Bu sığınmacıların yani devletin tanımıyla geçici koruma statüsündeki sığınmacıların bir kısmı evet devletin basımına muhtaç durumda kamplarda yaşıyorlar ama bir tarafı da emek yoğun ilişkisiyle Türkiye’nin üretimine istihdamına katkı sağlıyorlar. Biz bu alanda Gaziantep ve Van’da çekimler yaptık. Haftaya Eskişehir’de yapacağız. Ayakkabıcılar odasının önderliğinde Suriye’de Türkmen kökenli olup ta bu anlamda ihracat yapan tamamen dış piyasaya çalışan ve önemli istihdam yapan bu geçici koruma statüsündeki sığınmacılar röportajımız da oldu. Onları biz esnafhabertv.com da bir kısmını yayınladık bir kısmını yayınlamayı devam edeceğiz. Bugün toplantı arzu ederseniz değerli başkanlarım şöyle bir zamanlama ile yapalım. Çünkü değerli başkanlarım hepsinin zamanı değerli, ilk turda 10 dakika içinde konuşmalarımızı yapalım ki ikinci turda yeni bir imkânımız daha olabilsin, ben ilk önce Federasyon Başkanımız Sayın Osman Yardımcı ile başlamak istiyorum. Türkiye Kasaplar, Besiciler, Et ve Et Ürünleri Federasyonu Genel Başkanı, Osman başkanım konumuz bu, tabi ki bu alanla ilgili geçici. Türkiye’de üretimin arttırılmasında esnaf sanatkârlık yapan geçici koruma statüsündeki sığınmacılar. Biz bunları sığınmacı olarak biliyoruz göçmen olarak değil. Bu sığınmacıların bir kısmı emek, yoğun ilişkisi ile esnaf ve sanatkârlık yapıyor, üretim ve istihdam yapıyor. Gerçekten sizin federasyon başkanı olarak sizin alanda var mı? Bu alan sizin için ne kadar önemli? Bu sığınmacıların bir istihdam oluşturduğunu, ekonomiye katkı sağladığını düşünüyor musunuz? Yaşadığınız sorunlar var mı, varsa da bu sorunların çözümü noktasında burada değerli başkanlarımla hangi konu başlıklarını tartışmayı arzu ederseniz? Buyurun fendim.

 

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Fehmi Bey önce böyle konulara değindiğiniz için teşekkür ederiz. Siz biliyorsunuz, ahilik kültürü büyük bir kültürdür. Onun için şöyle bir şey diyeyim biz her zaman Türkiye de esnaf olarak tüm Türkiye de ki esnafımızın yerine bir esnaf dışardan eklendiği zaman bu bizim esnafımıza rekabetçi olur. İstihdam sağlamıyor, bugün tabii ki dışardan siz sığınmacı diyorsunuz. Gelen arkadaşlar buraya gelip te bizim işleri yaparsa bu iş alanımız daralıyor bu sefer onlarla pastayı bölüşmüş oluyoruz. Bu iyi bir istihdam değil bu kendimize olan bir zarar sayıyoruz. Neden zarar sayıyoruz. Bugün belli ilerimizde mesela Adana’da bir sürü dükkanlar devredildi. Bunlar dışardan gelen arkadaşlar açtı. Bugün 3 bin lira, 2 bin lira kira iken adamlar 10 bin liraya kiralık tuttular. Yani bu dışardan geldiğini bize istihdam bize belki mülk sahibine sağladı ama bizim esnafımızı da ona göre eksiltti. Bizim esnaf bıraktı işini çünkü onlar gelenler bu işleri yapanlar tabi paralı kesimler. Birde bunların ikinci kesimi var. Bunlar da tamamen piyasa da devletin beslediği, bizlere gelip para verip açız diyenler de var ama ben bunların yaptığı iş de bizim meslektaşlarımıza bir istihdam değil bu işi daraltmak derim. Bugün kimse kimseye rekabet ettiği zaman bu istihdam değildir. Çünkü neden bende zarar ediyorum. İşçide çıkartıyorum o zaman ne oluyor. Biz kendi işimizi yaparken dışardan gelip bizim işimizi yapıyor. Dışarda böyle bir rahatlık yok Fehmi Bey. Türkiye’deki rahatlık hiçbir dünyada yok. Hemen geliyor bir dükkan tutuyor, sizden 50 tane evrak istenirken ondan, o sığınmacı olduğu için hiçbir şey istenmiyor, kimlik bile sorulmuyor. Yani bunlar her şey kanun biz işliyor onlara sığınmacı diye kimlik dahil sorulmuyor. Biz buna karşı mıyım ben kendim karşıyım. Açık açık söylüyorum, böyle bir istihdam olmaz, böyle bir katkı da olmaz ha bunları dışarı mı atalım, hayır. Bir statü getirelim. Almışız daha ama böyle her şeye de bunlar girerse bize ekmek de kalmaz Fehmi Bey yani ben diyorum istihdam sağlamıyor bunlar. Bunlar gelip dükkanları 2 ise 4’e tutuyor. 4 ise 8’e tutuyor. Yanında ki esnaf da o kirayı veremiyor bırakıp gidiyor. Bunun bir istihdam sağladığı yok. Büyük firmalar çalıştırıyorsa onlar bizi aşıyor. Biz kasap varyantı içinde söylüyoruz. Bugün benim Adana’da, bugün Kilis’te, bugün Urfa’da buralarda en çok bu işlere zarar veren bu dediğiniz sığınmacılar. Bu memleketini bırakıp gelenler. Onun için biz kendimiz bana sorarsa ben karşıyım. Her yerde gidip de dünyanın hiçbir yerinde Türkiye gibi rahat iş yer açamaz ve bunlardan hiçbir evrak da sorulmuyor. Yalansa yalan de Sayın Fehmi Bey. Şimdi biz Avrupa’ya gidelim bir dükkan açalım, 50 dereden su getirirler değil mi? ama Türkiye de o yok? Bu sığınmacı diyoruz. Hemen kimlik dahi, geçen gün bir toplantıya katıldım sizin gibi bir abimiz vardı yönetti. Kimlik dahi sorulmuyormuş, doğru mu? Bunlar savaştan geldiği için. Onun için yani biz kendimiz önce biz kendi esnafımızı da düşünmemiz gerek. Şimdi bunlar gelip istihdam yapıyor ya bence yapmıyor. Bizim kendi mesleğimizi daraltıyorsun kendimize rakip çıkartıyorsun. Haa Şimdi onlar kazanıyor veya kaybediyor bilmiyoruz. Onlar bizim gibi ne odaya kayıt oluyor ne tarıma kayıt oluyor, nede ruhsat alıyor şimdi biz bu her yoldan geçtiğimiz işin onlara büyük serbestlik oluyor. Bu da bence istihdam değil. Benim görüşüm bu.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Şimdi biz gıda ticareti ile ilgili istatistiklere baktığımız zaman sığınmacıların kendi oluşturdukları kendi mahallelerde, yapılarda kendi esnaflarından kasaplarından bakkallarından marketlerinden alışveriş yaptıkları dolardaki piyasadaki insanlardan almadıklarına ilişkinde bazı yorumlar duyuyoruz. Bu doğru mu?

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Doğru, doğru o bizden tutucu. Bizimkiler gidip onlardan alışveriş eder yardım olsun diye. Onların ki gelip bizden alışveriş etmez. O tutuculukları var o bir gerçek ama ha burada diyelim ki Antalya da fazla bir şey yok ama bugün bizim Kilis’te Adana’da Urfa’da buralarda belli kısımları mahalleleri gibi yapmışlar ve orda da sığınmacı en çok olan yerde kasabı bakkalı manavı oradan alışveriş ediyorlar. Bir lirada olsa oradan ediyorlar beş lira, bu istihdam değil. Bana bir faydası yok kendilerine var. Onun için yani bence yanlış çünkü neden bana gelişte bana para vermiyor ki. Benden et alsa diyelim ki evet doğru Fehmi Bey. Bizden alışveriş yapıyor büyük bir istihdam sağlıyoruz, yok öyle bir şey. Kendilerinden alıyor kendilerine veriyorlar.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Şimdi başkanım burada 2 tane başkanımız var, zannederim zatı aliniz bazı bilgilerini güncelleme bakımından katkı sağlayacak bir tane, başkanım Cevher Kartal Bey bu sığınmacılarla ilgili Türkiye genelinde bir fizibilite çıkarıyor ve bunların kayıt altına alınmasına ilişkin bir çalışma yapıyor. Ama Gaziantep’ten şu anda bağlanan Gaziantep Ayakkabıcılar Esnaf Odası Denetim Kurulu Başkanı Mehmet Akif Erbalcı Bey kendilerine ne kadar kayıtlı sığınmacı olduğunu, bunların nasıl istihdamda üretim yaptığını bizle paylaşacak zannederim. Evet, Sayın Erbalcı.

