Rapor-3-Esnaf Ve Sanatkârların İstihdamı Açısından Sosyal Güvenlik Politikalarında Yeni Açılımlar Çevrim İçi Toplantısı

Esnaf Ve Sanatkârların İstihdamı Açısından Sosyal Güvenlik Politikalarında Yeni Açılımlar Çevrim İçi Toplantısı raporu yayımlandı.

 

 kATILIMCILAR:

-Dünya Esnaf Sanatkârlar Derneği Başkanı FEHMİ ÇALMUK

-Türkiye Sebzeciler Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Federasyonu Genel Başkanı ALİ KARACA

-Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı ALİCAN EBEDİNOĞLU

-Tokat Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı  AHMET HAMDİ AYDOĞAN
 

KONUŞMALAR

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Alican Bey Diyarbakır’dan katılıyor. Sizin bu konudaki yaklaşımınız nasıldır sevgili başkanım, esnaf ve sanatkârın istihdamı açısından sosyal güvenlik politikalarında önerilerinizi almak isterim.

DİYARBAKIR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODALARI BİRLİĞİ BAŞKANI ALİCAN EBEDİNOĞLU: Ben tekrar böyle bir fırsat verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Projenizde de başarılar diliyorum

DİYARBAKIR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODALARI BİRLİĞİ BAŞKANI ALİCAN EBEDİNOĞLU: Katılımcı arkadaşlarımı saygı ile selamlıyorum. Evet, gerçekten bizim için çok ama çok önemli bir konu, sosyal güvenlik konusu. Birçok sorunla mücadele ediyoruz ve gündemimizde hala. TESK’in gündeminde ayrı zamanda ben TESK Yönetim Kurulu üyesiyim, Türkiye esnaflar ve sanatkârlar konfederasyonu. Genel merkezimiz üzerinden de özellikle sosyal güvenlik kurumunda ki sorunlar ile ilgili esnaf ve sanatkârla ilgili karşılaştığı sıkıntılar ile ilgili mücadele içerisindeyiz. Fehmi Bey ben aslında Diyarbakır’dan örnekler vererek başlamak istiyorum. Biliyorsunuz sanayinin gelişmesi için, istihdamın gelişmesi için birçok teşvik yasası çıktı. Özellikle kalkınmadan öncelikli iller için bizde bu durumda 6. bölge olarak değerlendiriliyoruz. Ancak yıllardır bütün destekler verilmesine rağmen Diyarbakır’da organize sanayi bölgesinde ki istihdam sayısı 15 bin civarında. Oysa esnaf ve sanatkârın özellikle hizmet sektörüne baktığımız zaman Diyarbakır gibi bir ilde 80-100bin arasında istihdam söz konusu. Biz aslında esnaf ve sanatkârlarımız sosyal devletin sorumluluğu olan kendi vatandaşına aş, iş, üretme sorumluluğunu bizler üstlenmişiz, esnaf ve sanatkârımız üstlenmiştir. Burada da gerçekten çiftte standartların ben iki noktanın daha altını çizmek istiyorum, örneğin yanımıza çalışan bir sosyal sigortalının 7200 iş gününde emekliliği oluyor oysa esnaf ve sanatkârlar Bağ-Kur’lu 9000 iş gününde emekli olabiliyor. Yani bunu öncelikle çiftte standardın ortadan kaldırılması lazım en son çıkan Eyt’yi de biliyorsunuz. Eyt’de yine 2000yılından önce hem oda kaydı olan hem vergi kaydı olan birçok esnaf ve sanatkârımız Eyt’den faydalanmadı maalesef. Burada da mutlaka bir çalışmanın yapılması lazım, bu haksız durumun ortadan kaldırılması gerekiyor. Çünkü daha önce biliyorsunuz BAĞ-KUR’a kayıt zorunluluğu yoktu 2000 yılından önce. Daha sonra çıkan yasal düzenleme ile birlikte artık zorunlu hale geldiği için esnaf ve sanatkârımız otomatik olarak kaydı yapılıyor ancak şu an da dediğim gibi birçok insan, binlerce on binlerce esnaf ve sanatkârımız bu Eyt’den aslında umut içerisinde bekliyordu maalesef çıkan düzenleme ile birlikte bundan artık şu anda faydalanamıyor. Bunu mutlaka sizlerin bizlerin gündeme tutması gerektiğini düşünüyorum. Bir an önce bu torba yasası içerisinde de umuyor ve diliyoruz ki konur ve bu mağduriyette önlenir diyorum.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Bu Eyt ile ilgili o sorunla olay faydalanmamanın nedeni nedir sevgili başkanım?

DİYARBAKIR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODALARI BİRLİĞİ BAŞKANI ALİCAN EBEDİNOĞLU: Fehmi Bey 2000 yılından önce oda kaydı olan vergi kaydı olan yıllarca emek vermiş, hizmet vermiş insanlar geriye dönük borçlanmak istiyor. Yani geriye dönük Bağ-Kur’lu olmak istiyorum. Bunları aslında bekliyorduk biz rapor halinde de sunmuştuk, çalışma sosyal güvenlik bakanlığına. Maalesef bunu kabul etmediler ama önemli bir şey en azından bize intikal eden 200bin üzerinde bu durumda mağdur olan esnaf ve sanatkâr var. Yaşı dolmuş ama hizmeti yeterli değil ama zamanında vergisini, devletine vergisini vermiş, oda kaydı var bu durumlardan faydalanamadıkları için bunların gündeme alınmasını aslında talep etmiştik.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Evet, çok teşekkür ederim yine söz gelecek. Evet, Tokat Esnaf Sanatkârlar Kredi Kooperatifi Başkanı Ahmet Hamdi Aydoğan Bey, Ahmet başkanım buyurun efendim zatı alinizi dinliyoruz.