GAZİANTEP AYAKKABICILAR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODASI DENETLEME KURULU BAŞKANI MEHMET AKİF ERBALCI: Öncelikle merhaba diyorum. Böyle gündemimizin önemli konularından birine parmak basarak gündeme getirerek tartışma konusu ettiğiniz için sizleri de tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum.  Şimdi, Gaziantep coğrafya olarak bulunduğu bölge itibari ile sığınmacıların geçici koruma altındakilerin ve sonradan vatandaşlık alanların en yoğun olduğu noktalardan bir tanesi. Bizim faaliyet gösterdiğimiz ayakkabı sektörü de emek görmüş olduğundan ve ortak sanatkârlık dalı olduğu dan dolayı kendi bünyesinde çok ciddi iş gücü barındırıyor, Suriyeli olarak. Yani gıda sektörüne çok vakıf değiliz. Bizim sek türlüye 3 ayrı şekilde istihdam edilen 3 ayrı şekilde sığınmacılar var. Biz bizde işçi olarak çalışan sığınmacılar var sanatkâr olarak iş gücü olarak. Bir ticaret olarak al sat da belli bir nokta da iştirak eden grup var bir de kendisi üretim yapan tur içine yurt dışına ihracat yapan insanlar var. Şimdi sayın başkanımın dediği gibi olayı sadece kendi bünyelerinde kendi tükettikleri gibi alırsak sayın başkanım doğru söylüyor ama burada bizim Gaziantep için farklı bir pozisyonumuz var. Şimdi bu insanlar öyle veya böyle bir mesleki tecrübe ile geldiler. Bu getirdikleri mesleki tecrübe ve getirdikleri sermaye ile birlikte bu ülke de ki üretim kapasitesini kısmı olarak arttırmış oldular. Dolayısıyla özellikle bizim Antep’te genelde erkek ayakkabısı üretimi yoğunlukta iken bayan ayakkabısında emek yoğun işlerde ki tecrübesini bu şehre taşımış olduk. Yani meyvesi çamura düştü diye ağaca kızmaktan çok bunları ülke ekonomisine ve toplumumuza nasıl pozitif kazandırırız konuşmak daha faydalı olacak, başkanımın anlatmaya çalıştığı da oydu zannediyorum. Şimdi Türkiye’nin dünyanın birçok ülkesine burada çalışan ve üretim yapan Suriyeli meslektaşlarımız ihracat yapıyorlar. Bunun yanında ülke içerisinde de birçok noktaya veriyorlar ama Burada rekabet gücünü sınırlayacak, rekabet gücünü belli bir noktaya getirecek platformlar oluşturmak lazım. Antep de çok başkanın dediği kadar değil, kayıt dışı onlar elbette ki var. Gıda sektörünün mahallede ki esnaf olarak çok kontrol edemeyebilirim ama çok konuya vakıf olamayabilirim ama bizim kendi sektörümüzde olan arkadaşlar dönem dönem valilik, SGK ve maliye tarafından, vergi denetlemeler tarafından kontrol ederek işçi yeri açma ruhsatları, sigortalı çalışan işçi sayıları ve vergi kayıtları, oda kayıtları burada denetlenmekte. Yeterli mi? Çok yeterli değil ama sonuç olarak tamamen bir kayıt dışı kitle yok, burada belli bir kısmı kayıt altına girmiş durumda. Çalıştırdıkları kendi bünyelerinde olan, kendi uhdelerinde olan, geçici koruma altında olanlar bile burada SGK’ya kayıt ettirerek devletin en azından katma değer kaybını veya prim kaybının önüne geçmeye çalışıyoruz. Bu konu da sivil kurul örgütlerimiz de devletin bürokratik kesimi de ve odamız da beraber bunu dönem dönem gündeme getiriyoruz ve dönem dönem denetliyoruz, denetlemeye çalışıyoruz. Rakam resmi rakam sürekli güncel olarak çıkıyor değişmekte ama bu yeni yapılan zeytin dalı operasyon bölgesinde yapılan ticari bölgelerinin ve imalat sahalarının buradan belli bir durumu en azından üretimlerinin belli bir tarafını oraya taşıyarak teşvik edilmesi güzel. Bizim en büyük problemimiz burada en şok yaşadığımız problem bu insanlar ürettikleri ürünlere menşei olarak made in Türkiye vuruyorlar. Ürettikleri ürünün kalite standartları bizim Türkiye standartlarına uygun olmadığı zaman burada ki ürün menşei den dolayı bizim adımızı lekeliyor. Tabi bu tampon bölgede ki kurulan sanayideki işletmelerde made in Türkiye kullanıyorlar ve vuruyorlar. Yani bunun yalnızca esnaf ve sanatlar tarafında değil devletin birçok ticaret ile uğraşan bakanlık bazında, müsteşarlık bazında birçok kurumunun birçok noktaya basan ayağıyla bunun belli çalışmalar yapılarak belli standartlara oturtulması ve bütün esnafın, imalat yapanın, ticaret yapanın aynı kulvarda yarışacak bir hale getirmesi lazım. Başkanım o konu da doğru söylüyor doğru teşvikler yapıyor. Yani yarışa beraber başladığınızda, onlara farklı bir uygulama yapılmayıp bizimle aynı şeyden rekabetçiliğin aynı noktadan olduğu aynı noktada bizim burada yani belli bir kapasite oluşturdular. Ticaretin belli bir bölümüne sahip oldular. Burada bizden aldıkları pay oldu ama dünyanın başka kesimlerinden, bizim ulaşmadığımız coğrafyadan buraya getirdikleri hedef müşteri kitlesi olmadı dersek yanlış olur. Bugün Antep’te yakın zamanda yapılan ayakkabı fuarında mesela ciddi anlamda stantları vardı, ciddi anlamda yurt dışından müşteri getirdiler. Kendi müşterilerini gezdirdiler, misafir ettiler ama sonuçta bu gelen insanlar o fuara katılan Adana’dan gelen, Konya’dan gelen, İstanbul’dan gelen Antep’ten katılan katılımcılar iyi veya köyü geziler. Artılar eksiler başlangıç noktası bitiş noktasını birbiri ile karşılaştırarak bir vergiye tabi olan, esnaf odanızda kayıtlı olan esnaf sayınızı veya yaptıkları, oluşturdukları istihdam ile ilgili bir sayılar doneler de verebilir misiniz bana? Şimdi o toplantıya son anda işi çıktığı için Emin Bey’in belki de hazırlığı vardır. Bana bu konuyla alakalı bir rakam oluşmadı ama ben hemen odamız genel sekreterine bu konu ile alakalı bir bilgi yazıyorum. Elindeki resmi kayıtları toplantı sürecinde sizinle paylaşalım.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Tamam ikinci turda biz bunları paylaşalım. Mehmet Akif Bey, veri konusunda biz 2022 yılı itibari ile bu alanda çalışıyor. Bu arada Sayın TOBFED Genel Başkanı Serkan Bakırtaş’ta genel başkanım da katıldı. Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı, Serkan başkanım hoş geldiniz, sefa geldiniz.

TÜM OTOMOTİV BAKIM DERNEKLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI SERKAN BAKIRTAŞ Efendim hoş bulduk hepinize öncelikle saygı ile selamlıyorum, malum İstanbul trafiği.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Estağfurullah, Serkan Bey size geleceği şimdi şöyle sizin alanla çok ilgili bir esnaf birliği başkanımız var. Cevher Bey burada çok önemli bir çalışma yaptı. İstanbul Bilimum Madeni Eşya Esnaf ve Sanatkârları Birliği Odası Başkanı, Odaları Birliği Başkanı olarak bildiği çok ciddi bir proje yapıyor. Biraz önce Osman Yardımcı Beyin de belirttiği hassasiyet konusunda Türkiye’de bu sığınmacılar ile ilgili neredeyse bizim önümüze net beri koyacak, bunların hangi şeye yöneldiği ilişkin istatistik anlamda da bizim elimize inanılmaz bir imkan sağlayacak. Belki Serkan başkanımın da başkanı olduğu tüm otomotiv bakım desteklerinde de istihdam olabilecek yapıya ilişkin bir çalışması var. Cevher Kartal başkanım sizi dinliyoruz efendim buyurun.

İSTANBUL BİLUMUM MADENİ EŞYA ESNAF VE SANATKARLARI ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI CEVHER KARTAL: Fehmi Bey teşekkür ederim. Cevher Kartal: Şimdi değerli iki başkanımın konuşmalarını ilgi ile ve dikkat ile dinledim. Sonuna kadar haklılar. Yani Suriye’den ülkemize göçen vatandaşların bir sorumluluk nedeni ile ülkemize göç ettikleri, burada yeni bir yaşam düzeyi, yeni bir yaşam ortamı bulmak için bir çaba gösterdiklerini görüyorum. Ancak Türkiye bu göçmen akımında son derece hazırlıksız yakalandı. Özellikle sanayi sektörünün içerisine birdenbire bu kadar çok sayında insanın içimize girmesi özellikle ticaret hayatında imalat sektörlerinde falan farklı bir ortam yarattı. Şimdi ülkemize göç edenlerin büyük bir bölümü savaştan kaçtıklarını söylerken bir bölümü de savaş bitmesine rağmen orada ki şartlar bir ölçüde normale dönmesine rağmen buraya gelenlerin teşvikleri ile ülkemize daha çok sayıda insan gelmekte. Buradaki tanınan birtakım ayrıcalıklardan toleranslardan desteklerden yararlanmak adına daha da çok insan sürekli olarak ülkemize gelmektedir. Bunların ülkemize getirmiş olduğu önemlilikler var, ekonomik açıdan getirmiş olduğu yükler var, sektörümüze olumlu ya da olumsuz yapmış olduğu etkinlikler var, etkiler var. Gerçekten Türkiye bu anlamda bir dönüşüm yaşadı. Dolayısıyla Suriyelilerin buraya yerleşmesine, burada konaklamasına da Türkiye vatandaşıyla kaynaşmasına veya bu ortama uyması ile ilgili yurt dışından birçok ülkelerden maddi destekler gelmeye başladı. Diğer ifade ile de buraya gelen Suriyelilerin veya farklı ülkelere mensup kişilerin, kendi ülkelerine giderek oradaki yurttaşların veya ülke ekonomisinin olumsuz etkilerini önlemek adına bu konuda önlemleri Türkiye içinde almaya karar verdiler. Ve bu konuda her türlü yardımı Türkiye devletine yardım ederek onları burada tutma gayreti içinde bulunuyorlar. Bizde temel olarak Türkiye’nin 10 ilinde yapılan bir projenin bir ayağı olarak İstanbul ilinde Suriyelilere yönelik bir proje yönetiyoruz. Bu geçici koruma altındaki Suriyeliler ile Türkiye vatandaşları için insana yakışır iş fırsatlarının desteklenmesi konulu bir proje bu. Bunun amacı İstanbul ilinde ve diğer 10 ilde oradaki projeler (22:53) tarafından sürdürülüyor. Kayıt dışı çalışan Suriyelilerin kayıt altına alınması ayrıca kayıt dışı çalışan işyerlerinin, Suriyeli ve Türk iş yerlerinin de kayıt altına alınması için yürütülen bir proje, biz bunun için proje kapsamın da birliğimizde bir ofis oluşturduk. Burada Arapçaya hakim elemanlar istihdam ettik. Bu vesile ile işyerlerini arayarak burada çalışan, kayıt dışı çalışan işçilerle, kayıt dışı işyeri açmış olan işyerlerinin tespitlerini yapmaya çalışıyoruz. Bu arada herhalde çok önemli bir duyuruda bulunduk ki randevu ile bu programdan bu sistemden yararlanmak için çok sayıda başvurular var. Bu 2 aylık süre içerisinde yaklaşık 600’ün üzerinde bir kaydı gerçekleştirmiş olduk. Bunların içerisinde çeşitli meslek gruplarına sahip ancak herhangi bir işi olmayan, iş arayanlarla belirli meslek gruplarında halen çalışan ancak çalışma izni olmayanların kayıt altına almak sureti ile bunları yasal hala getirmeye gayret ediyoruz. Bunu yaparken birtakım avantajlar var destekler var. Bunları da hem çalışanın hem de çalıştıranın yararına birtakım destekler var. Onlarda şöyle kayıt altına aldığımız çalışanların çalışma izinleri ile ilgili gerekli masrafları ve işlemleri proje kapsamında biz yapıyoruz. Onun dışında kayıt dışı çalışan işyerleri varsa bunları kayıt altına alınması ile ilgili oda kayıtları, ruhsat harçlarının verilmesi gibi destekleri veriyoruz ayrıca kayıt altına aldıkları işçiler içinde 6 ay süre ile sigorta desteği veriyoruz. Dolayısıyla bu konuda yapılması gereken işlemlerle ilgili hem çalışan hem de çalıştıran için birtakım avantajlar var bunları da kendilerine sunuyoruz. Bunun dışında elemanlarımız bir hafta süre ile Ankara’daki merkezinde eğitime tabi tutuldular ve gittikleri her yerde hem çalışanlar için hem işverenler için çeşitli konularda danışmanlık hizmetleri veriyorlar. Krediye ulaşma konusunda, yasal bir takım işyeri açma konusunda, onun dışında işçi çalıştırma ile ilgili işçi sağlığı, iş güvenliği konularında ve buna benzer işyerinin gerektirdiği tüm ihtiyaçlarla ilgili yasal sorunları konusunda kendilerini aydınlatıyoruz. Bu saha elemanları tarafından yapılıyor. Buradaki sistem de kayıt altına alınıyor aynı anda veri merkezinde bu depolanıyor. Önümüzdeki günlerde zaten (25:49) önümüzdeki hafta içerisinde 2-2,5 aydır yaptığımız çalışmanın hem mali hem de bürokratik işlemleri tamamlanmış olacak. Bu konularla ilgili geniş bir toplantı yaptık. Geldiğimiz noktayı bir kere daha görmüş olacağız.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Cevher başkanım, bu yaptığınız çalışmanın bu aşamasında bir rakamsal geri verebilir misiniz mesela bu 600’e yakın başvuru. Bu 600’e yakın başvuru içinde hangi esnaf ve sanatkârlık mesleğine yönelik talep daha fazla?

İSTANBUL BİLUMUM MADENİ EŞYA ESNAF VE SANATKARLARI ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI CEVHER KARTAL: Bu genellikle burada imalat sektörüne yönelik çok talep var. Ancak Suriyeli vatandaşlarımız özellikle işyeri sahiplerinin büyük bir bölümünün de gıda sektöründe çalıştıklarını görüyorum. Lokantalar, büfeler gibi sektörlerde çalışıyorlar. Onları da mümkün olduğunca kayıt altına almaya çalışıyoruz. Bu projeyi yaparken herhangi bir meslek grubunu seçmiş değiliz. Tüm meslek grupları.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Amenna amenna hani Osman Bey, değerli federasyon başkanım bir endişesinden bahsetti ya, Osman Bey’in alanına ilişkin bu kasaplık veya et ürünlerinin satışıma ilişkin hiç başvurunuz var mı?

İSTANBUL BİLUMUM MADENİ EŞYA ESNAF VE SANATKARLARI ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI CEVHER KARTAL: Yok, bizde yok. Genellik o bölümü seçmiyorlar. Böyle restoran gibi, mesela gittiğimiz birçok yerde imalat sektörü var. Gerçekten işlerini kurmuşlar, deri imalat yapanlarda var hatta yanlarında 7-8-10 kişi 15 kişi çalıştıran Suriyeli firmalarda var.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Bunlar vergiye tabiler.

İSTANBUL BİLUMUM MADENİ EŞYA ESNAF VE SANATKARLARI ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI CEVHER KARTAL: Bir bölümü vergiye tabi yasal ama bir bölümü değil. Onları da yasal kapsamı almaya gayret ediyorlar proje kapsamında.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Bir de şöyle, Serkan başkanıma soracağım da zatı-aliniz yıllardır bir birlik başkanısınız, İstanbul gibi bir yerde iki tane birliğiniz var İstanbul’da, birinin başkanı zatı-aliniz. Şimdi bu durumda biz esnaf sanatkârlar adına bugün için ve geleceğe ilişkin bir endişe içinde olmalı mıyız?