TOKAT ESNAF VE SANATKÂRLAR KREDİ VE KEFALET KOOPERATİFİ BAŞKANI AHMET HAMDİ AYDOĞAN: Evet efendim bende hürmetler ederek başlıyorum. Değerli katılımcılara başkanıma ve zatı alinize, esnaf ve sanatkârımızın gerçekten problemleri ile ilgili böyle can değecek konuları gündeme getiriyorsunuz. İnşallah bu manada sizlerin ciddi katkıları olacak problemlerin çözülmesinde bizim de çorba da tuzumuz bulunursa kendimizi mutlak ederiz. Yani bu daha önce de katılmıştım güzel önemli bir konuydu bende istifade de ettim, fikirlerimizi de ifade etme imkânı bulduk. Şimdi yine sosyal güvenlik politikalarında yeni açlıklar gibi çarpıcı bir başlıkla yine bir araya getirdiniz bizi bunun içinde teşekkür ediyorum. Evet, sosyal güvenlik politikalarından maalesef zaman zaman dile getirdiğimiz gibi esnaf ve sanatkâr sosyal güvenlik kurumunun maalesef zencileriyiz biz. Bu mana da devamlı diğer işte SSK’lılara emekli sandığına göre esnaf sanatkâr her zaman göz ardı ediliyor, geri de kalıyor. Emekli olduğun da geçinebileceği bir rakam maaşı da almadı mümkün değil alamıyor ve uzun çalışma sürelerine rağmen alamıyorlar. Şimdi bir esnaf ve sanatkârın sosyal güvenlik politikalarında değerlendirilmesi gerektiği şey şu SGK ödediğimiz primlerin malum bir kısmı sağlık primi, bir kısmı da yine bizim maaşlarımızın emekli olduktan sonra alabilmemiz için ödediğimiz primler. Esnaf ve sanatkâr diğer SGK şemsiyesi altında ki kurumlara göre özellikle sağlık sektöründe çok daha az faydalanmakta malum olmak üzere. Bir esnafın başı ağrıdığında için, dişi ağrıdığında için ufak tefek karnı ağrıdığı için dükkânını kapatıp bir hastaneye müracaat etmesi mümkün değil. Esnaf ve sanatkâr artık çaresiz kalıp, işi dengine dayandığında ancak doktora gidebiliyor, dolayısıyla bizim hastanelere yani sağlık sektörüne dolayısıyla sosyallik güvenlik kurumuna çalıştığımız süre içerisinde ki maliyetimiz diğerlerine göre çok daha az çok daha düşük. Bunun dışında biz erken yaşta başlıyoruz çalışmaya. Eğer çıraklığı baz alırsanız bir esnaf ve sanatkâr belki yani 10-12-15 yaşından itibaren geçmişte daha küçük yaşlardaydı bu işte yeni yapılan açılımlarla yapılan kanuni düzenlemelerle bugün ortaokulu bitiren bir çocuk esnaflığa başladığın da düşünürsek ilkokulu bitiren bir çocuğu düşünürsek yaklaşık 12-13 yaşlarında çalışma hayatına başlıyor ve esnaf ve sanatkâr bu çalışma hayatını belki 40 yıl belki sağlığı müsaade ettiği ölçüde 50 yıl sürdürüyor, devam ettiriyor. Bu diğer taraftan yani kamu da çalışanlarla kıyaslandığında devlet kamu da çalışanı okutuyor buna bir yatırım yapıyor para harcıyor. Esnaf ve sanatkâr kendisi çalışıyor ve ekonomiye katkı sağlıyor. Böyle bir dezavantajlı durum, burada niye okuyorlar niye okutuluyorlar anlamında söylemiyorum ama burada ki emeği göz ardı edilmemesi anlamında altının çizilmesi gerektiği bir nokta olarak değerlendiriyorum. Birisi 12-13 yaşından itibaren karınca kararınca kazanıp ülke ekonomisine aile ekonomisine katkıda bulunurken bir diğeri hala daha ilerde istifade edilmek üzere kendisine masraf ediliyor, okul yaptırılıyor öğretmen tayin ettiriliyor filan filan filan zannediyorum ne demek istediğim anlaşıldı. Daha sonra ki süreçlerde de bugün kamu da çalışma süreleri hafta da 5 gün günlük 8 saatte full çalıştığını varsayarsak bir kamu çalışanı kardeşimizin hiç geç kalmadığını işe, hiç erken çıkmadığını, hiç mazeret üretmediğini, hiç resmi izninin dışında idari izin kullanmadığını hiç başının ağrımadığını hiç hastalanmadığını varsayarsak 25 yılda ki çalışma süresi 30 küsur 40bin saate yakın bir saat ediyor ve aynı 25 yıl içerisinde bir esnaf ki sizde biliyorsunuz bütün Türkiye de biliyor. Esnaf ve sanatkârın en az çalıştığı süre 12 saatten başlıyor günlük 16 saat çalışan esnaflara da hepimiz şahidiz görüyoruz efendim, bu işi ömürlerini adıyorlar ömür veriyorlar. Esnaf ve sanatkârın cumartesi yok birçoğunun pazarı da yok. Yazı yok kışı yok hatta bazen ay sonlarında gecesi bile yok şimdi ay sonunda ödemelerin yaklaştığı günü ben diyorum bazı arkadaşlar tebessümle karşılıyor ama bu bir gerçektir. Ayın 25’nden sonra 26’sı 27’si 30una kadar o çeklerin ödendiği güne kadar gündüz çalışıp, gece de çekleri nasıl ödeyeceğini rüyası ile uğraşan esnaflarımız var. Dolayısıyla bu çalışma sürelerini bunları da hesap edersek çok daha üst seviyelere çıkartmamız mümkün buna rağmen esnaf ve sanatlar emekli olduğunda işte ben kendimi örnek vereyim en altta değil 4600 lira maaş alıyordum. Emekli maaşı alıyordum şimdi yeni gelen zamla tahmine diyorum 5.900-6 bin lira sınırında bir para alacağım ama bunun dışında başka kurumlarda kuruluşlarda emekli olanlar esnaflığın dışında bağların dışındakiler çok yüksek bize göre yüksek maaşlar alıyorlar efendim emekli olduklarında bir, emekli olduklarında toplu bir para alıyorlar. Bunun dışında biz ne toplu para alıyoruz nede emekli maaşında emekli olmuş 60 yaşında şu parayı alsın geçinsin diyecek kimseye muhtaç etmeden bir maaş alabiliyoruz. Şimdi bunları zaman zaman değerli başkanlarımız işte kurumlarımız kuruluşlarımız dile getiriyorlar başında medya da biz de her bulduğumuz platform da zatı alinizde böyle bir imkân sağladınız teşekkür ederiz. Nerdeyse pazar da limon sandığı bulsak onun üzerine çıkıp bu dertlerimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bu mana da arzu ettiğimiz noktalara henüz gelemedik. Biraz önce başkan bey ifade etti SSK’dan 7200 günde emekli olurken bizlere göre daha az çalışma saatinde BAĞ-KUR’dan 9000 iş günü. Bunu ben bir haksızlık olarak görüyorum. İşte Eyt konusunda yine şimdi şu an da yapılan emekli maaşlarına yapılan zam konusunda yine bunları yaşadık. Biz bunları tartıştığımız da demiyor ki yetkililer efendim bunlar çalıştıkları sürede primi fazla yatırıyorlar. Yani SSK’lı primini fazla yatırıyor devlet memuru primi fazla yatırıyor. Esasen bu gölge oyunu gibi primi yatırıyor-Muş gibi yapıyor. Gelmiş SSK’lı ne kamu çalışanı prim falan yatırmıyor aslında onların adına devletin yatırdığı primi ile yine Bağ kurlular olarak bizim ödediğimiz primler bizim ödediğimiz vergiler, bizim yaprağımız üretim, bizim yaprağımız ihracattan devlet aldığı paydan yatırıyor. Biz alnımızın terini silerek bugün 2900-3000 liraya filan çıktı BAĞ-KUR primi. Şimdi bu BAĞ-KUR primini her ay cebinden ödeyip eşinden dostundan borç alıp ödeyip yetmediğinde kredi çekip ödeyip, bakın Eyt çıktı şimdi esnaflarımızın birçoğu geliyor bize kredi müessesesi olduğumuz için de 300 bin lira-500 bin lira işte para yatırıp emekli olmaları gerekiyor. Ödeyememiş biriktirmiş adamcağız. Geçmişte son zaman da hükümetimizden Allah razı olsun değiştirdi bunu geçmiş dönemlerde bizler hatırlıyoruz, geçmişten beri esnaflık yapan arkadaşlarımız da bilirler BAĞ-KUR’a borcunuz olduğunda hastaneye de gidemiyordunuz. Yani böyle de sıkıntılı günleri geçirdik biz de o günleri gören insanlardanız. Bugün çok şükür o yok. Hiç değilse Sağlık noktasında hizmet alıyoruz. Biz bu anlamda özellikle sosyal güvenlik politikaları bakımından Türkiye de bir yeknesaklığın oluşmasını istiyoruz. Eğer devlet benim memur kardeşimin adına 10 bin lira yatırıyor da ona da emekli olduğunda daha fazla para veriyorsa tabi rakamları farazi söylüyorum. Benim 3 bin liramı 10 bin liraya denk tutması lazım. Bizim yatırdığımız primi 2 ile 3 ile 5 ile neyle çarpacaksa çarpsın şimdi bir memlekette yani sıkıntıdan hiçbir şey olmaz ama bünyeler adaletinde ki bozukluktan huzursuzluk doğuyor. Yani siz oturduğunuz da 40 yıl çalışmışsınız 45 yıl çalışmışsınız ama aldığınız para 3500 lira alanlar da vardı şimdi son düzenlemeyle onlarda 5500 liraya çıkartıldı. Bir tarafta bunu alan insanlar varken diğer tarafta 12 bin, 13 bin, 15 bin lira emekli maaş alan insanlar var. Bu insanların adalet duyguların da rencide de ediyor. Özellikle bunun altını çizmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yani sosyal güvenlik politikalarında başka şeyler de geliştirilebilir bununla ilgili çalışmalar düzenlemiyor ki bu da zannediyorum onlardan bir tanesi inşallah bu problemlerimiz dikkate alınarak bizleri çalıştırdıklarımızın sosyal güvenlik yaklaşımlarıyla ayrıca gerekirse bir şeyler söylemek isterim. Biz esnaf ve sanatların bu mana da sosyal güvenlik kurumları noktasında 2. Sınıf vatandaş gördüğünü düşünüyoruz. Bütün esnafın düşüncesi budur. Bunun düzeltilmesini aracılığınızla bütün yetkililerden bizde ulaştığımız tüm yetkililerden bu derdimizi anlatıyoruz, anlatılması lazım. Yani şu bir mazeret değil onlar yüksek prim yatırıyorlar siz az prim yatırıyorsunuz ben bir türlü bunu sorduğum insanlardan da kimseden bir cevabını doğru dürüst alamadım yani şimdi bir devlet memuruna niye bu kadar bordro düzenlenir. Fehmi Bey siz Ankaralısınız lütfen bu soruma bir cevap alırsanız ben memnun olurum. Şimdi çalıştırdığı bir adama dese ki kardeşim sana 10bin lira maaş alıyorsa hani netice de kesintiler kesiliyor eline bir para geçiyor nedir diyelim 12 bin lira. Sana 12 bin lira maaş vereceğim bizi daha uğraştırma. Bordro düzenle oradan kesinti yap buradan geri ilave yap bununla niye uğraşıyoruz ki biz. Bunu dediğinde bir kardeşimiz der mi ki yok ben vergi vermeden çalışamam kardeşim olur mu böyle şey. Biz niye milyonlarca memura işçiye bordro düzenliyoruz oradan 10 lira kesiyoruz buradan tekrar 5 lira ilave ediyoruz niye bununla uğraşıyoruz niye var. Devlet dese ki kardeşim senin maaşın 20 lira, senin maaşın 10 lira, senin maaşın 5 lira desin. Burada bilinmeyen bir şey yok ki devlet bir cebinden öbür cebine koyuyor ama bu arada esnaf ve sanatkâr az prim verdiği için dayak yiyen taraf da oluyor. Esnaf kendi kazandığı parayı veriyor, alnının terini silip veriyor borç bulup veriyor şu an da kredi kullanıp veriyor. Şimdi bu benim yıllardır sorduğum ama cevap bulamadığım bir sorudur. Yani bence devlet burada karada geçecek, bordroları düzenlemekle görevlendirdiği memur kardeşlerimizden de tasarruf etmiş olur. Herhalde bu kadar bordroyu düzenlemek için birde insanlara ihtiyaç var değil mi? Kamu da çalışan istihdam edilmesi gereken insanlar var bunun ne işi var bordro düzenliyor. Kaldırdım bordroyu kardeşim demek bilmiyorum yani ben çözemediğim bir muamma benim için birisi aydınlatırsa inşallah sizin bu konuda irtibatlarınız güçlü, önce bu soruya bir cevap bulmak lazım ki en azından bu tür mazeretler olmasın. Öte yandan biz ülkemiz de insanların özellikle bu hayat pahalılığı içerisin de aldıkları maaşları asla fazla görmüyoruz yani bugün 8,5 milyon lira asgari ücret yanımızda insanlar çalışıyor. 8,5 milyon lirayı öderken bize zor geliyor ama alan insan için de hakikaten geçinmesi zor bir para. Kira o kadar doğalgaz bu kadar elektrik şu kadar falan. Bizim burada arzu ettiğimiz şey şu, biz bu ülkenin eşit vatandaşlarıysak biz bu ülkeye hep beraber askerlik yapıyorsak cepheye gidiyorsak vatandaşlık vazifelerimizi ortaya getiriyorsak emekli olduğumuzda da eşit muamele görelim arzu ediyoruz. Eğer bu ülkenin zenginliği varsa ortak paylaşalım bu ülkenin sıkıntısı varsa ortak paylaşalım. Yani bir tarafta insanlar kendiişlerine sahip çıkıp bir bana göre fedakârlık örneği göstererek ben kendi işimi yapacağım çalışacağım kazanacağım bir şeyler üreteceğim memleketime bir katma değer getireceğim. Yanım da insanlar çalıştıracağım ve bu insanlara evlerine helalinden ekmek götürmesi için çalışacağım diye bir risk alan bir anlayış var bir tarafta, diğer tarafta geçmişte bir reklam vardı hatırlar mısınız bilmiyorum. Merve kömürcü atıyorsun yan gelip yatıyorsun diye bir reklam var şimdi kamuya giriyorsun eyvallah seni işten de çıkartamıyorlar efendime söyleyeyim müdüre söylersen seni idare ediyor diyelim ki bugün 1 saat geç geleceğim diyorsun, şimdi bu çalışan üreten ortaya bir şeyler koymak gayretinde olan insanların gayretten düşülüyor. Şimdi bugün bakın esnaf ve sanatkârın çocuğu babasının işini yapmak istemiyor. Oysa bir birikim var oyda babadan gelen bir çalışma var bir alt yapı var yani bizim sıfırdan kurduğumuz bir düzene bugün evlatlarımız kurulmuş düzeni devam ettirmek istemiyor. Niye gördükleri bu çalışma hayatında ki adaletsizlikten eşitsizlikten dolayı. Şimdi kamuda ki çalışan cumartesi pazar tatil yılda şu kadar tatil, efendim ben 2023’de ne kadar bilmiyorum. Senenin 3’te biri tatil olduğu zaman öteki adam diyor ki ya babama bakıyorum sabah namazı kalkıyor işe gidiyor akşama kadar çalışıyor. Ölüyor diriliyor daha ömründe bir anamı alıp bir tatile gitmedi, öteki adama bakıyorum karı koca memur, yıllarca tatiline gidiyor keyfine bakıyor efendime söyleyeyim ben niye babamın işini yapayım. Bir yerden bir şey ayarlayım gireyim bir kamu kurumuna, gireyim bir maaş ben alırım 10-15 lira, eşim alır 10-15 lira paşa gibi yaşarım diyor. Ama bu bizi nereye götürüyor biliyor musunuz Fehmi Bey? Bu esasen bir toplumsal kayış, yani esnaf ve sanatkârın özellikle yatırımcının sanayicinin olmadığı bir yerde hepimiz memur olursak eve ekmeği kim getirecek. Hepimiz kamuda çalışalım dersek eve ekmeği kim getirecek. Şimdi şu tür eleştirilerde duyuyoruz. Pahalı satıyor bilmem kazıkçı, şimdi ben o tür diyen arkadaşlarımıza da burada çok, bir çağrı da bulunuyorum yani bizim şu saatten sonra memur olmamız mümkün değil. Her isteyen memur olamıyor bu memlekette, her isteyen işe giremiyor ama her isteyen esnaf olabiliyor yani bu işi eğer böyle çağrılı güzel görüyorlarsa bu gören arkadaşlarımızın bir dilekçeye bakıyor. Her an bir dilekçe yazacak yarından itibaren istifade ediyorum pazara tezgâhımı açıyorum dediğinde önünde bir engel var mı kimsenin? Yok, dolayısıyla bazen böyle yaşadığımız haksızlıklara ilave bir de bu tür haksız eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Dolayısıyla Fehmi Bey şair diyormuş bir dokun bin ahh işit, yani siz konu başlığını sınırlamazsanız şuradaki başkanlarımın her birisi saatlerce derdimi anlatabilir diye düşünüyorum. Sormanız, konuşmamız gereken bir şey varsa sorarsınız.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Teşekkür ederim Ahmet Hamdi Bey, şimdi ilk turda şimdi Türkiye de çok önemli bir faaliyet gören seyyar pazarcılar mevcutlar federasyonu, pazarcılar genel federasyonu başkanı Ali Karaca Bey de katıldı. Genel başkanım hoş geldiniz sefa getirdiniz.