İSTANBUL BİLUMUM MADENİ EŞYA ESNAF VE SANATKARLARI ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI CEVHER KARTAL: Şöyle, özellikle bizim sektörde nitelikli eleman sorunu var. Türkiye’nin eğitim sistemi maalesef Ahi Evran kalfa, usta sistemini bir kenara attığı için, 12 yıllık eğitim sistemi 18 ay kişilere özellikle el emeği gerektiren formlarda bir meslek öğretme imkanını ortadan kaldırmıştır. Özellikle bizim imalat sektöründe nitelikli eleman tarzımız var. Bu gelen Suriyeliler içerisinde belirli mesleğe sahip kişiler olduğunu görüyoruz. Kağıtları yaparken bunların içerisinde ağırlıklı olarak konfeksiyonlar, terziler gibi ayakkabıcılar gibi değişik meslek gruplarına sahip belli meslek var ama az sayıyla herhangi bir mesleğe sahip olmayan düz işçilerde var. Şimdi bunların bizim iş hayatımıza katılmaları belirli noktalarda birtakım sıkıntılarda yarattı. Kendi sektörümüzde bu işe yatkın, eline sanat gelen, ihtiyacı olan malzemeler var. Bu gelen arkadaşlar yüzünden birtakım ücretler konusunda sıkıntılar yaşamaya başlandı. Bazı insanlarımız bu gelen Suriyelerin ihtiyaçlarından istifade ederek daha ilkel koşullarda daha iyi şartlarda eleman çalıştırmak gayreti içinde olduklarından maalesef ücret politikaları da belli bir düzeyin altına düştü. O yüzden bizim Türk vatandaşlarımızda bu şartlar altında çalışmak istemiyorlar. Zaten önemli bir bölümü özellik bizim imalat sektöründe sanat gerektiren meslekler yerine masa başında bilgisayar başında dünya parmakların ucunda olabileceği işler başarmak istiyorlar. En azından bu açığımızı Suriyelilerle ve diğer ülke vatandaşıyla kapatmaya çalışıyoruz diyebilirim.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Çok teşekkür ederim Cevher başkanım. Şimdi değerli Serkan Bakırtaş başkanım, Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu Başkanı, şimdi inanılmaz istihdam oluşturan bu alanla ilgili güzel bir sektörü temsil eden bir başkanımız. Serkan Bey siz bu alana nasıl bakıyorsunuz?  Yani Türkiye de üretimin arttırılmasında veya esnaf sanatkârlık yapan geçici koruma statüsünde ki sığınmacıların rolü başlığımız. Sizin başında bulunduğunuz federasyonun üyeleri arasında, bu konuyla nasıl bakıyorsunuz? Bu konuyla ilgili herhangi bir elimizde veri var mı? Bu alanla ilgili ne düşünüyorsunuz? Varsa sorunların ve çözüm yollarına ilişkin önerileriniz neler efendim buyurun.

 

TÜM OTOMOTİV BAKIM DERNEKLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI SERKAN BAKIRTAŞ: Çok teşekkür ederim. Öncelikle federasyondan çok kısa bahsetmek istiyorum. Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonumuzun bünyesinde 12 tane branş derneğimiz var. Bu branş dernekleri otopark işi yapan, otopark işi ile ilgili meşgul olan esnafların oluşturduğu oto yıkama işi yapan esnafların oluşturduğu, vale, servis, lastik bu şekilde 12 tane derneğin birleşimi ile oluşuyor federasyonumuz. Bu çerçevede de yaklaşık 1,5 milyona yakın kişinin ülkemizde otomotiv satış sonrası sektöründe çalıştığını biliyoruz, tespitlerimiz bu yönde. Tabi maalesef bunun birçoğu kayıt dışı bunu da üzülerek belirtmek istiyorum. Yine otomotiv satış sonrası dediğimiz satış sektörümüzde oto yıkama başta olmak üzere servislerde ve diğer alanlarda çalışanlara baktığımız da bunun ciddi bir oranının da Suriyeli ve yabancı uyruklu çalışanlardan oluştuğunu görüyoruz. Dolayıyla Cevher başkanımızın da dediği gibi zanaata önemi veriyor olsak, zanaata ve meslek liselerine yoğunlaşmış olsak tabi ki çok bambaşka bir hikaye, çok bambaşka bir tabloyu konuşuyor olacaktık. Nitelikli personel bugün dünyanın sorunu, ülkemizde çok da bu sorun, dünyaya baktığınızda daha az ama her geçen gün bizde bu şeye kategoriye giriyoruz. Bu maalesef zanaat öğretme noktasında muazzam bir eksikliğimiz var. Biz bunu birçok yerde dile getiriyoruz. Gerek meslek liseleriyle gerek milli eğitim ile gerek genel başkanımın dediği gibi İLO gibi kuruluşlarla bizde çalışmalar yürütüyoruz, görüşmeler yapıyoruz. Biz nasıl bir çözüm ürettik bugüne kadar. Yine bize bağlı bulunan Türkiye’de 81 ilde yetkim servislere iş balonda işi öğreterek bir şekilde çözümler üretmeye çalışıyoruz. Tabi bu ne kadar yeterli? Çok yetersiz. Dolayısıyla araba yıkama dediğimiz işlem sayısı bugün 1 milyona geldi. 2 milyon kişi her gün aracını park ediyor. 1 milyon kişi her gün aracını vale hizmetine sunuyor. Dolayısıyla 4 milyon kişiye biz bu anlamda servis lastiğe gelmeden toplamda 5 milyon vatandaşımızın aracına her gün işlem yapan bir yapıyız ve bu işlemi üretenlere. Tabi otomotiv parçacısı Taysat, Oss gibi kuruluşlar önemli ama onların daha çok getirdiği parçayı nihai tüketici ile buluşturan bu hizmeti üretenler tarafından da ki noksanlık her geçen gün büyüyor. Yine milli eğitimde bu ihtiyaçtan doğan mesleklerin aslında müfredatta olması, tanımlanması noktasında ciddi çalışmalarımız devam ediyor. Aynı zamanda bu alanda mesleki yeterlilik belgeleri üreten kuruluşuz. Federasyonumuzun iktisadi teşebbüsü de sınav ve belgelendirme görevini üstlendiğini durumda ve bunu yapıyor. Asıl cümle şu aslında, bu alanda çok inanılmaz geliştirilmesi gereken bir alan. Çok ciddi boşluk var. Tabii ki kariyer anlamında da bu sanatı öğretmek anlamında da üzerimize çok görevler düşüyor. Gerek ilgili bakanlıklarla yürüttüğümüz çalışmalar var. Gerek de burada 1. konu eğitim, 2. konu aslında belgelendirme, 3. konu da istihdam. 3 tane başlık çıkıyor önümüze ve yine dediğim gibi en önemli noktada yabancı uyruklular. Madem yabancı uyruklular çalışıyor o zaman bunun yasal prosedürü neyse bu yasal prosedürlerin uygulanması gerekiyor. Bir oto yıkama esnafının 20 tane 10tane oto tıkaması çalıştırdığında bunun 5’i Suriyeli mi olacak, olsun o zaman bu yasal olsun. Yani bu taraftayız biz. Netice itibar ile ülkemizde bunlar dil olarak da araba yıkama tamir konusunda da çok bir dile de tabii ki ihtiyaç var ama bir garson bir lokantada çalışan kombinin aslında çok daha farklı çok daha bu alanda yetkin çalışanlar var. Bu alanda da geliştirilir mi elbette geliştirilir. Üzerimize düşen tüm çalışmaları yapmaya biz iş birliklerine de hazırız. Dolayısıyla her geçen günde bir milyon araç nerdeyse ülkemizde artıyor. Bugün 26 milyon aracı konuşuyoruz. Bundan 5-10 yıl sonra 40 milyon aracı konuşacağız. İhtiyaçtan dolayı peki çalışan sayısı artacak mı? Artması gerekecek. İhtiyaç artacak mı? Artacak. Bu ihtiyaçtan doğan mesleklerinde yayılması ve bu alanlara teşvik edilmesi insanların gerekiyor.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Evet çok teşekkür ederim Serkan başkanım. Değerli Osman Yardımcı başkanım, değerli başkanlarımı dinlediniz. Bu bölümde de şöyle yapalım. Hani zatı-aliniz çok önemli bir sektörü var hani geçen bir çevrimiçi toplantıda da et fiyatları konusunda zatı-aliniz bir öngörüsünü ve tekliflerini nitelendirmişti. Yine burada var olan bir sorun olduğu görülüyor. Hani değerli başkanlarım da bu sorunun bir köşesinden kendi sektörleri itibari ile tutmuş bir çözüm yolları bulma noktasında siz Türkiye’de teşkilatlanmış güçlü de bir federasyonsunuz. Şimdi var olan sorunları çözüm noktasında neler önerirsiniz, ne yapmalı. Hani burada devlet kurumlarının bu işin muhatabı kurumların görevleri var. Yani Maliye, Hazine bakanlığından tutun, Ticaret bakanlığına, sosyal güvenlik kuruluna kadar şeyler var. Bir de esnaf teşkilatlarının bu konu da bir sorumlulukları var. Hatta mesleki eğitim ana tema olduğu içinde Milli Eğitim Bakanlığına bile çok görev düşüyor. Sizin bu konu da önerileriniz ne biz bu sığınmacılarla bir dönem daha yaşayacağa benziyoruz. Yani bu anlaşılıyor verilerden çünkü yaklaşık 10 yıla aşkın sorundur karşılaşıyoruz. Peki, bu sorun biraz daha devam ederse biz bu anlamda onları üretim ve istihdama nasıl katabiliriz? Bu konuda da fikrinizi almak isterim efendim.

 

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Şimdi Fehmi Bey başkanlarımızın kendi kategorisinde, kendi mesleklerinde söyledikleri doğru, bizim devletten beklediğimiz eşit şartlarda, bunu nasıl çözeceğiz. Bize görev düşüyorsa esnaf olarak biz devletin yanındayız ama tabii ki şu bir kere sığınmacıların demin başkanımın dediği gibi, iş artarsa bu sektörlerde biz de dahil kalifiye eleman bulamayız. Bugün bir kasap en kötü şartta 10 binin üstünde maaş aldığı halde usta bile bulamıyoruz ve kimse de çocuğunu çırak olarak vermiyor. Artık altın bilezik bugün bir üniversite mezunu boş geziyor ama bir kasap ustası havada nerden ararsan bul, işini buluyor. Bugün bir memurdan fazla alıyor işçi. Ama ne yapmamız gerek eğer biz bunları yaşayacaksak aynı eşit şartlar altında ne gerekiyorsa kayıtsa kayıt eğer çalıştıracaksak da başkanımın dediği gibi devletin eliyle biz mesela şimdi Suriyeli çalıştıramıyoruz. Ben bir de bende mezbaha var. Bugün belki 10 tane bende 45 tane personel var. Ben 10 tanesini belki onlardan alırım ama devlet buna müsaade etmesi gerek. Bunu biz tuttuğumuz zaman araştırdık, çalıştıramıyoruz. Ee çalıştıramadığın zamanda bu sefer kendi imkânlarından elde edeceğin verimi elde edemiyorsun ama bunlarda senin pastanın bir bölümüne ortak. O zaman ne yapacak devlet aynı bize düşen şartlar gibi oda kayıtlı, vergi, istihdama kayıtlı olan tüm yerlerin kaydını isteyecek. Haa bize düşen bir görev, biz de bunu yaparız. Neden yaparız çünkü bunlar çalışacak, bunlar kazanacak ama kayıt dışı olmasın. Bugün bizim orda halin orda bir yer var. Yüzlerce sığınmacı orada işe gidiyor. En kötüsü 700 lira-600 lira yevmiye alıyor. Bunun hiçbiri kayıt içi değil. Bakın biz gidiyoruz görüyoruz orda toptancı halin orda küme küme, grup grup bunlar işe gidiyor. Bunların en aşağısı 100 tanesi işe gitse 7 milyon günlük para eder. Bunun ne vergisi var ne algısı var ne KDV si var ama öbür taraf da çalışan biri asgari ücretli veya sigortalı bunlar gibi serbest çalışıp ta parayı direk almıyor. Onun için biz eşit şartlarda görüşelim, bize düşen görev ne ise yaparız. Haa bunları da dışarı atalım dersen oda olmayacağına göre bizim yapacağımız kayıt dışını önlememiz gerek, eşit şartlarda şimdi başkanım da dediği güzel. Bugün işçi çalıştıracaksak devlet kanalıyla onları da çalıştıralım, önemli değil. İş verelim. Bu gelmiş olağan bir şey şimdi ben bunları istemiyorum atın dışarı deme lüksüne de sahip değiliz. Yanlış mı? Bu lükse de sahip değil ama biz bunlarla yaşayacaksak bizim bir kere en önemlisi gıda sektörü. Gıda sektöründe olan işi size söyledim. Bunlar bence bir potansiyel grup oluyorlar. Kendilerine bir dükkan açıyorlar.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Başkanım sesiniz gitti, Osman Bey ses gitti, sesiniz gelmiyor.

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Eğer bunları istihdam sağlayacaksa vergiye de aynı bizim gibi tarıma da biz gıda sektörü olduğu için gıda sektörü öbür başkanlarım gibi ihracat ithalat konumuna girmiyor et. Bizim sektörde öyle ayakkabı sektörü gibi değil başkanımın ki gibi veya otomobil ile ilgili bir şeyimiz yok. Tabi bunlardan da çalıştıralım ama develer bize izin versin kayıt dışı da olmasın. Bugün bizim oralarda çalışan çok bu Antalya’da belki bunların hiçbir izni de yok. Çünkü adam mesela Antep’te görünüyor burada çalışıyor. Adana’da görünüyor, Antalya’da çalışıyor. Yani bu da yanlış, bunları gerçekten devletin bir an evvel

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Bu arada muhterem başkanım, bu arada hani biz sığınmacı dediğimiz zaman direkt Suriyeli geliyor aklımıza ama Antalya turizm bölgesi son zamanda gayrimenkul alanında son zamanda Ruslar ve Ukrayna çok fazla. Sizin burada Rus ve Ukrayna’da da sığınmacı çok fazla sizin sektör bu anlamda bir tehdit altında mı yani?

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Fehmi Bey bugün bir tane daire 10 bin kira kira oldu. Benim gariban bir memurum alıyor veya bir emekli 5,5 alıyor, onların yanında gidip 10 bin liraya kiraya ev mi tutabilecek? Yani geldikleri bize istihdam sağladığı kadarda zarar veriyor. Çünkü bizim vatandaşın yaşama şeyine zarar veriyor. Bugün bir kira 10 bin lira ya böyle bir şey yok. Biz bu lükse sahipse değiliz. Bugün herkes mahkemelerde, neden? Kiracıyı çıkarayım, kiraya vereyim diyor. Ben dükkan sahibi bile beni mahkemeye veriyor, dükkandan çık diyor, niye?  Ben 20 senedir senin kiracınım. Bir gün paranı aksatmadım. Her paranı yatıyorum ee yüzde %65 de zam yapmışım kanununda dediği gibi neden çıkaracağım. Çünkü 3 bin 5 bin fazlaya verecek yani bunlar bence yanlış. Bize Rusya geldi, Ukraynalı geldi tamam bir ekonomi de bir gelişme oldu, olmadı değil ama bu nerede oldu. İnşaat sektöründe oldu evde oldu otellerde koşu. Tabi bu para da Türkiye ye geldi ama bana gelmedi. Bir emekliye gelmedi bir memura gelmedi bir işçiye gelmedi. Yani bunlar var yani biz şimdi diyoruz da bence yanlış. Herkes evinde yerinde otursun bize bir şey olsa biz vatanımızı bırakıp da bir yere gitmeyiz. Ölürsek de burada ölürüz, aç kalalım ama yok bir yerde de sığınmacı olmayız. Türklerden var mı hiç sığınmacı? Yok. Onun için biz herkese kapıyı açıyoruz gel gel gel nereye kadar gel diyeceğiz Fehmi Bey. Bir de madalyonun bu yüzüne bakalım. Parayla geldikleri gibi bunlar yarın gittiği zaman zarar değil mi, zarar. Yarın öbür gün Rus da gidecek Ukraynalı da gidecek. Belki Suriyeli de gidecek. Şimdi birde Afgan var. Türkiye’de şu anda bir de Afganlar çıktı hem güzel de çalışıyorlar ama devlet bunlara müsaade vermiyor. O zaman versin müsaade biz de çalıştıralım yanlış mı? Sonuçta para kazandırır ama kazandırdığı parayla da verdiği zarar da denk değil. Bugün bir memuru alırsan veya bir emekliye alırsan 5,5 milyon olmuş galiba emeklimin ki nasıl geçinecek nasıl kira verecek. Biz Antalya’da yaşıyoruz. Bizim emeklilerin çoğu Antalya da yaşıyor, yanlış mı, bugün mahkemeleri bir araştırın hepsi kira dosyaları. Haa devlet buna bir statü getirdi %25 evlere dediler sayın genel başkanımız bende bir genel başkan da hep bunu söylüyor.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: İş yerlerine de getirmesini önerdi.

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Biz %65 yatırdık hala mahkemedeyiz. Yani ben senin paranı vermişim, benim mahkemeyle ne işim var. Yani bu kadarda fırsatçılık da olmaz. Yanlış, doğru mu? Bizim gıda sektöründe bilindiği gibi biz tarıma bağlıyız Fehmi Bey. Tarıma ve sağlığa biz geçen gün dünyada en önemli gıda maddesi ne biliyor musunuz Fehmi Bey? Hocalar profesörler geçen gün bir toplantıdaydık, sağlık bakanlığının tarım bakanlığının. Bugün dünya da ilaçsan değerli en büyük temel gıda maddesi ettir. Kalsiyum, fosfor, A, B, D, B12 gibi ve insan vücudundan da kan hücrelerini yenileyen tek gıda maddesi etmiş. Bakın bu etin erbabı ustası olacak. Tabi dışardan gelenlerden de usta var ama bize ne lazım çırak lazım, kalfa lazım bize eleman lazım. Bir ayakkabıcı da varsa bir terzi de varsa bizde yarın öbür gün nalbantcı gibi yok olmayalım. Kasap mesleği önemli bir meslek, padişahların zamanında bile en zenginlerini kasap yaparlarmış. Siz araştırırsınız bilirsiniz çünkü kasap mesleği gerçekten en ağır meslektir, en az kazanan bir meslektir. Her zaman.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Şimdi Mehmet Akif Erbalcı Bey, Gaziantep Ayakkabıcılar Odası Denetleme Kurulu Başkanı. Başkanım 2. turda da sizin bu alanla ilgili önerileriniz devlete karşı da eğer bir sorun oluşturuyorsa yakın ve açık bir tehlike oluşturuyorsa bunu çözümlemek için ne yapmalıyız. Sizin önerileriniz nedir? Bunları bir alalım, belki sayın sekreterinizden rakamsal boyutlarda gelmiştir, buyurun.