TÜRKİYE SEBZECİLER MEYVECİLER VE SEYYAR PAZARCILAR FEDERASYONU GENEL BAŞKANI ALİ KARACA: Sağ olun teşekkür ettim Fehmi Bey, canlı yayına katılan ürün başkanlarıma selamlarımı sunuyorum.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Şimdi muhterem başkanım Diyarbakır Esnaf Sanatkârlar Başkanı Alican Bey, Tokat Esnaf Sanatkârlar Kredi Kooperatifi Başkanı Ahmet Hamdi Aydoğan Bey konuşma yaptı ilk turda şimdi zatı alinize tekrar söylüyorum. Son günlere 2022’nin zamanında Eyt’ler ile ilgili sosyal güvenlik kurumu ile ilgili inanılmaz bir tartışma yaşandı. Çalışanlar erken emeklilik tartışması ama Alican Bey’de belirtti. TESK Yönetim Kurulu olarak bu konu da bir çalışma yaptıklarını, çalışma bakanlığına ilettiklerini söyledi. Bizim de bu çorba da tuzumuz olması bakımından zatı aliniz bu konuda be düşünüyor sosyal güvenlik içinde mi esnaf ve sanatkârların sorunları konusunda düşünceleriniz örnekleriniz nelerdir. İnşallah ikinci turda bu konudaki önerilerinizi de almak isterim buyurun satın başkanım.

TÜRKİYE SEBZECİLER MEYVECİLER VE SEYYAR PAZARCILAR FEDERASYONU GENEL BAŞKANI ALİ KARACA: Özellikle şunu belirtmek isterim. Tabi ki bu Eyt de yaşa takılanlar için hazırlanan çalışma sosyal güvenlik bakanlığımız tarafından verilen müjde nezdinde birçok esnaf sanatkârımız beklentilerin cevabını almış olduk. Fakat burada açıklama da şu eksiklik var. Herkes şunu bekliyor acaba borçlanmalarımızda ki gecikmeler, gecikmelerdeki faizler silinecek mi bunlara kolaylıklar tanınacak mı? Maddi imkânı olmayan esnaf sanatkârımız kredi imkânlarıyla borçlarını ödeme kolaylığı sağlanacak mı ve bu borçlarını ödemekte zorlanan esnaf sanatkârımıza Halk bankası ve devletimizin devlet bankaları tarafından krediler yaratılarak bu insanların emekli olmalarında kolaylıklar sağlanacak mı? Birde şu var biliyorsunuz Fehmi Bey bizim yanımız da çalışanlar 7 bin iş gününde emekli oluyor biz BAĞ-KUR esnafı olarak esnaf sanatkârı işvereniz 9 bin iş günün de emekli oluyoruz. Arada 2 bin iş günü var. Yani bizim biz işveren olarak bizim yanımızda çalışandan daha sonra daha çok çalışıyoruz daha geç emekli oluyoruz

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Daha az para mı alıyorsunuz bir de?