GAZİANTEP AYAKKABICILAR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODASI DENETLEME KURULU BAŞKANI MEHMET AKİF ERBALCI: Teşekkür ediyorum tekrar. Şimdi bizim şu anda 630 ayakkabıcılar odası olarak aktif üyemiz var. Bunun yaklaşık %85’i fiziki olarak ayakkabı imalatı yapan geriye kalan kısmı da ayakkabı tamir ve ara malzeme ticareti yapan insanlarsan oluşuyor. 630 tane üyemizin şu anda 100 tanesi geçici koruma altında bulunan sığınmacılar. 100-125 kadarı da menşeinden dolayı kökten dolayı aileden dolayı Türk Türkmen olmasından dolayı buradaki akrabalıklarını ispat ettiklerinden dolayı vatandaş konumunda imiş. Genel sekreterimizden böyle bir rakam geldi

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Yani bu sayı 225

GAZİANTEP AYAKKABICILAR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODASI DENETLEME KURULU BAŞKANI MEHMET AKİF ERBALCI: Aşağı yukarı yani 630 tane üyemizin 225 tanesi Türkmen olup, vatandaş olan 100 tanesi de geçici koruma altında olanlardan. Bunlar kayıt altında olan, maliyede vergi mükellefi olan, SGK da kaydı olan, sigortalı işçi çalıştıran, odamıza kayıtlı olan, işyeri açma ruhsatı olan fiziki olarak aktif üye sayısı. Şimdi bunun yanında saray odamız ve ticaret odamıza kayıtlı olan şirket kurulunda o zaman bazı şeyler daha kolay yürüyor. Oraya kayıtlı olanlar ben yazdım toplantımız esnasında ulaşırsa rakamları sizle paylaşacağız. Ticaret odası ve sanayi odası ile alakalı rakamları da şimdi gerçekten son dönemde bütün başkanlarımızın da söylediği gibi en büyük problemimiz Türkiye’de çırak kalfa kalifiye eleman yetiştirme konusundaki yaşadığımız zafiyetten dolayı burada ortaya çıkan açık. Bizim ayakkabı gibi emek yoğun işlerde de bu adamların buraya gelmesi bir anda bize geçici olarak bize hemen bir saha sağladı yani üretim kapasitelerimizi bu insanlar ciddi anlamda olumlu bir şekilde etkiledi. Yalnız biz Antalya gibi Ankara gibi değil, biz bu bölgede bu sorunlarla ilgili ilk tanışan ve çok hızlı içimize nüfus eden kitle olduğu için bizler şu anda geçici koruma altındaki işçilerin kayıt altına alınması konusunda çok büyük sıkıntılar yaşamıyoruz. Yani biz başvuruyu alıyoruz. Çalışma Bakanlığının bakanlığındaki sistemine başvuruyoruz. Çok uzun sürmeden 1 aylık 40 günlük bir süre içerisinde resmi çalışma izinlerini alıyoruz. Bunları SGK kayıtlarını yaptırarak da kendi bünyemizde çalıştırıyoruz ki benim kendi iş yerimde şu anda yine soydan dolayı bağlantı kuran 2 tane, 3 tanede normal olarak halen geçici koruma altında olan elemanımız sigorta altında kayıt altına alınmış durumda, primlerini verdik, çalıştırıyoruz. Bu konuda biz çok aşırı zorlanmıyoruz, buradaki süreçleri birazda hükümet mevcut sistemi kolaylaştırdı. İşte internet üzerinden başvuruyorsunuz, verileri giriyorsunuz. Antep’te şu anda şey konusunda çok ciddi bir uygulama var. Hani ikamet Konya ama Antep’te çalışıyor dedi başkanım, ikameti işte Urfa ama Ankara’da çalışıyor. Şu anda Antep’te, bunu çok ciddi bir anlamda azalttılar. İkameti Antep olmayan, ikametinde bulunmayan yakaladıklarında burada sınır dışı ediyorlar. Bu konuda çok ciddi bir valiliğin çalışması var. Asayiş uygulamalarında, GBT uygulamalarında bile buraya düşenlerde ciddi anlamda bir denetim var ve yakaladıklarını taşıyorlar. Bunun yanında Antep’te tamamı Suriyelilerin eline geçmek üzere olan mahalleler vardı, bu mahalleler tespit edildi. Şimdi 56 ya yakın Antep’te bildiğim mahalleye Suriyelerin ikamet almasının önüne geçildi. Yani oradaki popülasyonun daha fazla Suriyeli veya geçici koruma adındakilerin eline geçmemesi için buralara şu anda normal ikamet yeri Antep’te olsa o mahalleye gidip ev kiralayarak ikametgaha giremiyorlar ve bulundukları ikamette, ikamet etmiyorlarsa da şehir tutsa bile bunlara da yine çok hareket alanları verilmiyor yani bu konuda Antep valiliği uygulaması oldukça iyi. Hani Antalya’nın Adana’nın İstanbul’un durumunu çok iyi bilmiyorum ama Antep’te bu konu ile alakalı ciddi bir çalışma var. Bunların bizim sektör olarak ekonomimize aktif katılması noktasında bizim kendi sektörümüz içerisinde zaten bir altyapıları olmasından dolayı bunları biz hızlı bir şekilde kendi bünyemize, kendi yapılarımız uydurma konusunda zorlanmadık. Yani sonuçta bu adamlar ayakkabı yapıyorlardı, kullandıkları teknoloji bizimki ile aynı değildi ama temel olarak bizimle aynı işi yaptıklarından bize entegrasyonları çok uzun sürmedi. Bu biraz önceki bahsettiğimiz işte 225’e yakın vatandaşlık alan ve geçici koruma altında olan insanların istihdam ettikleri oranlarda aşağı yukarı %75 oranında kendi vatandaşları. Genelde Türk istihdamlarını insan kaynakları, muhasebe ondan sonra pazarlama kayıt yani beyaz yakalı noktasında hem Türkiye Cumhuriyeti ile bürokratik kolaylığı sağlamak, kanunlarımızı takip etmek açısından genelde beyaz yakalı olarak istihdam ediyorlar. Ama bedensel olarak çalıştırdıkları istihdam ettikleri işçilerin neredeyse %100 e yakınında kendilerinden getirdikleri yani Antep’te kendi içlerinde bir ekonomi kurmuş durumdalar. Bizim burada rahatsızlığımız, sorunuza gelelim, bizim buradaki rahatsızlığımız 1- kayıt dışı olanların haksız rekabet etmesi 2- bizim en büyük problemlerimizden bir tanesi de menşei sorunumu çözememesi. Adam ayakkabı üretiyor, made in Türkiye yazıyor bunu uluslararası platformlarda satıyor. Ülke içerisindeki belli noktalara ulaştırıyor. Tamam, kayıtlı istihdam yapıyor tamam, vergi veriyor ama bizim gibi böyle belli zincir mağazaları üretim yapan belli bir standardı olan firmalarla rekabet konusunda bizim önümüze geçiyor yani bunları standardize etme konusunda ve üretimlerinin belli bir standarda gelmesinden dolayı kalite belgeleri noktasında denetlemek gerekiyor. Burada da elimizden geldiği kadar biraz önce başkanımın dediği gibi bizler de gerek Avrupa Birliğinin teşvikleri gerek KOSGEB teşvikler ile eğitim programları düzenleyerek bu adamlara bu konuda bilgi vermeye çalışıyoruz. Normal bizim standartlarımızın ve kullandığımız malzemelerin gümrükten bu tarafa geçmesi konusunda da Gümrük Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı ile ilişkilerimiz sürüyor. Çünkü sağlığa zararlı madde içeren ekipmanların başka sektörde kullanılacakmış gibi buraya ithal edilerek burada ayakkabı sektöründe kullanılması bize zorluk getiriyor. Bir örnek vereyim mesela suni deri de pH değerinin belli bir limitte olması gerekiyor ama işte oto döşemesinde veya çanta sektöründe buradaki değerler daha farklı. Burada suni bir malzemeyi diğer sektör için ithalat ediyor gibi daha ucuz bir fiyata ithal edip ayakkabı sektöründe bunu spesifik kullandıklarında bizde rekabet olarak kullanılan malzeme kalitesinden dolayı ufak tefek sıkıntılar çıkıyor. Bunun önüne geçmek içinde dediğim gibi eğitim programları yapmaya çalışıyoruz. Kendi bünyemiz altındaki elemanlarımızın onlarla olan entegrasyonunu sağlamaya çalışıyoruz yani bir kültür çalışmasından çok beraber bir platform da çalışma. Zaten birazda şey gibiyiz yani böyle şehrin dışında belli bir alanda kümelenme şeklinde çalıştığımız içinde bunların dış noktada denetlenmesi ne olup bittiğiniz nasıl bir malzeme girdiğinin bir şekilde haberdar almasına da bu bize avantaj sağlıyor. İşte Antep’in 10 değişik bölgesine yayılmış olsa belki biraz daha zor olacak ama ayakkabı sektörü Antep’te 2 noktada kümelendiği için bu nokta içerisindeki hareketlilik de bir şekilde denetlenebilir hale dönüşüyor.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Evet çok teşekkür ederim, Başkanım ayrılmayın biz şimdi başkanlarımla değerli başkanlarım TOBFED Genel Başkanım Serkan Bakırtaş Beyin bir toplantısı daha var onun için ona bir önceden Cevher başkanımdan izinle bir söz vereyim, Serkan Bey hem vedalaşacak hem de sözlerini bir söylesin, Serkan başkanım buyurun.

TÜM OTOMOTİV BAKIM DERNEKLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI SERKAN BAKIRTAŞ: Değerli başkanlarım hepinize çok teşekkür ediyorum. Bir proje ekimiz var her konuda iş birliği yapmaya hazırız. Netice de otomotiv satış sonrasında nitelikli personel sorunlarıyla çözüm odaklı çalışmalarımız devam ediyor. 2023 yılı planlarımız da dilediğinizde sizlerle paylaşabiliriz. Bu çerçevede ülkemizde satış sonrası araç satış sonrası tüm çalışmalarımız devam edecek. Özellikle elektrikli araçların gelmesi ile yeni teknolojileri de öğretmek burada çok önemli altyapıdan tutun tüm süreçlerde de iş modelleri değişiyor, bu değişimlere de sektörü hazır etmek gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye otomobil bakim dernekler federasyonları olarak üzerimize düşen tüm süreçlerde yapmamız gerekenleri yapamaya devam edeceğiz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum, teşekkür ederim.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Çok teşekkür ederim değerli başkanım size iyi çalışmalar dilerim. Serkan Bey ayrılıyor, çevrimiçi toplantıdan evet Cevher başkanım, başkanları dinlediniz. Sizin de bu sektörle ilgili bu sığınmacılarla ilgili çözüm önerileriniz yapmamız gerekenler neleri gündeme getireceğinize ilişkinde bir görüşlerinizi almak isterim efendim.

İSTANBUL BİLUMUM MADENİ EŞYA ESNAF VE SANATKARLARI ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI CEVHER KARTAL: Evet, şimdi Türkiye’de sadece geçici koruma altında sadece Suriyeliler yok bu siyasi bir karar olarak olarak bize serbestlik alınınca tüm ülkelerden, ülkemize yoğun bir göç başladı. Sadece Suriyeli değil, Afrika’nın en ucundaki ülkelerden bile ülkemize insanlar gelmeye başladı. Ben bir esnaf olarak ırkçılık yapmaya gerek yok. Dünyanın her yerinden insanlar Türk Cumhuriyetlerden, Afrika’dan, özellikle insanlar sanayinin, iş hayatının iyi olmadığı dönemlerde hayal kurma çabası içerisindeler dolayısıyla ortalık karışmış durumda. Bu hem iş piyasalarında hizmet sektöründe imalat sektöründe hem de sosyal hayatımızda çok önemli değişiklikler meydana getirdi. Şimdi sığınmacı zannediyorsanız, Suriyeli sığınmacı 6-7 milyon civarında olduğu söyleniyor. Bunların giderek ve hızla arttığı ortada, üstelikte artan her çocuktan dolayı, doğan çocuktan dolayı ailenin de dolayısıyla bir Türk vatandaşı olma hakkı kazanıyor. Şimdi dolaştığımız yerlerin büyük bölümünde bize başvuranların büyük bölümünde Türk vatandaşı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunlarda artık Türkiye milletinin vatandaşı olarak ülkemiz içerisinde kendileri yerleşmiş olarak ileriye dönük hayat kurma çabası içindeler. Şimdi Osman başkanım bahsetti. Bazı yerlerde kahve önlerinde ve meydanlarında biri gidiyor biri geliyor onları alıyor. Alana çalışmaya götürüyor ve ciddi ücretler ödeniyor. Eskiden şehirlerde vardı amele pazarı derdik. Bir tane kahyaları vardı bunların, kime elaman lazım ise inşaatta şuraya buraya bunları toplar getirir burada çalıştırırdı kayıt dışı olarak ama bu hem insan sağlığı bakımından hem güvence bakımından hem de insani çalışma şartları bakımından uygun bir ortam değil. Devletimiz Avrupa Birliğinin destekleriyle en azından geçici koruma altındaki Suriyelilerin onlarında desteğiyle kayıt altına almak hem bunların ülke içerisinde kontrolünün sağlanması hem de bunların devlete fazla yok olmadan kendi çalışmaları ile kendi geçimlerini sağlama imkanı yaratmak üzere bir çalışma içerisine girdi.  Bu çalışma içerisinde böyle bir proje yapılıyor şimdi şu anda Türkiye’nin 10 vilayetinde yapılıyor. Az önce Gaziantep başkanı söyledi bu özellikle bizim yaptığımız projenin Gaziantep’te de uygulaması devam diyor.  Bunun dışında ayrıca sanat sahibi olmayan, mesleği olmayan Suriyeliler için yine bir proje daha var oda İMEP projesi orada da herhangi bir sanat sahibi olmayanlara meslek edindirme ile ilgili bir çalıştırma yapılıyor. Biz birlik olarak bu projenin de ortağıyız. Şimdi özetlemek gerekirse bu geçici koruma altındaki Suriyelilerin meslek edindirme hem belli bir sanat olmayanlara meslek kazandırma gibi çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor ama özellikle haksız rekabet konusunda (1; 04:40) çünkü kayıt dışı çalışanların maliyetler ile normal kayıt altında çalışanların maliyetler açısından işletme açısından işletme şartları bakımından büyük farklılıklar var. Bir ikincisi bu kayıt altında olduğumuz koruma altındaki Suriyeliler ile diğer ülkemize gelen vatandaşlar yüzünden ülkemize özellikle kira ve gıda artışlarının son derece hızlı bir şekilde arttığını görüyorum. Rekabetler çoğaldığında fiyatlarda artmaya başladı. Bu hem Türk vatandaşlarına hem de ülke ekonomisine bir yük olarak dönmeye başladı. Siyasi açıdan da önemli bir sıkıntı yaratmaya başladı o bakımdan bunun için bir an önce bu arkadaşların yasal sınırlar içerisinde ülkeye entegrasyonun sağlanması gerekiyor. Bunları gönderemeyeceğimize göre entegrasyonun sağlanması gerekiyor veya kendi ülkelerinde uygun şartlar sağlanmak suretiyle onların geri dönüşlerinin sağlanması gerekiyor diye düşünüyorum. Şimdi bunların ekonomiye katkılarına gelince biz kendi insanımızla kendi sanatkârlarımızla kendi çalışanlarımızla eğer sanayimizi yürütemiyorsak hizmet ve üretim sektöründe veya tarım sektöründe belli bir yerden alıp daha yukarıya götüremiyorsak ülke toplumu bunu karşılayamıyorsak zorunlu olarak bu arkadaşlara da ihtiyacımız var. Onun için onları da ülke ekonomisine en yararlı şekilde çalışmalarını sağlamak, onları kazanmak içinde elimizden gelen gayreti belli meslek grupları yönetici olarak elimizdeki yetki ve gücü kullanarak bunları Türkiye ekonomisine kazandırmak için çalışmak zorundayız. Bunun getirebileceği olumsuzlukları da bir şekilde bertaraf etmenin yollarına da bakacağız diye düşünüyorum.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Çok teşekkür ederim Cevher başkanım. Değer başkanlarımız 2 tur yaptık. Sizin değerli başkanlarımızın dizlerine ekleyecekleriniz varsa onları alalım ve toplantımızı nihayetine erdireceğiz. Osman Bey var mı ekleyeceğiniz, sayın genel başkanım?