TÜRKİYE SEBZECİLER MEYVECİLER VE SEYYAR PAZARCILAR FEDERASYONU GENEL BAŞKANI ALİ KARACA: Tabi az parayı da biz almıyoruz en çok yıpranma payı da biz esnaf sanatkârda. Bakin ben şu an pazar yeri kenarındayım. Hemen pazar yerimizin içinde bulunan odamız da size bağlanarak burada konuşuyoruz şimdi pazarcı esnafı gecenin 3’ü 4’ü kalkmış. Akşam 10-11’e kadar pazar yerinde biliyorsunuz hizmet sektörü geçiyor bizim ki. Bedenen çalışarak evine ekmek götürmeye çalışan esnaf sanatkârımız inanın hem BAĞ-KUR primini yüksek yatırıyor hem 9 bin iş günü çalışıyor, yanında çalışan 7 bin iş günü emekli olduğunda onlar bizden çok maaş alıyor biz onlardan az maaş alıyoruz. Onlardan daha çok yıpranma payımız var ama aynı eş değer görmüyorum. Bakın Avrupa da bu nasıl bir şey, Avrupa da SGK çatısı altında bütün esnaf sanatkârlar hepsi bir çatı altında hepsi aynı bir iş günüyle emekli oluyor. Ama Türkiye’de maalesef bu farklı yani biz BAĞ-KUR esnafı işveren 9 bin yanımız da çalışan 7 bin öncelikle bunu bir tekrar bir düzenleme getirilip hepsinin aynı çatı altında aynı iş günü adı altında emekli olup aynı standartlarda maaş alması gerekiyor yani bu maaşlarda adaletli bir düzenin getirilmesi gerekiyor. Bunun muhakkak düzelmesi gerekiyor Fehmi Bey ve bizlerde biliyorsunuz ahilik kültürünü geçmişten bugüne kadar yaşatan ve yaşatmaya da devam edecek kişileriz. Bizler biliyorsunuz devletimizin olmazsa olmaz kişileriyiz. Esnaf sanatkâr bu ülkenin temel taşıdır temel direğidir olmazsa olmazıdır. Bugün esnaf sanatkârımızın büyük alışveriş merkezler karşısında düşük sermayelerle dengeyi sağlayarak perakende sektöründe olsun, işte biz pazarcılar özellikle, büyük market zincirlerine karşı perakende sektöründe vatandaşımıza daha ucuz daha kalite satmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bunu biliyorsunuz sosyal medyada olsun ulusal başında olsun takip ediyorsunuzdur işte marketler de ki fiyatların yarı fiyatına pazar yerinde sebze meyve fiyatları ki düşük sermaye de bu esnafımızın bu mücadeleyi verirken yıllarca BAĞ-KUR primini yatırırken adil bir şekilde emekli düzeninde yeni bir çalışma getirmesi gerekiyor. Yani benim yanımda çalışan 7 bin iş gününde emekli olacak ben işverenim emekli olan biz BAĞ-KUR esnafı da 9 bin iş gününde emekli olacağız onlardan daha az maaş alacağız. Bunların muhakkak düzeltilmesi gerekiyor Fehmi Bey gerçekten şu an af geldi Allah razı olsun başta Sayın Cumhurbaşkanımızdan, hükümetimizden, devletimizin bütün makamlarını temsil edenlerden fakat ne derece yeterli dersen bence değil. Niye? Bu kadar yüklü borcu ödeyerek emekli olacak esnaf sanatkâr yüzde 30, yüzde 70’i zor emekli olur.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Yani prim affından bahsetmiyoruz değil mi af deyince?

TÜRKİYE SEBZECİLER MEYVECİLER VE SEYYAR PAZARCILAR FEDERASYONU GENEL BAŞKANI ALİ KARACA: Hayır hayır sadece emekli yaşa takılanlara gelinen müjdeye biz af diyoruz kendi kanaatimizce aslında yani örnek veriyorum. 7 yıl önce emekli olup yaşa takılanı, biliyorsunuz bu emekli de yaşa takılanlar için onlara da müjde verilse dahi ama 7 sene 5 sene 6 sene gibi bir zamanı bekleyip erkenden yakalamış olduğu emekli haklarını, malum olan arkadaşlarımı bu emekli yaşta takılan yeni çıkan bu yasadan yararlandılar. Her ne kadar müjde de olsa onlarında 5 sene 6 sene gibi mağduriyetleri oldu. Çünkü 5 sene 6 sene önce emekli olması gerekiyorlardı, maalesef yaşa takıldıklarından dolayı olmadı. Bende bunlardan biriyim. Ben 2017’de emekli olacaktım yaşa takıldım. Aralığın 12 sin de emekli oldum yani 6 sene beklemek zorunda kaldım. Ben istiyorum şöyle bir şey inşallah buna bir açıklama getirecekler şimdi ilk etapta 2 gün bir süre verdiler askerliklerini saymaları için yılın son günüydü. Aralığın son günüydü Cuma, hatta cumartesi de bir gün daha uzatma getirdiler. 2 gün içinde askerlilerini satın alırlarsa 37 bin lira yatıracaklardı. Eğer yeni yola sarktıysa bunun 3 katını yatıracaklardı birçoğu da yaptıramadı yeni yıla sarktı yani askerliklerini satın alacak arkadaşlar son 2 gün bir süre verdiler. 37 bin lira ile bu işi halledeceklerdi fakat birçok insan o kalabalıktan o izdihamdan yararlanamadığı için yeni yıla sarktığı için 120 bin civarına yakın bir ücretle askerlik satın alma zorunluluğu oldu. Borcun tamamını bence 500 milyar 600 milyar 700 milyar gibi rakamlara tekabül ediyor. Bunu bugünkü zor şartlarda esnafın bunu ödeyip de emekli olma şansı çok zor. Bir an önce burada gecikmelerden faizlerin silinmesi gerekiyor. Kolaylık tanınması gerekiyor, esnaf sanatkârların bu emekten yararlanmaları için düşük faizli kredilerin sağlanması gerekiyor.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Şimdi Alican Bey Diyarbakır da esnaf sanatkârları birliği başkanı, değerli başkanım 2 federasyon başkanım birde kooperatif başkanımı dinlediniz. Sizin yaptığınız bir çalışma var şimdi bu 2. Turda da şöyle yapalım. Sorunları aşağı yukarı satır başlarını zatı alinizde diğer esnaf başkanlarımızda belirtti şimdi çözüm yollarına ilişkin bir harita, yol haritası çıkarırsak Ali can ben ne önermemiz lazım neyi söylememiz lazım birde soruyu ne şekilde söylersek isabetli olur? Türk silahlı kuvvetlerinin güvenlik güçlerimizin terörle mücadelesinde geçen bir hocamız şöyle dua etti, Allah isabet gücü versin diye hani bizde bir öneri getiriyoruz ama zamanlaması üslubumuz, öneri şeklimiz bizim sorunumuzu çözülme noktasında çok etken oluyor söz sizin değerli başkanım buyurun.