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Fehmi Bey size çok teşekkür ediyorum. Gerçekten başkanlarım hepsini topladığı zaman aynı çatı altında sıkıntısı, aynı çatı altında dile getirdiği konuların aynısı, herkes memleketin de otursun. Biz de memleketimizde oturalım. Açsak da toksak da biz gidip de bir yere sığınmacı olmayız ama biran evvelde bu sığınmacıların bize getirdiği kadar da götürdüğü de var onun için kendi memleketlerine dönmesi daha iyi, biz kendi söküğümüzü kendimiz dikelim. Benim tabii ki başkanlarımın meslek dalında ustaları olabilir ama bizim meslek dalında böyle bir şey bize gelmedi, gelseydi bizde değerlendirirdik. Onun için Fehmi Bey size teşekkür ediyorum.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Ben de teşekkür ederim katılımız, nezaketiniz için genel başkanım işlerimizin arasında

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Başkanlarıma da selam söylüyorum 2 değerli başkanım, Antep başkanım Cevher başkanım benim 20 seneden fazla dostum.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Maşallah Allah muhabbetinizi arttırsın.

TÜRKİYE KASAPLAR BESİCİLER ET VE ET ÜRÜNLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI OSMAN YARDIMCI: Kendilerini kucak dolusu sevgi saygı, iki başkanıma da diliyorum.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Çok sağ olun, Mehmet Akif Bey zatı-alinizin ekleyeceği bir husus var mıdır? Buyurun

GAZİANTEP AYAKKABICILAR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODASI DENETLEME KURULU BAŞKANI MEHMET AKİF ERBALCI: Çok teşekkür ediyorum. Başkanlarımıza aynı duyguları besliyorum. Yani çok kanamalı olmasa da şu an ülkemizin kanayan bir yarası inşallah tez elden herkesin memnun olacağı bir orta yol bulunur. Çünkü doluya koyuyorsun almıyor, boşa koyuyorsun dolmuyor. Bir taraftan artıları var diyoruz bir taraftan eksiler var diyoruz. Bir taraftan kendi çocuklarımızı hepimiz doktor avukat yapma peşindeyiz, mühendis yapma peşindeyiz. Bir taraftan bizim kendi işlerimizi icra edebilecek nesiller yetiştiremiyoruz. Yani böyle bir ikilem içinde devam ediyoruz. Burada doğru bir sosyal paylaşım ile doğru politikalar ile inşallah bunu realize edebileceğimiz şeyler gelir. Hepimizin memnun olacağı bir orta yol bulunur. Vaktinizi ayırdığınız bizleri dinlediniz için teşekkür ediyoruz. Böyle bir konuda endişe, sıkıntı yaşayıp bu sıkıntıları çözmek adına böyle çalışmalar yaptığınızdan dolayı şahsınız da kurumunuzu tebrik ediyoruz. Çalışmanızın devamını diliyoruz hayırlı günler, teşekkür ederim.

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Çok sağ olun başkanım çok teşekkürler. Evet, Cevher başkanım zatı-alinizin ekleyeceği bir husus var mı? Nezaketiniz içinde size ayrıca teşekkür ederim.

İSTANBUL BİLUMUM MADENİ EŞYA ESNAF VE SANATKARLARI ODALARI BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI CEVHER KARTAL: Çok değerli kıymetli bir toplantı oldu, bende değerli arkadaşlarımın ifadelerinden çok yararlandım. Çok istifade ettim yine ülkemizin yararına olan böyle çalışmaları yine değerli konuk arkadaşlarım ile birlikte sivil toplum örgütleri olarak bize düşen görevlerin yerine getirerek bu arkadaşlarımızın hem ülkemize hem ekonomimize kazandırmanın gayreti içerisindeyim, olacağız. Böyle bir düzenleme yaptığınız için böyle bir fikir ortamında bizi buluşturduğunuz için ben size teşekkür ediyorum

DÜNYA ESNAF SANATKÂRLAR DERNEĞİ/AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Sağ olun değerli başkanlarım bu konuşmalarınızı biz deşifre edeceğiz. Deşifreyi daha sonra bir sonuç şeyiyle beraber önerilerinizi de maddeler halinde yayınlayacağız. Ahienstitüsü.org da bizim yaptığımız daha önceki çevrimiçi toplantıların raporları yayınlandı, bunu da yayınlayacağız. Aynı zamanda bizim paydaş kuruluşumuz esnaf haber TV’de de bu ayrıca haber yapılacak çeşitli gazetelerde de bu konuda bir toplumsal duyarlılık oluşturmaya çalışıyoruz. Ben tüm başkanlarıma nezaketleri, himmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum, yeni çevrimiçi toplantılar gibi etkinlikler de buluşmak ümidiyle hepinize bereketli kazançlar dilerim efendim hayırlı günler.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Türkiye’de geçici koruma statüsündeki sığınmacılar dükkan ya da herhangi bir işletme açtıkları zaman devlet bu konuda gerekli tedbirleri almalı ve  bürokratik işlemler konusunda  adaletli davranması gerekmektedir.

Geçici koruma statüsündeki Sığınmacı esnaf ve sanatkarlar  rekabet oluşturma yerine olumsuz sonuçlar oluşturmaktadır. 

Geçici koruma statüsündeki Sığınmacı esnaf ve sanatkarların ülke ekonomisine ve toplumumuza kazandırmak için çalışmalar yapılmalı. 

Geçici koruma statüsündeki esnaf ve sanatkarların ihracatta  rekabet gücünü arttırmak ve rekabeti belli bir noktaya getirecek platformlar oluşturulmalıdır.

Geçici koruma statüsündeki sığınmacı esnaf ve sanatkarların “MADE ın TÜRKİYE” damgası  ile ihraç ettikleri ürünlerde kalite standardının korunması gerekmektedir. Kalite standardına uymayan ürünlerin  Türkiye’nin imajını olumsuz etkileyeceği unutulmadan acilen tedbir alınmalıdır.

 Çalıştırılan Geçici koruma statüsündeki sığınmacıların kayıt dışı çalışma durumu haksız rekabete yol açtığı için ortadan kaldırılmalıdır. Kayıt sistemi geliştirilerek üretime katkıları sağlanmalıdır.

 Göç akımı sektörler açısından sıkıntıları beraberinde getirmekle birlikte,   Türk ekonomisine olan olumsuz katkılarının en aza indirgemek için çalışmalar yapılmalıdır.

Geçici koruma statüsündeki sığınmacıların kayıt altına alınması, kayıt dışılığa son verecek projeler geliştirilmelidir.    

Çeşitli meslek gruplarında herhangi bir işi olmayan, belirli meslek gruplarında halen çalışan ancak çalışma izni olmayanların kayıt altına almak sureti ile yasallaştırmaya çalışılmıştır.

Çeşitli sektörlerde  kalifiye/ ara eleman bulunmamaktadır. Acil yeni Meslek liseleri açılmalı var olanlar ilgili iyileştirme gerçekleştirilmelidir. Bu alandaki sıkıntı nedeniyle sektörler geçici koruma statüsündeki sığınmacılara şönelmektedir.

Geçici koruma statüsündeki sığınmacıların çalışma statüleri belirlenip, konu yasal sürece kavuşturulmalıdır.

Zanaata verilen değerin arttırılma amacıyla  ve meslek liselerine gereken önem verilmelidir. Çünkü kalifiyeli eleman bulmakta zorlanıldığı için Suriyeli işçi çalıştırılmaktadır.

  Geçici koruma statüsündeki sığınmacıların PH değerinin belli bir limitte olması gereken  ithal ettiği  deri vb ürünleri  amacının dışında farklı sektörlerde kullanması sağlık başta olmak üzere ciddi sıkıntılar oluşturmaktadır. Acilen bunun önü geçilmesi gereklidir.

MEDYADA ÇEVRİM İÇİ TOPLANTI HABERLERİ

https://www.ahienstitusu.org/tarihi-bir-cevrim-ici-toplantiya-daha-imza-atiyoruz/91/

https://www.esnafhabertv.com/esnafin-basi-siginmaciyla-dertte/71476/

https://www.youtube.com/watch?v=ojJBBOcrn_U

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği'ne ait kurumsal bilgilerin, proje, çalışmalar ve etkinliklerin yer aldığı kurumsal web sitesi.

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği

Yukarı Öveçler Mah.1315 Cad. Can Apt No:7/1 ANKARA Dernek Kodu 06 141 169 Başkent VD 3220929794
06460 Çankaya / Ankara

Dernek Yazılımı: Medya İnternet™ - Dernek Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.