DİYARBAKIR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODALARI BİRLİĞİ BAŞKANI ALİCAN EBEDİNOĞLU: Fehmi ey tabi ki ben aslında çözüm önerilerine geçmeden önce asgari ücrete değinmek istiyorum. Biliyorsunuz asgari ücretin 8.500’e çıkması bir işverene verilirken maliyet SGK, vergi, servis ve yemek bedeli ile birlikte 13 bine tekabül ediyor maliyet, burada gerçekten çifte bir standart var, neden çiftedir standart var ben bölge geneli olarak konuşmak istiyorum. Örneğin 6. Bölgede 5. Bölgede 4. Bölgede yatırım yapan bir üretici bir fabrika sahibi sermaye sahibi verginin 10 yıl yüzde elli desteğinden faydalanıyor.  SGK’nın yüzde 50, on yıllık desteğinden faydalanıyor. Oysa biraz önce ben birinci konuşmamda ben ifade etmiştim burada Diyarbakır genelinde sanayinin tümünde çalışan istihdam sayısı 15 bin iken esnaf sanatkârın yanında çalışan 80 ile 100 bin. Burada siz asgari ücreti arttırırken hem ciddi anlamda işten çıkartmalarla karşı karşıya kalacağız. Bu önümüzde ki süreçte eğer bir destek verilmezse esnaf ve sanatlara, çünkü kafe kafeteryada 6-12 kişi istihdam ediliyor. Bir lokanta da belki 20 kişi 30 kişi bizim bir ciğercimizde 50-60 kişi çalışıyor. Bunların tümünün SGK’sını düşündüğün zaman bu artışların tümünü yansıtmak zorundasınız. Onun için esnaf ve sanatkâr ayakta kalabilmesi için mutlak suretle yeni desteklerin paketlerin açılması gerekiyor. Aksi takdirde biz Eyt’den bahsettik Eyt bakin ciddi anlam da kalifiyeli eleman sıkıntısı yaşayacak İşletmelerimiz neden çünkü erken yaşta emekli olan birçok usta kalfa birçok kendini geliştirmiş yetiştirmiş insan artık emekli olup bu işi bırakacak. Bununla ilgili bir tedbir almadan bu yasayı çıkartmakta ne kadar doğru bunu da aslında tartışmak gerekiyor. Burada siz alt yapısını hazırlamadan hem asgari ücreti arttırıyorsunuz hem Eyt’yi çıkartıyorsunuz bu tamamen esnaf ve sanatlara gerçekten ciddi anlamda darbeler vuracaktır. Tedbir alınmazsa Gerçekten sosyal sıkıntılarla biz karşı karşıya kalacağız. En büyük lokomotif esnaf ve sanatkârdır, istihdam alanında. Yani ondan dolayı burada biz bunu her alanda dile getirmeye çalışıyoruz ilgili bakanlıklarımızla görüştük ticari bakanımızla ben geçen gün görüştüm. Kendisine de ifade ettim mutlak suretle asgari ücretle ilgili Esnaf ve sanatlara bir desteğin verilmesi lazım. Çünkü pandemi sürecinde zaten esnaf ve sanatkâr BAĞ-KUR primini %40 esnaf ve sanatkâr yatıramadı Fehmi Bey. Bunların tümü şu an borçlu durumda, o borcu kapatmamışken şu anda aylık 3 bin başkanımız ifade etti Ahmet başkanım 3 bin üzerinde artık BAĞ-KUR primini ödemek zorunda esnaf yani burada seyyar satıcı Ali başkan daha iyi bilir. Mutlaka yanında 1 veya 2 kişi çalıştırıyor bu seyyar satıcı. Bunların primini, BAĞ-KUR primini düşündüğün zaman nerden tezgâhtan kazanmaya çalıyor bedeni ile kazanmaya çalışıyor. Dediğim gibi sosyal devletin sorumluluğunu biz üstlenmişiz esnaf ve sanatkâr üstlenmiş. Bizler yapıyoruz bu devletin yapması gerekeni ama yeterli desteği almadığımız da ben altını çizerek ifade etmek istiyorum.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Başkanım burada bir destek esnaf ve sanatkâra destek dediğiniz zaman bu konuyu açabilir misiniz? Bu düşük vadeli kredi mi, değerli kooperatif başkanımız da bu destek hibe desteği mi? Çünkü yarın bir gün verdikten sonra hükümet muhtemelen bir üretim istihdam seferberliğe yapacak her esnaf yanına yeni bir kişi istihdam etsin diyecek. Zatıâlinizin sözlerine bakarsak işten çıkarmalar gibi çünkü artan maliyet konusunda esnaf sanatkârın işletmeyi yaşatması lazım. Böyle de bir durumla karşı karşıya.

DİYARBAKIR ESNAF VE SANATKÂRLAR ODALARI BİRLİĞİ BAŞKANI ALİCAN EBEDİNOĞLU: Örneğin ben diyorum ki fabrika sahibine %50 prim desteği veriyorsa devlet vergiden muaf tutuyorsa, esnaf sanatlarda yanında eğer bir kişiden fazla kişi çalıştırıyorsa bu da bu destekten faydalansın. Bu süreç içerisinde en azından bu gerçekten şu anda birçok zor bir süreçten geçiyoruz ekonomik olarak bu dalgalanma nereye kadar gidecek önümüzü göremiyoruz. İnsanlar aldığını yerine koyamıyor. Raftan sattığını 2.gün yerine koyamıyoruz aynı fiyatla. Bundan dolayı destek derken biz hibe para istemiyoruz. Elektrik desteği olur, doğalgaz kira desteği olur veya kooperatif başkanı daha iyi bilir yani kooperatifler üzerinden en az bir yıllık, bir yıl ödemesiz 5 yıllık bir faizsiz bir ödeme yapılabilir bir sefere mahsus kredi olarak. Bu tür destekler açılmazsa inanın bizim bu sene Diyarbakır’da 1392 tane işletmemiz iş yerini kapatmak zorunda kaldın. Bunların %60’ı hizmet sektöründen ve en büyük zammı hizmet sektörü karşılıyor yani buradan hiçbir tarihte ben bu kadar sayıyla karşılaşmamıştım en fazla 700-800 kişi yıllık kapanmasını veriyordu işletmesini değiştiriyordu ama bu sene 1400 neredeyse ikiye katlandı. Bu tablo bizi kaygılandırıyor. Burada gerçekten tavana inmeden bu tür yasalar veya çalışmalar yapıldığı zaman evet Ali başkan da ifade etti. Çok teşekkür ediyoruz önemli bir adım atıldı ancak bunları atarken de biz tedbirimizi almak zorundayız. Devlet olarak esnaf ve sanatlar olarak yani tavana inmelisiniz piyasaya çıkarttığınız zaman sahaya inmelisiniz gelin Diyarbakır’a gidin Tokat’a gidin Samsun’a gidin Edirne’ye gidin Hakkâri’ye bu illeri yerinde inceleyin ne olacak eğer bu yasa çıkarsa destek verilmezse. Böyle bir döküm çalışmasının aslında yapılması gerekiyor, Ticaret bakanlığımız tarağımdan yani mutlaka esnafın sağlamış olduğu kayıtlı kayıtsız istihdama baktığınız zaman bu gerçekten ne kadar büyük bir tablo ve kaygı içerisinde olmamızın sebeplerinden bir tanesinin olduğunu ifade edebilirim.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Değerli başkanım evet Ahmet Hamdi Bey, zatıâliniz 2 başkanımızı da dinledik. Şimdi bu belirlenen veya önerdiğiniz sorunlarla ilgili çözüm önerisi Alican başkanım çeşitli öneriler de bulundu. Tabi ki kredi işi gelince iş sizin gibi kooperatif başkanlarına geliyor. Mevcut kooperatif var hani bankalardan şöyle bir şey alamadık resmi bir rakam. Türkiye’den aldığı krediyi ödeme konusunda en hassas olan kesim esnaf ve sanatlar kesim yani bizim batı kredi dediğimiz sözü esnaf ve sanatkâr camiasında yaşamıyoruz ama son ekonomik koşullar pandemi ondan sonra artan fiyat dolar döviz kuru karşısında esnaf sanatların da bu kredi ödemeleri konusun da sıkıntısı var ki BAĞ-KUR primleri şimdi SSK primleri emekliliği geçtim bunları ödemekte bile zorlanan bir esnaf kesim var ne buyurursunuz efendim, buyurun.

TOKAT ESNAF VE SANATKÂRLAR KREDİ VE KEFALET KOOPERATİFİ BAŞKANI AHMET HAMDİ AYDOĞAN: Evet teşekkür ediyorum değerli başkanlarımızı dinledik istifade ettik sağ olsunlar. Elbette hitap edilen kitle aynı olunca dertler aynı benzer işte çok küçük farklılıklarda Tokat’ta ne ise Diyarbakır da o, Diyarbakır da ne ise Ankara da o, Edirne de ne ise Hakkâri de o. Şimdi başkanlarımız güzel konulara değindi, sizde sorduğunuz sorudan alarak devam edelim. Hakikaten de Türkiye de esnaf ve sanatkâra verilen kredi özellikle kesimlerimize kooperatiflerimizin vasıtasıyla verilen kredi oluşturulan sistemle birlikte üzerinde ciddiyetle durulmasıyla birlikte esnaf ve sanatkârımızın borcu ile alakalı ciddi sağlam insanlar olduğunu değerlendirerek söylersek hakikaten bizim kefalet kooperatifleri aracılığıyla verilen krediler de batık kredi bankaya yük olan kredi yok. Elbette bu bizim iftihar meselemiz bunu çeşitli meselelerle bakanlarımız bankamızın yetkilileri bizim merkez birliğimiz de dile getiriyor ifade ediyor. Hatta bizim merkez birliğimizin de üye olduğu Avrupa birliğindeki esnaf ve sanatkârları bir araya getiren çatı kuruluş ICM’in de üyesi bizim merkez birliğimiz orada da bize intikal eden, nakledilen şeylerde bizdeki kadar sağlam bir kredi sisteminin olmadığını hatta zaman zaman sıkıntılı dönemlerde hepimiz biliriz başkanlarımı da bilir. Bir ilimizde bir afet olur sel olur yangın olur deprem olur o bölge de ki esnaf ve sanatların kredileri ertelenir faizleri silinir. Biz yeknesak olarak merkez birliğimiz öncülüğünde devletimizin açtığı bütün kampanyalarda esnaf ve sanatlarımızın her birinin hiç değilse bir somun ekmeği olsun mantığıyla kooperatiflerimiz bu kampanyalara katılır omuzlar yükü. Esnaf ve sanatlar esasen ahilikten gelen o genetik kalıtımsal yapısıyla devlete her zaman devletin yükünü almış. Sosyal sorumluluk projeleri içerisinde her zaman en önde yer almış seve seve koşmuş insanına hatta öyle ki kılıcı almış savaşa gitmiş, savaş bitmiş tezgâhının başına geçmiş yine bir şeyler üretip devletine milletine katkı da bulunmuş bir kitlenin bizlerde âcizane devamı niteliğinde götürmeye çalışan insanlarız. Elbette kredilerle alakalı bir çeşit tedbirler yapılabiliyor. Devletimiz Halk Bankası aracılığıyla bir para tahsis ediyor bu tahsisatı da bizde esnaf ve sanatkârımıza sonuna kadar ulaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Tekrardan da halk bankamızı hiç yormadan dağıttığımız kredileri topluyoruz bankaya da tekrar veriyoruz hatta bu mana da esnaf ve sanatkârının aksatan olursa işi ters gidip ödeyemeyen olurda bunu da kooperatifimiz hiç kimseye ne bankaya ne kimseyi yormadan aynı gününde ödüyor. Esnaf ve sanatkârından da çeşitli zamanlara vadelere yarayarak sıkmadan onu zora sokmadan tahsilatını gerçekleştiriyor. Bu manada bir kere esnaf kefalet kooperatifçiliği kuranlara bugün idare edenlere bugün götürenlere başımızdakilere teşekkür ediyoruz. Ciddi bir yapı, güzel bir yapı, esnaf ve sanatkâra hakikaten kamunun verdiği en somut katkının desteğin adresi konumunda esnaf sanatkâr kooperatifleri, krediler elbette verilmesi lazım özellikle günümüzde başkanlarım da bahsetti emekli olmak için yaptıkları borçlanmayı ödeyebilmek için esnaf ve sanatkârımız bu krediye ciddi mana da ihtiyaç duyuyor. Geçmişte şöyle bir şey uygulanmıştı. Ben bugün gerek kooperatiflerimiz aracılığıyla gerekse devletimiz direk bankalar aracılığıyla esnaf ve sanatkârın emekli olanlarına, alacakları emekli maaş belirli bir bölümü ile ödeyecekleri şekilde bir kredi paketi hazırlarlarsa esnaf ve sanatkârımız hem emekli olur, almış olduğu emekli maaşı ile de otomatik olarak borcu kesilir bu parayı öderler. Hakikaten içlerinde ödeyebilecek, bizim vereceğimiz kredileri bizim verdiğimiz faiz bizim verdiğimiz vadelerle ödeyebilecek arkadaşlarımız var. Ama bu vadelerle bugünkü durumunu ödeyemeyecek arkadaşlarımızda var onun için bu emekli olanlara daha önce kamu bankaları vasıtasıyla verilen kredilerden bugün tekrar sadece esnaf ve sanatkârda bu birikmiş prim borcunu ödeyebilmeleri için alacakları maaştan tahsil edilebilirse bundan esnaf ve sanatkârımız faydalanmış olacaktır. Zaten uzunca dönemdir bugün emekliliği gelmiş insanlar da buna cidden ihtiyacımızdan insanlardır. Hem devletimizin güzel bir hizmeti olmuş olur hem de esnaf ve sanatkârımız böylece emekli aylığına emekli maaşına kavuşmuş olur. Huzurlu mutlu yaşamış olur tabi bunun dışında esnaf ve sanatkârımızın, biz şu durum da olmak istemiyoruz Fehmi Bey sürekli devlet versin biz yiyelim devlet bize onu versin bunu versin üstüne şunu da versin üstüne düşüklü tencere ile ütü versin diyen pozisyonunda olmak istemiyoruz. Bizi de hatırlayın peygamber efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde Ensar’la muhaciri bir araya getirdiğinde orda Ensar her birine gel evimde kal işte şunların var birazını sana veriyor. Ensar muhabir kardeşliği içerisinde böyle bir ilişki gerçekleştiğinde orda in muhabirlerden yani Mekke’den gelenlerden bir sahabe diyor ki ben tüccarım ben esnafım sizden hiçbir şey istemiyorum siz bana pazar yerini gösterin ben işimi hallederim diyor. Bizim esnaf ve sanatkârımız esasen eline yani birtakım prangalar vurulmazsa kendi işini yapan kendi yükünü taşıyan devletine hiçbir zaman yük olmamış yük almış bir kitle. Biz yine yük almaya devam eseriz hatta öyle devam ederiz ki bugün ülkemizin en büyük dertlerinden sıkıntılarından birisi olan istihdamın önüne biz geçeriz bugün esnaf ve sanatkârımızın her birini sadece birer insan daha çalıştırmasını sağlayabilsek temin etsek bu bir anda 2-3 milyon istihdam demektir. Biz bugün sanayicinin ihracatçının fabrikatörlerin adeta fidanlı mesafesinde olan küçük esnaf ve sanatkârı bizim içimizde o lige bir kişiyi daha iki kişiyi daha atlatabilsek on binlerce insana istihdam kapısı demektir, 10 milyarlarca dolar ihracat demektir. Biz esasen esnaf ve sanatkârımızı dünya piyasalarıyla tanıştırma noktasında da bir şeyler yapmalıyız. Esasen esnaf ve sanatkârımızı sadece ekonomik desteğin dışarısında bilgi birikim efendim dijitalleşme dünyada ki yeni ticari trendlere intibak etme onlarla denk olma noktasında da politikalar geliştirmeliyiz. Devletimizin de desteğiyle bizim sivil toplum örgütlerimizin de destekleriyle öncülüğünde esnaf ve sanatkârlarımızı burada ürettiğini dünyaya satacak hale getirmeliyiz, teknoloji üretir hale getirmeliyiz. Yani biz geçmişte topları döken Fatih Sultan Mehmet hanın torunları olarak bugün eğer dünyada savunma sanayinde bugünlerde çok şükür güzel gelişmeler oluyor, duyuyoruz. Ama hala dünya savunma sanayinde ki varlığımız efendim bizim dünya nüfusundaki varlığımıza denk değil ise daha altındaysa bizim daha çok çalışacak meşede kat edecek önümüzde yol var demektir. Bu anlamda bu arada yönlendirilmemiz gerekiyor. Biz bir başka şey şu, ben belki daha öncekinde de dile getirmiş olabilirim daha önceki yaptığımız toplantı da şimdi devlet bazen hesap mı yapılamıyor biz mi hesap yapamıyoruz. Mesela Türkiye de 200 küsur tane üniversitenin varlığından bahsediliyor. 210 tane filan. Değerli Fehmi Bey sevgili başkanlarım yani bizim çoluğumuz çocuğumuz biraz önce dedi ki kendi işimizi yaptıktan uzaklaşıyorlar kaçınıyorlar. Biraz da bunun önünü bizde açıyoruz kamu olarak nasıl şimdi esasen yani bu ülkede herkesin üniversite mezunu olması mecburi değil. Oluyorken üniversite mezunu yaptığımız gençleri maalesef istihdam edemiyoruz. Bu istihdamın önünde şöyle psikolojik engellerde var. Ne var, yani siz Anadolu’nun ücra bir beldesinde ilçesinde gitmiş üniversite bitirmiş bir çocuk İstanbul’da belirli üniversiteler bitirmiş bir çocukla yarışması mümkün değil. Özel sektör veya kamu bir insan istihdam edeceği zaman bu üstteki üniversitelerin yani eğitimi daha yüksek olana daha yüksek puanlı çocukların itibar ettiği üniversitelerin çocukları buralarda işi doldurduğu için geriye kalan çocuklar maalesef kafelerde ömür çürütüyor. Biz biraz önce yabancı kişilerden bahsettiniz belki daha ilerde daha geniş detaylı konuşulması mümkün olacak biz esnaf ve sanatkârın birçoğu işte göçmenlerden işçi aramak zorunda kalırken kendi çocuklarımız kafelerde ömür çürütüyor. Çünkü kendisini üniversite mezunu sayıyor. Kendisini üniversite mezunu sayan çocuk garsonluk yapmıyor tamirhanede çalışmıyor pazardan çıkıp başkanım gibi tezgâhın başına geçip bağırmıyor. Dolayısıyla bunlar da bizim ekonominin dışında almamız gereken tedbirler yani biz eğer üniversiteye hakikaten gidip hakikaten okuyup o mana da istihdamı olan çocukları üniversiteye gönderip de geriye kalanlarını ortaokuldan sonra liseden sonra iş alanlarına yönlendirebilirsek biz bu çocuklara bir şeyler ürettirip bir şeyler satmamız lazım ki bu ev geçinsin. Aksi takdirde biraz önce de söyledim hepimiz kamu da iş ararsak hepimiz birilerinin yanında çalışmaya hedefleri kilitlenip de o yönde yürürsek bize üretecek İhracat yapacak kimse kalmaz dolayısıyla biz bunların sıkıntısını yaşarız. Ben bunu söylüyorum yani bize devletimizin idare edenlerimizin yönetimlerimizin yönetenlerimizin sadece ekonomik desteğin dışında bu anlamda moral desteği de fiziki destek de vermesi lazım. Şimdi biraz önce bu krediler hibe mi olsun veya işte faizsiz mi olsun düşük faizli mi olsun dediniz şimdi Fehmi Bey kamu da bir kişinin istihdam maliyeti kaç lira biliyor muyuz? Bugün hizmet sektöründe en az yatırımla bir kişinin istihdamı için kamunun 800 milyon lira civarında bir yatırım yapması gerekiyor. Yani devlet 800 milyon lira yatırım yaparsa hizmet sektöründe bu sanayinde belki 1 milyar, diğer sektörlerde tarımda biraz daha yüksek biraz daha alçak ama ortalama bugün bir kişinin istihdamının maliyeti istihdam edilebilmesi için yapılacak yatırımın maliyeti ortalama 800-900 milyon lira. Şimdi bir delikanlı çıkıyor da Anadolu da diyorsa ki ben eyvallah etmiyorum kendim çalışacağım, dükkânımı açacağım, bunu yapacağım diyorsa bir defa devlet eğer adaletle davranması gerekiyorsa vatandaşlarına yani şimdi kamu da istihdam ettiği işin 1 milyonluk yatırım yapan devletin ben kendimi de istihdam edeceğim diyen adama da bir milyon lira bir kere hibe vermesi lazım. Adil bir babayı düşünün, iki evladı var. Birisi diyor ki baba ben senin işini devam ettireceğim gel oğlum milyarlık dükkân, öbürü de diyor ki baba kendi işimi yapacağım dediğimde bu babanın bu dükkânda bu çocuğuna düşen hakka da al oğlum şu parayı da sen de kendi işini yap demesi gerekmez mi? Mevzuya biraz böyle bakmak gerektiği kanaatindeyim. Bu şekilde eğer bakabilirsek biz hakikaten çalışan üreten insanlarız. Bizim milletimiz bu manada da çok hakikaten çaplı, becerikli insanlar. Yani ellerinde birer boş çanta ile dünya piyasalarında gezen insanlarımız var yetişmiş insanlarımız var biz maalesef bu un var, şeker var, yağ var ama bazen helvayı biraz arzu ettiğimiz kıvam da yapamıyoruz. Bu manada inşallah bu dediğimiz alanda şu anda hemşerimiz de olan sayın milli eğitim bakanımız sağ olsun yeni bir girişim başlattı. Bu okullardaki mesleki eğitimle alakalı Mesem ile alakalı güzel gelişmeler oluyor. İnşallah bu yolda ilerlersek bu yolda yürürsek bir yerlere varacağımızı düşünüyorum. Teşekkür ediyorum saygılar sunuyorum.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: Çok teşekkür ederim Ahmet Hamdi Aydoğan başkanım. Evet, Ali Karaca başkanım iki başkanımı dinledik. Biraz daha önerileriniz anlamında zatıâliniz sayısal bakımında Türkiye’nin her yerinde ve etkin hayatın içinde biz her tezgâh sahibini sosyal güvenlik kapsamımda görebilir miyiz? Bunların ne kadarı Bağ-Kur’lu ne kadar SGK eski deyimle SSK’lıdır? Bunun size bir maliyet hesabı yapıldığı zamana ağır faturaları karşısında neler önerirsiniz buyurun.

TÜRKİYE SEBZECİLER MEYVECİLER VE SEYYAR PAZARCILAR FEDERASYONU GENEL BAŞKANI ALİ KARACA: Özellikle şunu belirtmek isterim. Ahmet Hamdi Aydoğan başkanımızın da belirttiği gibi öncelikle gerçekten ileri de ahilik kültürünün çok zorda kalınacağını şimdiden söyleyebilirim bizim gibi yaş grubu 40’ın üzerinde olan esnaf sanatkârlarımız bu emekli olduğunda bu işleri bırakmak zorunda kaldıklarında geriden bizim mesleklerimizi takip edecek yeni bir nesil bulamıyoruz. Yani yetiştiremiyoruz gelmiyor. Bizim özellikle Ahmet başkanın da belirttiği gibi tabi ki çocuklarımız okudun hepsi en güzel okullarımızda okusun. Okulu bitirmek okumak üniversite bitirmek kadar güzel bir şey yok. Fakat her şey okumak üniversiteleri bitirmekle olmuyor. Sonuçta öğretmen sayısı ve polis sayısı ve devletin kurumlarında ki personel sayısı belli, belli bir miktar emekli olduktan sonra yerine belli bir miktar personel alınıyor. Birçok üniversiteli gençler üniversite bitirdikten sonra işsiz bir şekilde evlerinde atama bekliyorlar yâda ben okudum zihniyetiyle sadece o işe odaklanmaları bana göre doğru değil. Ben kendimden pay biçeyim. 2 tane oğlum ikisi de okudu. Fakat baba mesleği olan pazarcılığı devam ettiriyor. Gönlüm ister ki Türkiye’de tornacısından tutun mobilyacısından tutun oto sanatkârından tutun meslekleri geriden getirecek yeni nesiller için bizim bu meslek okullarımızın çoğalması lazım. Yani üniversitelerde olsun birde gençlerimizi meslek sahibi etmemiz lazım. Her ne kadar öğretmendi, polisti, doktoru veya hâkim savcı üniversitelerinde yani okuyorsa veya tıp da okuyorsa yâda işte adalette okuyorsa buna meslekleri de öğretmek lazım bu gençlere meslek okullarında çünkü şu an esnaf sanatkârın geriden gelecek yeni bir nesil esnaf sanatları maalesef yok. Tamamen alt yapımız göçmenlerden oluşmakta ve gönçleri biz alt yapımızda işlerimizde kullanmak zorunda kalıyoruz. Bakin ben şunu özellikle belirtmek istiyorum, BAĞ-KUR primleri bu kadar yüksek iken ben bu kadar zor ve sıkıntılı bir süreçteyken esnaf sanatkârımız düzenli bir şekilde BAĞ-KUR primlerini yatırarak, borçlanmaların önüne geçip düzenli bir şekilde devam edeceğini zannetmiyorum. Zaten BAĞ-KUR primlerini yatırıp da SSK’dan da yararlanamayacak. Sosyal güvenlikteyse yararlanamayacak ve birçok esnaf sanatkârlarımız hastanelere gittiği zaman çoluk çocuğunu tedavi ettireceği zaman bu sıkıntı karşıya gelecek ki devletimiz sağ olsun. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu BAĞ-KUR prim borcu olanlara dahi 2023’e kadar bize süreli uzatma yapmış o günde doldu.

Şu an Türkiye de BAĞ-KUR prim borcu olan SSK borcu olan hastanelere gittiği zaman ücretli tedavi olmak zorunda kalacak yani ben istiyorum ki borçları yatırmayıp, yatırmak da zorlanan esnaf sanatkârlarımıza bu kolaylıkların devam ötesi gerekiyor ben bunu gönülden istiyorum. Çünkü Ahmet Hamdi Bey biraz anlattı ama gerçi bende sahadayım. Türkiye 326 bin pazarcı esnafım var. Her birinin yanında 2 kişi çalıştığını hesaplayın bırakın ailelerini milyonlara tekabül ediyor. Türkiye’de her ilde her ilçe de semt pazarlarında sabahın köründe tutun akşamın karanlık ışıklar dönene kadar pazarlarda vatandaşımıza hizmet vermek için bedenen hizmet sektöründe çalışan insanlar ama biz saha da olduğumuz için her şeyi net bir şekilde görüyorum. Bakin pandemi de zaten esnaf sanatkârımız çok zor bir süreçten geçerek zor bir şekilde atlattık. Bakın pandemide hastalıktan dolayı dükkânlarımız kapatıldı. Devletimiz hastalığın yayılması için işyerlerimizin kapatmamızı emretti ama iş yerlerimiz kapalı iken iş yerlerimizin sahibi yani ev sahipleri bizler hep kiracıyız %80’i ama esnafın kiracılar, kiracı konumundaydık. Mülk sahipleri kira almaması gerekiyordu ama bizler iş yerimiz kapalı yine kira ödedik hem SSK’larımızı ödedik hem de 2 yıl boyunca işte kredi kefalet kooperatiflerinden kullandığımız krediler 2 yıl ertelendi. 2 yıl ertelendi ama biz yerlerimizi açtığımız zaman bunların hepsi karşımıza çıktı. Birikmiş borç olarak gerek kiralar olsun gerek ertelenen borçlar olsun yani esnaf hep zor günleri aştı zor günleri her ne emir verildiyse devletimizin bize verdikleri zor bütün yükümleri yerine getirerek zor günleri aşarak geldi. Biliyorsunuz bu şu büyük bir ekonomik sıkıntısı var şu an esnaf sanatkâr gerçekten zorda sattığını yerine koyamıyor, sattığının yerine alamıyor. Alıp da yerine koyamıyor ve bununla beraber gerçekten de kur ayarlaması olmasıyla beraber fiyatların artmasıyla beraber vatandaşın alım gücü de azaldığı için esnaf eski yaptığı işi de yapamıyor, eski kazancı yok, eskiden kazandığı kadar kazanamıyor. Büyük sektörler olsun büyük işverenler olsun her ne kadar olsa çarkını çevirebiliyorlar, şu an bizim esnafımızın diyebilirim ki yüzde 50’si çarkını çok zor şartlarda çeviriyor. Şu an ki asgari ücret maliyetlerin yükselmesiyle BAĞ-KUR prim borçlarının yükselmesiyle bunların altından kalkacağını ben zannetmiyorum çok zor. Şimdi Ahmet Hamdi Bey esnaf kefalet kooperatif başkanı şu an binlerce dosya bekliyor. Herkes kredi almak için buraya geçmiş. Salı günü sayın cumhurbaşkanımızın katılacağı bir esnaf şuramız var orada sayın cumhurbaşkanımız müjdeler vereceğine inanıyorum ki şu an krediler almak için sıra bekleyen bütün esnafımız hep bu müjdeyi bekliyor. Çünkü şu an herkes şu an dosyalarını vermiş, zor süreci bu kredilerle, çevirip ayakta durmaya çalışacak ve bir nebze olsun çarkını çevirerek işini yürüterek hem yanındaki çalışanı hem de kendi evinin geçimini sağlamak zorunda kalacak. Kiralar çok arttı gönlüm isterdi ki geçen yıl bir manav dükkânına ödediğimiz 5 milyar 3 milyar kiralar bugün 10milyar 10milyar ev kiraları 4-5 milyar oldu. En kötü semtlerde 4-5 milyar Ankara’da. Düşünün işyerlerini düşünün bunun yanında.

DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI FEHMİ ÇALMUK: En ucuz hali ile bu şekilde başkanım. Konutlara getirilen %25 kıstası, artırmamak kıstasının esnaf sanatkârın da kiracı olduğu iş yerlerinde getirilmesi lazımdı. Çok astronomik rakamlar var. Çok esnaf sanatkârın dükkânlarını tahliye etmek zorunda kaldığını duydum.

TÜRKİYE SEBZECİLER MEYVECİLER VE SEYYAR PAZARCILAR FEDERASYONU GENEL BAŞKANI ALİ KARACA: Aynen bakın Fehmi yine söylüyorum. Pandemi de bizim kahvehanelerimiz kafelerimiz bazı pazar yerlerimiz bile haftada onu kapatma manavlarımız kapatma talimat gereği iş işleri bakanlığımızdan gelen genelge gereği, pandemi de hastalığın yayılmasını engellemek için iş yerlerimiz kapatıldı ama bizler kiracıyken ev sahipleri dükkân sahipleri kiralarını aldılar. Gönlümüz ister ki bunlarda bir fedakârlık yapsın. Fedakârlık mülk sahiplerinden gelmesi ben isterdim onlar için de genelge çıksın mülk sahipler kira almasın. Pandemi süreci bitene kadar kiracı konumunda olan esnaftan kira alınmasaydı. Bu her şeyin üstündeydi. Yani bir düşünün bırakın bin lira iki bin lirayı 15 bin 20 bin lira kira veren iş yerleri bu kiraları hem ödedir hem de iş yerleri kapalıydı hem de yanında çalışanlarının SSK’larını yardımlarını yapmak zorunda kaldılar. Bu birikmiş borçlarıyla zaten pandemiden çıktı esnaf, pandemi den çıkıp bu seferde devalüasyon oldu her şeye zam geldi. Her gün fiyat artışında ne bilim yani ekonomi de bir dengesizlik olduğundan dolayı esnaf bunun karşılığın da zor ayakta duruyor. Çarkı çevirmek zor bizim sektörde örnek veriyorum Gıda sebze meyvemiz pazar yerinde giyim olsun peyniri zeytini balı pazarda satılan tüm ürünleri anlatırsam ben açık ve net söylüyorum bizim 2021 ve 2020’de ki yaptığımız işler biz şu an bunlar, alım gücü vatandaş da yarı yarıya azaldı. Bunlar da tamamen esnafın tezgâhına yansıyor. Şu an zor bir şekilde gerek yanımızda, gerçi biz bedenen çalışıp hizmet sektöründe çalıştığımız için yanımızda günü birlik yevmiyedirler çalıştırıyoruz, sigortalı çalıştırmıyoruz pazar yerlerinde ama bizim sigortalı çalıştıran manavlarımız var hal esnafımız bar. Bunlar yanında sigortalı çalışmıyor ama bunların bile maliyetler arttı öyle bir örnek veriyorum yani geçen yıl 100lira yevmiye çalıştırdığım kişi şu an en az 400 lira yevmiye çalışıyor. Bunlar hep maliyetler, girdiler o kadar arttı ki motorinden tutun elektrikten tutun doğalgazdan tutun çok arttı keşke bunların, bunlarda da kolaylık tanınsa esnaf sanatkârımıza önünün açılması için. Şu an kredi kefalet kooperatif başkanımız Tokat’ta Ahmet başkanım bilir, bizim şu anda Ankara da kooperatifler de kredi almak için birçok esnafın dosyası şu an hali hazırda binlerce dosya bekliyor. Kredi, esnaf yeri geliyor borçla borç ödüyor gerçekten zor bir durumda ama inşallah bu zorlukları bize de alınacak kolaylıklarla esnaf sanatkârımız zorlukları aşar diyorum.

SONUÇ VE ÖNERİLER

SSK’lılar 7200 iş gününde emekli oluyor, BAĞ-KUR’dan emekli olan ise daha fazla çalışma saati olduğu halde 9000 iş gününde emekli oluyor. Bu çifte standart için gerekli mecraların bu durumla alakalı bir çalışma yapması gereklidir.

BAĞ-KUR prim borcunun tamamı büyük meblağlar olduğundan bugünün şartları doğrultusunda ödeme zorluğu olacağı için esnafın buradaki gecikmiş faizlerinin silinmesi ve bu noktada devlet tarafından kolaylık sağlanması gereklidir.

Esnaf ve sanatkarın yanında çalışan 80-100 bin kişi çalıştığı bilinmektedir. Asgari ücretin artması ile destek verilmediği taktirde işten çıkarmaların olacağı belirtilmektedir.

EYT ile ilgili yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle kalifiyeli eleman bulmak zorlaşacaktır. Devletin bu konuda gerekli tedbirleri ve çalışmaları yapması beklenmektedir.

Devlet bir fabrika sahibine prim desteği verip vergiden muaf tutuyorsa esnaf ve sanatkar da yanında bir kişiden fazla kişi çalıştırıyorsa bu destekten faydalanması gerekmektedir.

Esnaf ve sanatkar zor giden bu süreçte devletten herhangi bir para desteği istememektedir. Elektrik, su, doğalgaz ve kira desteği ile yardımcı olmalıdır ya da bir yıl ödemesiz faizsiz kredi ödemesi yapılmalıdır.

Türkiye’de tornacı, mobilyacı, oto sanatkârı vs. meslekleri geriden getirecek yeni nesiller olması gerekir bunun için meslek yüksekokulların çoğalması gerekmektedir.

Pandemiden dolayı dükkanlarını açamayan esnafın birikmiş kiralarının yanında ödemesi gereken BAĞ-KUR prim borçları mevcuttur. Bu konuda devletin bir çalışma yapması gerekir.

Devlet esnaf ve sanatkarı yakından tanımak için sahaya inmelidir.

Kooperatifler devletin bankaları aracılığıyla esnaf ve sanatkârdan emekli olanlarına alacakları emekli maaşın belirli bir bölümü ile ödeyecekleri şekilde bir kredi paketi hazırlandığı taktirde esnaf ve sanatkâr hem emekli olur hem de almış olduğu emekli maaşı ile otomatik olarak borcu kesilir ve bu parayı öderler.

Devletin ve sivil toplum örgütlerinin öncülüğünde esnaf ve sanatkârların ürettiklerini dünyaya satacak hale getirilmelidir. Teknolojici de üretir hale getirmemiz gerekir

MEDYADA ÇEVRİM İÇİ TOPLANTI HABERLERİ

https://www.ahienstitusu.org/esnaf-ve-ve-sanatkar-sosyal-guvenlik-politikalarini-konusuyor-/88/

https://www.ahienstitusu.org/esnafin-sosyal-guvenlik-sorunlarini-tartistik/89/

https://www.esnafhabertv.com/esnaf-eyt-den-yararlanabiliyor-mu-borclarin-faizi-silinecek-mi-baskanlar-konusuyor/71371/

https://www.youtube.com/watch?v=xC_FcsiyJZo

https://www.youtube.com/watch?v=YepwnzqFuo8

https://www.youtube.com/watch?v=dIJUTwGoC90

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği'ne ait kurumsal bilgilerin, proje, çalışmalar ve etkinliklerin yer aldığı kurumsal web sitesi.

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği

Yukarı Öveçler Mah.1315 Cad. Can Apt No:7/1 ANKARA Dernek Kodu 06 141 169 Başkent VD 3220929794
06460 Çankaya / Ankara

Dernek Yazılımı: Medya İnternet™ - Dernek Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.